Tanrılar, tapınaklar ve yolsuzluklar ülkesi: Nepal

Tanrılar, tapınaklar ve yolsuzluklar ülkesi: Nepal
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tribhuvan başkent Katmandu’ya çok yakın ama yol yorgunluğuna trafik kargaşası ve müthiş toz yoğunluğu da eklenince, 11 yıl sonra yeniden Katmandu’ya kavuşma sevincimize gölge düştü. Toz nedeniyle Katmandu’da nefes almak zor, neredeyse herkes ağzını kapatarak yürüyor. Biz de toz ve egzozdan korunmaya çalışırken etrafı gözlemliyoruz. Sokaklar sanki daha kalabalık, çoğu kadın sokak satıcıları küçük tezgahlarında meyve, unlu ürünler, içecek satıyorlar. Bazılarının çocukları da yanında. İnsanlar yorgun ve yoksul görünüyor. Eski binalar çok bakımsız ama her yerde inşaat yapılıyor. İlk kez 2008’de geldiğimiz Nepal’de yoksulluğun sona ermiş olmasını dilerdim ama seyyar satıcılar ve el açanlar çoğalmış gibi. Duvarları süsleyen kızıl bayraklı resimleri, meydanlardaki heyecanlı gösterileri, yıllarca verilen mücadelenin izlerini arıyorum, sanki yoğun toz her şeyi yutmuş. Nepal’in yakın tarihi mücadelelerle dolu. Dile kolay, özellikle kırsal kesimde örgütlenmiş Maocu partinin önderliğinde Nepal monarşisine karşı tam 12 yıl süren kanlı bir mücadele verilmişti. Kral kendisini başbakan da ilan ederek ülkede tüm ipleri eline almış, baskıcı ve otoriter bir yönetim kurmuştu. “7 Parti Koalisyonu”nun mücadelesi sonunda 240 yıllık krallık ortadan kaldırılmış, 2007’de Federal Cumhuriyet ilan edilmişti. Ama Nepal’de sular durulmadı. Parlamentodaki hepsi “sol” ideolojiyi savunan partilerin kurduğu koalisyon hükümetlerinin ömrü hep kısa oldu. Partilerin anlaşıp anayasa yapabilmesi bile 8 yıl aldı. Nihayet 2015’te anayasa yapıldı ve “Nepal Federal Demokratik Cumhuriyeti” kuruldu.

2015 DEPREMİ

Nepal 2015’te en büyüğü 7.8 olan birkaç depremle sarsıldı. 9 bin kişinin öldüğü ve 1 milyon evin yıkıldığı depremler bazı köyleri haritadan silmiş. Deprem ardından gelen toprak kaymaları da kırsal alanda büyük felakete yol açmış. Sağlık ve hijyen sistemi çökmüş. Katmandu’ya yoğun göç olunca geçici yerleşim yerleri kurulmuş. Maalesef bu geçici yerleşim bölgeleri kalıcı hale dönüşmüş ve Katmandu bir şehircilik faciasıyla da yüz yüze kalmış. Depremden sonra iş birliği yapan siyasi partiler öncelikle tarihi eserlerin kurtarılmasına karar vermiş çünkü turizm Nepal’in can damarı. Çoğu UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası” listesinde olan kültür yapıları için dünya çapında yardım seferberliği başlatılmış. Halen çalışmalar sürüyor ve restorasyonda epeyce yol alındığını görüyoruz ama antik şehirlerin mistik havası ve büyüsü olumsuz etkilenmiş. Bir de Nepal’in belini büken yolsuzluk illeti sonunda yurtdışından yardım gönderenleri de bıktırmış. Yardımlar yavaşlamış. İşler sürüncemede kalmış. Ne kadar acı değil mi? 12 yıl savaşın ardından yönetimi eline geçirip yolsuzluğa teslim olunur, yoksulun hakkını yenir mi? Utanç verici!

