Münevver, Emine, Pınar…Daha niceleri..Hepsinin ismi aklına gelmedi değil mi? Yazarken benimde gelmedi. Neden mi?… Nedenini mi soruyorsun ey okuyucu?
O kadar çoklar ki..Hayatları sevgili, eş terörüne, pisi pisine yok olmuş o kadar çok kadın var ki ülkemde! Sevdiği içinmiş, çok aşıkmış karısına, sevgilisine…Reddedilmiş..Açık giyinmiş, yemeği yakmış…Daha saymakla bitmez herhalde!
Hayat bir kadın için nasıl başlıyor, nasıl bitiyor bu ülkede, zaten herkes yaşayıp gördüğü için uzuuuun uzadıya anlatmaya gerek yok. Ama şu bir gerçek ki, pisi pisine yok olan hayatlar, elini kolunu sallaya sallaya gezen adamların vicdanında eriyip gidiyor.
Erkeklik ve kadınlık bir cinsiyet ayrımı elbet!..Şiddetin her türlüsü dünyaya bir kötülük tohumu saçarak yürüyor bizim ülkemizde…Ya çözüm?
Bu tohumlar büyüyüp geliştikçe, bu kadınların isimleri ana akım medyada, sosyal medyada zikredilmeye devam edecek. Dur diyen mi kim olacak? Çocuk yetiştiren ebeveynler.. Daha fazla kanla sulanan kötülük tohumu ekmemek ancak onların çabasıyla olacak hiç şüphesiz!
-Erkek çocuğudur, her şeyi yapsın nolacak canım!..Erkektir elinin kiridir, kadın düşünsün!..O da adamı kabul etmemiş, etseydi bunlar olmazdı!.
Tüm bunları bu ülkenin ruhundan nasıl söküp atacağız, öncelikle konu bu. Aslanlık, kaplanlık, paşalık en çok bizim ülkede erkeğe etiketleniyor malum. Bütün şişirilmiş bencilliğiyle, istediğini almak üzerine güdümlenen ruhlar hiç uğruna kadınların hayatlarını bitiriyor. Nasıl reddedilebilir ki anasının biricik erkek oğlu, imkansız!
İşte burada yapılacak tek bir şey kalıyor ebeveynlere, cinsiyeti değil, insanlığı vurgulamak!..Cinsiyetlerin, vicdanın önüne geçmemesini aşılamak!..Bir de unutmadan, hani belki okuyanlar için, kalpte bir ince sızı bırakmak adına…Bir kadın tarafından reddedildiğinde sadece erkek değil, adam olduğunu hatırlatmak!
Bilmiyoruz ki, duymadığımız, görmediğimiz kaç tanesi var elbette senin gibi..Hepsinin ve senden öncekilerin adına, güle güle güzel gülüşlü Pınar!..Ruhun huzurlu olsun!