Kıta Avrupası ve Anglo-Amerikan devlet yönetimi yaklaşımlarının başarısızlığının ardından, dünya genelinde devlet yönetiminde yeni bir dönem başlamıştır. Artık iki ana görüşün egemen olduğu bir yönetim anlayışı söz konusu olmayacaktır; bu, yeni çağın sunduğu yeniliklerden biridir.
Yeni çağda ortaya çıkan Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Yaklaşımı, bu dönemin ilk ve tek devlet yönetimi modeli olarak öne çıkmaktadır. Merkez Anadolu yaklaşımı, geçmişteki hataları, yanlışları ve eksiklikleri ortadan kaldırarak, yeni çağa uygun bir devlet yönetim sistemi inşa eden farklı bir anlayıştır. Bu modelde ne merkeziyetçilik ne de adem-i merkeziyetçilik ön plandadır; her ikisinin dengede olduğu karma bir model önerilmektedir. Bu yaklaşım, devletlerin büyük, hantal ve değişime zor uyum sağlayan yapılarından sıyrılarak, daha uygun boyutlarda, hızlı değişime uyum sağlayan ve toplumun tüm kesimleriyle güçlü bir iletişim kuran bir model geliştirmektedir.
Merkez Anadolu yaklaşımında, toplumun devlet karşısında örgütlü bir şekilde temsil edilmesi büyük önem taşır. Sivil toplum mekanizması, devlet yönetimi için rehberlik eden bir geri bildirim kaynağı olarak görülmektedir. Yani, sivil toplum, devlet ile toplum arasındaki ikincil iletişim kanalıdır. Sivil toplumun etkin bir şekilde çalışması, devletin bu iletişim kanalından faydalanabilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, sivil toplum kuruluşlarının etkinliği büyük bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Sadece kağıt üzerinde var olan veya belirli teşvikler almak amacıyla kurulan sivil toplum kuruluşları, toplum için bir tehdit oluşturur. Bu nedenle, Merkez Anadolu yaklaşımında sivil toplum kuruluşlarının etkin çalışmasını sağlamak için sıkı bir denetim mekanizması oluşturulmuştur. Bu yaklaşım, denetimli kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemekte ve yasama, yürütme, yargıdan sonra dördüncü güç olarak denetimi tanımaktadır. Denetim, Ulusal Denetim Kurumu aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Bu kurum, sivil toplum kuruluşlarını yönetimsel açıdan denetleyerek, onların etkin çalışmalarını ve başarılı olmalarını sağlamak için zorlayıcı bir unsur olacaktır.
Ulusal Denetim Kurumu, eksiklikler, yanlışlar ve hatalar tespit edildiğinde sıkı yaptırımlar uygulayacak ve gerektiğinde konuyu yargı organına taşıyarak ilgili kişilerin cezalandırılmasını sağlayacaktır. Böylece, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak yer almak isteyenlerin bu işi ciddiye alması teşvik edilecektir. Ayrıca, idari yaptırımlarla ağır cezalar verilerek sivil toplum kuruluşlarında görev almanın ciddiyeti vurgulanacaktır. Buradaki amaç, Ulusal Denetim Kurumu’nun sivil toplum kuruluşlarındaki yönetimsel denetimi ile onların etkin çalışmalarını ve başarılarını sağlamaktır. Böylece, verimli çalışan bir sivil toplum yapısının en büyük faydası devlete yansıyacaktır; devlet, yaptığı çalışmalar ve ürettiği hizmetlerin geri bildirimini toplumdan sivil toplum aracılığıyla doğru bir şekilde alabilecektir.
Eski çağda sivil toplum, kariyer yolculuğunda bir sıçrama tahtası olarak görülmüş veya maddi teşvikler almak için kurulan bir paravan organizasyon haline gelmiştir. Her iki durumda da asıl amaçtan uzaklaşarak farklı hedeflere hizmet edilmiştir. Genellikle siyaset sahnesinde yer almak isteyenler, öncelikle bir sivil toplum kuruluşunda başkanlık yaparak kamuoyunda tanınmaya çalışmakta ve ardından seçimlerde adaylık ile toplumda bilinirlik kazanarak seçimleri kazanmaktadır. Diğer bir paravan durum ise, maddi yardım almak amacıyla hedefi olmayan sivil toplum kuruluşlarının kurulmasıdır. Bu kuruluşlar, büyük şirketlerden, bireylerden ve yurtdışındaki organizasyonlardan ciddi miktarda bağış alarak, bu paraları kişisel harcamalarda kullanmaktadır. Bu tür sivil toplum kuruluşları, paravan bir organizasyon durumundadır. Her iki durum da hem toplum hem de devlet yönetimi açısından son derece tehlikelidir. Ulusal Denetim Kurumu, yapacağı yönetimsel denetimlerle bu tür suiistimallerin önüne geçmeyi hedeflemektedir. Ayrıca, suiistimal yapanların ağır şekilde cezalandırılmasını sağlayarak diğer sivil toplum kuruluşlarına da bir uyarı niteliği taşıyacaktır.
Sivil toplum kuruluşlarının etkin çalışmaları ve başarılı bir yönetim sergilemeleri, devlet yönetimi ve toplum açısından son derece önemlidir. Bu kuruluşlar, ülkenin kalkınması ve toplumun refahının artmasında önemli bir rol oynayabilir. Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi, tüm sivil toplum kuruluşlarının bu bilinçle çalışacağı bir model sunmaktadır.