NAMASTE NEPAL

“Namaste” Sanskritçe “önünde saygı ile eğilmek” anlamına geliyor. Sihirli bir kelime ve müthiş bir alçakgönüllülük ifadesi, “merhaba” der gibi biz de sıkça kullanıyoruz.

Nepal biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkesi. Dünyadaki çiçek veren bütün bitkilerin yüzde 2’si, 319 vahşi orkide cinsi ve 600 değişik bitki ailesi bu ülkede yetişiyor. Dünya kuş nüfusunun yüzde 8’ini oluşturan 848’den fazla kuş cinsi, dünyada bilinen 15 kelebek ailesinin 11’i Nepal’in yerlisi. Ama Nepal esas ününü heybetli Himalayalara ve 8 bin 848 metre yüksekliğindeki Everest tepesine borçlu.

26 milyon nüfuslu Nepal’de 101 etnik grup var ve 92 dil konuşuluyor. Resmi dil Nepali. 2006’ya kadar resmi din olan Hinduizm Nepal’de en yaygın din, Budizm ikinci sırada. Ancak yeni anayasaya göre Nepal laik bir ülke ve din özgürlüğü var. Yoksul bir tarım ülkesi olan Nepal’de kişi başına gayri safi milli gelir ise bin 300 dolar.

Nepal’in doğu, batı ve güneyi Hindistan ile çevrili, kuzey komşusu ise Çin. Tekstil ve halı dışında satacak ürünü olmayan Nepal’in tüm ihtiyaçları karayoluyla ve Hindistan üzerinden karşılanıyor. Hindistan ekonomik olarak çok etkili. Vergisiz kaçak mal girişi Nepal’in derdi. Ama en büyük sorun kadın ticareti. Her yıl binlerce Nepalli kız çocuğu ve genç kadın para karşılığı Hindistan’a kaçırılıyor. BM’de bu durumu mercek altında tutuyor. Bir de Nepal’in sınır boylarında Terai bölgesinde yaşayan ve Madheshi olarak tanınan bir azınlık grubu var. Merkezi hükümete baş kaldırmışlar. Nepal Hindistan’ı bu grubu desteklemekle suçluyor. Tabii bu etnik ve bölgesel sorunun mimarının uzun yıllar bölgenin efendisi olmuş İngiliz emperyalizmi olduğunu hemen hatırlatalım! Kısacası Nepal’in ekonomik olarak bağımlı olduğu Hindistan ile sorunlu bir ilişkisi var. Diğer büyük komşu Çin ise bir süredir otoyollar, viyadükler ve hidroelektrik santraller gibi büyük yatırım projeleriyle Nepal’de varlık göstermeye başlamış. Çin’in Nepal ile ilişkisinin giderek geliştiğine dikkat çekiliyor.

KATMANDU VADİSİNİN ÜÇ ŞEHRİ

Katmandu vadisinin üç önemli şehri Katmandu, Patan ve Bhaktapur. Müthiş tapınakları, süslemeleri, heykelleri ve meydanlarıyla turistlerin yoğun ilgisini çeken bu şehirlerdeki kültür varlıklarının yaratıcısı 1201-1779 yılları arasında Nepal’de hüküm süren Malla hanedanlığı. 600 yıllık iktidarları dönemi Nepal’in “altın çağı” olmuş. Vadide görülmesi gereken o kadar çok ve muhteşem eser var ki yetişmek imkansız. Hindu tapınaklarına genelde Hindu olmayanlar giremiyor. Kafamızı içeri dahi uzatamıyoruz. Fotoğraf çekmek yasak. Budist tapınaklarına giriş ve fotoğraf çekmek ise serbest.

