Devlet yönetimi organizasyonu, diğer alanlara kıyasla çok daha kapsamlı olduğu için yönetim şekli de farklılık gösterir. Bu nedenle, devlet yönetiminde özel uzmanlık gerektiren kişilerin aktif rol alması önemlidir. Sadece siyaset ve bürokrasi gruplarının değil, aynı zamanda teknokratların da devlet yönetiminde yer alması gerekmektedir. Teknokratlar, sahip oldukları bilgi ve deneyimle siyaset ve bürokrasi kurumlarına rehberlik etmelidir.
Devlet yönetiminin büyüklüğünü dengede tutmak son derece önemlidir. Yönetimin büyümesi, sunulan hizmetlerin kalitesinin düşmesi anlamına gelir; çünkü devlet yönetimi hantal ve ağır hareket eden bir yapıda olmamalıdır. Öte yandan, devletin küçülmesi de istenen bir durum değildir; bu durumda sunulan hizmetler yetersiz hale gelir ve politikalar başarısız olmaya başlar. Eğer devlet yönetimi grupları, yönetimde gücü tekelleştirmeye yönelirse, bu durum devletin büyümesine yol açar.
Siyaset veya bürokrasi gücünü diğer grubu dışlayarak ele geçirmeye çalıştığında, devletin yönetim grupları arasındaki denge bozulur. Bu dengesizlik, yönetim yapısının bozulmasına ve dolayısıyla devlet yönetiminin büyümesine neden olur. Sonuç olarak, devlet yönetimi aşırı büyüme riskiyle karşı karşıya kalır. Grafiklerde de görüldüğü gibi, yönetim grupları ve büyüklük açısından denge noktalarında kalan devlet yönetimi, maksimum hizmet üretimi gerçekleştirir. Ancak bu denge kaybolursa, devletin hizmet üretim seviyesi düşer. Bu nedenle, yönetim yapısındaki güç dağılımı ve büyüklüğün denge noktasında olması gerekmektedir. Bu noktalar, devlet yönetiminin verimliliğinin en yüksek olduğu alanlardır.
Devletin aşırı büyümesinin ekonomik, yönetimsel, ahlaki, sosyolojik, siyasal ve insani sonuçları vardır.
Ekonomik açıdan, personel sayısının artması daha fazla mali kaynak gerektirecek ve bu da bütçeye ek yük getirecektir; dolayısıyla toplum için daha fazla vergi yükü anlamına gelecektir. Devlet yönetimi kurumları birer birer çökme sürecine girebilir, yabancı yatırımcılar ülkeyi terk edebilir ve toplumda ekonomik yoksulluk baş gösterebilir. Bu durum, hem toplumsal hem de bireysel ahlaki erozyona yol açar.
Yönetim ilkelerine göre yönetim askıya alınır ve yönetim sistemini aşmak için çeşitli formüller aranır; aşırı büyüme zamanlarında genellikle kanunlara ve kurallarına uyulmaz. Liyakat kavramı göz ardı edilerek, atamalarda yandaş kişiler tercih edilir. Biat etmek, liyakat sahibi olmaktan daha önemli hale gelir. Tüm bu gelişmeler, yönetimin fiili olarak otokrasiye dönüşmesine neden olur. Rüşvet, kayırmacılık, adaletin çöküşü, toplumsal olaylar ve sosyolojik çöküşler, devletin büyümesinin sonuçlarıdır.
Devletin büyümesine çözüm olarak, yönetim şekli ne olursa olsun, etkili bir yönetim denetim mekanizmasının kurulması gerekmektedir. Bu mekanizma, devlet yönetiminin denge noktalarında kalmasını sağlayacak tek araçtır. Bu, ancak devlet yönetimi yapısına teknokrat sınıfının dahil edilmesiyle mümkün olabilir. Aksi takdirde, devletin büyümesinde denge kontrolü kaybolur.