TANRILAR VE TAPINAKLAR ŞEHRİ KATMANDU

Katmandu bir tapınaklar şehri. Turiste çok alışık. İlk durağımız Katmandu’nun ünlü tapınağı Boudhanath. Burası bir stupa. Etrafında dolaşılarak ibadet edilen, ters huni şeklinde bir tapınak. Tabanı toprağı, kubbesi suyu, hunisi ateşi, en ucu da havayı betimliyor. Buda meşhur gözleriyle tepeden ziyaretçilerini ve kainatı izlerken dünyada yaptığımız eylem ve düşüncelerimizin bu veya sonraki yaşamlarımızda bizi bir şekilde etkileyeceğini hatırlatıyormuş! Tabii bu kadar yolsuzluk varken yöneticiler Buda’yla göz göze geliyor mu merak ettik! Boudhanath çapı en büyük stupa. Hızlı adımlarla etrafını saat yönünde bir kez dönmek 25 dakika sürüyor. Üç defa dönülmesi gerekiyormuş. Boudhanath tapınağı depremde çok zarar görmüş, kısmen restore edilmiş ama halen dört katlı kaidenin sadece iki katında tavafa izin veriliyor. Stupanın en tepesinden aşağıya doğru iplere asılmış renkli küçük flamalar aslında dua bayrakları. Kırmızı ateşi, yeşil suyu, mavi gökyüzünü ve uzayı, beyaz hava ve rüzgarı, sarı toprağı simgeliyor. Tavaf eden kadınlar ve erkekler yan yana turluyor, kimse kimseyle ilgilenmiyor, herkes kendinden sorumlu ve ibadetini yapıp gidiyor. Boylu boyunca yüzükoyun yere uzananları ve tespihleri ellerinde dua tekerleklerini çevirerek turlayan Budistleri gözlemlemek, mistik havayı hissetmek ilginç. Burası ziyaretçisi çok olan bir stupa, etrafındaki tüm sokaklar da tapınak ve hediyelik eşya satan mağazalarla, kafelerle dolu, tabii fiyatları turistik!

Sonraki durağımız Swayambhunath tapınağı tüm Katmandu’yu gören ormanlık bir tepede. Yüzlerce maymunun evi olmuş ormanlık. Tapınak dev bir stupa olarak yapılmış. Buda gözleriyle buradan da dünyayı ve Katmandu’yu izlemeye devam ediyor. Bu stupanın çevresinde de onlarca tapınak, birçok mağaza, sanat galerisi ve sokak satıcıları var. Depremde maalesef çok zarar görmüş, bazı bölümler kapalı ve tadilat devam ediyor.

RUHLARI ÖZGÜRLEŞSİN DİYE YAKILAN ÖLÜLER

Ganj nehrini besleyen kutsal nehirlerden biri olan Bagmati Katmandu’dan geçiyor. Nehrin iki yakasında kurulan Pashupatinath çok büyük bir Hindu külliyesi, Shiva’ya adanmış 518 kutsal tapınak, mezar ve anıttan oluşuyor. Bir tapınak hariç turistler bölgede dolaşabiliyor. Bagmati çok kirli ama burada yakılarak külleri Bagmati nehrine atılan ölülerin ruhlarının özgürleştiğine inanılıyor. Biz ölü yakma törenini nehrin hemen karşı yakasından tümüyle izlemiştik. Yanı başımızda koşturan kutsal maymunlar ve “sadu”lar ile son derece çarpıcı ve neredeyse gerçek üstü bir törendi. “Sadu”, vücudunu küllerle boyayan, çırılçıplak gezen veya sadece turuncu kısa bir şalvar giyen, yüzleri makyajlı, hiç taranmayan rasta örgülü upuzun saçları keçeleşmiş Hindu dervişleri. Aslında dünyevi ilişkilerden uzak durduğu ve kendilerini dine adadıkları söylenen saduları kimse rahatsız etmiyor, aksine yemek veriyor. Sadular fotoğraf çekmek isteyenlere önce poz veriyor, sonra da para istiyor. Çok dünyeviler! Pashupatinath’a bu defa gece gittik. Doğrusu gece ne külliyenin ihtişamı anlaşılıyor ne de ölü yakma töreni kültürel bir öge olarak izlenebiliyor. Depremde külliyenin bazı dış binaları yıkılmış, ama esas tapınak zarar görmemiş.

Bhutan’da duyduğumuz bir geleneğin Nepal’de, Himalaya dağlarındaki bazı köylerde de yaşadığını öğrendik. Ölüler yakılmak yerine parçalanıyor ve ceset parçaları dağ başına kartallara bırakılıyormuş. Kartallar uçarken cesedini yedikleri kişiyi de uçurup ruhunu özgürleştiriyormuş.

Katmandu’nun ünlü alışveriş merkezi Thamel, İstanbul’un Tahtakale’si gibi. Tanınmış markalar ve sahteleri yan yana! Dağcı giyim ve malzemeleri revaçta. Kaşmir ürünler, Himalaya tuzu, takılar, dokumalar ne ararsanız var.

Bhaktapur. Katmandu vadisinde gezdiğimiz diğer önemli şehir. Bir Durbar meydanı da burada var. Meydan ve şehir merkezi zengin kültürü, ahşap oymaları, taş-ahşap-metal oymalarla bezenmiş tapınakları nedeniyle UNESCO tarafından dünya kültür mirası olarak koruma altına alınmış, tam bir açık hava müzesi. Bu yüzden şehir merkezine giriş ücretli. Sokak satıcıları da çat pat pazarlık Türkçesi öğrenmeye başlamış! Müthiş etkileyici bir yer ancak depremden epey zarar görmüş, restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Vadinin üçüncü şehri Patan’daki Durbar meydanı da depremde çok zarar gören yerlerden. Maalesef 12. yüzyıldan kalan ve Kama Sutra heykelleriyle bezenmiş tapınakların bazıları tümden yıkılmış. Kama Sutra, “Zevkin Kitabı” demek ve MÖ 100 yıllarında yazılan, kadın ile erkek arasındaki cinsel ilişki pozisyonlarının anlatıldığı bir klasik eser.

Katmandu’ya gelip Himalayalar’da gün doğumunu seyretmemek olmaz diyerek tozun toprağın içinde döne döne 2 saat dağa tırmandıktan sonra ulaştığımız Nagarkot’a önce ayak pastı parası ödedik. Sonra da müthiş şimşek ve gök gürültüleriyle öyle bir yağmur başladı ki muson yağmurlarının bölge insanlarını nasıl perişan ettiğini anladık. Maalesef gün doğumu göremedik ama yağmur dinince karşımıza çıkan Himalayalar heybetiyle bizi yine büyüledi.

NEPAL’DE ATATÜRK OKULU

Dhading, Neelkantha belediyesine bağlı yoksul bir dağ köyü olan Sasahatar Nepal’deki rehberimiz Ramesh’in köyü. Köy okulu depremden yıkılınca genç dostlarımız Pırıl ve Sinan gezi gruplarıyla kampanya başlatmış, okulun bazı binaları ve derslikleri 2016 yılında salma usulü yeniden inşa edilmiş. Okulu ziyaret ettik, dersliklerin önünde iki İngilizce plaket var. Birinde dersliklere modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün adının verildiği yazıyor, diğerinde de Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” var. O kadar gururlandık ve duygulandık ki anlatamam! Nepal hükümeti kızların okutulmasına çok önem veriyor. Her şeye rağmen kızını okula göndermek istemeyen aile olursa vergi cezaları geliyor, aile sosyal yardım alamıyor. Nepal’de kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesine karşı da savaş açılmış durumda.

Bir sonraki Nepal yazımızda buluşmak üzere…

İlgili Tanrılar, tapınaklar ve yolsuzluklar ülkesi: Nepal haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz. 

0
kat_l_yorum_1
Katılıyorum +1
0
hatal_d_n_yorsun
Hatalı Düşünüyorsun
0
bilgi_in_te_ekk_r
Bilgi İçin Teşekkür
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
kat_lm_yorum_-1
Katılmıyorum -1
Tanrılar, tapınaklar ve yolsuzluklar ülkesi: Nepal

Türkiye Aktüel Haber Bültenine Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni eklenen makalelerimizden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini şimdi başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!