Pandemi, dünyada yeni bir çağın başlangıcını işaret etti. Altı yıllık bir geçiş sürecinin ardından, 2025 yılında yeni çağa adım atılmış oldu. Bu dönem, önceki çağ geçişlerinden farklı bir süreçle başladı ve önemli bir özelliği ile diğerlerinden ayrılıyor: Bu kez oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor. Yani dünya düzeni tamamen yeniden şekillenecek; mevcut sistem çökecek ve yerine yeni bir düzen kurulacak. Yeni dünya düzeninde, geçmişteki tanımlar, kavramlar ve sistemlerin çoğu ortadan kalkacak. Bu değişimden en çok etkilenecek olanlar ise devlet yönetimleri olacak.
Yeni çağa kadar, Kıt’a Avrupası ve Anglo-Amerikan yaklaşımları devlet yönetimlerinde hâkimdi. Ancak bu yaklaşımlar, ihtiyaç duyulan konulara yeterince yanıt veremedi. Eski çağın sona ermesiyle, her iki yaklaşımı benimseyen devletlerin pandemi karşısında başarısızlıkları açıkça görüldü. Bu durum, mevcut yönetim yaklaşımlarının yetersizliğini ortaya koydu ve yeni yaklaşımların gerekliliğini doğurdu. Bu noktada, Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Yaklaşımı, “Yeni Dünya 5.0” vizyonuyla geliştirilmiş bir yönetim modeli olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşım, eski çağların belirsizliklerini ve çelişkilerini ortadan kaldırarak, devlet yönetimini bir bilim olarak kabul ediyor ve kimlik arayışına son veriyor.
Eski çağlarda, devlet yönetiminde iletişim kritik bir rol oynuyordu. Algı oluşturmak ve propaganda yapmak için çeşitli araçlar kullanılarak güç elde edilmeye çalışılıyordu. Teknolojinin ilerlemesi, bu algı yaratma sürecini kolaylaştırdı. Devletler, toplumları manipüle ederek istediklerini kabul ettirmekte başarılı oluyorlardı; gerçeklerin önemi yoktu. Kamuoyuna yapılan açıklamalar ile arka plandaki amaçların çelişmesi önemli görülmüyordu. Devlet yönetimleri, başarı için her şeyin mubah olduğu anlayışıyla, söyledikleri ile yaptıkları arasında büyük farklar yaratarak algı oluşturmaya devam ettiler. Ancak yeni çağda, bu algılar gerçeklerle sarsıldı. Süper güçlerin Covid-19 karşısındaki çaresizlikleri ve diğer ülkelere giden sağlık ekipmanlarına el koyma gibi davranışları tüm dünya tarafından görüldü, maskeler düştü.
Yeni çağda algıya dayalı devlet yönetimi dönemi sona erdi; artık başarının anahtarı gerçeklik olacak. Toplumlar daha bilinçli hale gelecek ve bu nedenle devletten beklentileri değişecek. Yeni çağdaki değişim, bireylerden topluma kadar herkesi etkiledi. Bu etkiyle birlikte, toplumun devletten beklentileri, ihtiyaçları ve hizmet anlayışı değişim geçirdi. Devletin bu değişimlere yanıt vermesi bekleniyor ve bu talepler sürdükçe devam edecek. Devlet yönetimlerinin, toplumun isteklerine ve ihtiyaçlarına uygun hizmet sunarak ülkenin kalkınmasını sağlamak ve refah seviyesini yükseltmek için gerçekçi yaklaşımlar benimsemesi gerekecek. Yani eski çağda başarı algıya dayanıyorken, yeni çağda başarı gerçeklik olacaktır.
Devlet yönetimlerinin daha şeffaf, adil ve liyakatli bir şekilde gerçeklik ekseninde hareket etmeleri gerekecek. Aksi takdirde, yeni çağda kalkınma sağlamak veya toplumun refahını artırmak imkânsız hale gelecektir. Devlet yönetimlerinin, acilen yeni çağın gerekliliklerine uygun bir yönetim düzenine geçmeleri şarttır.
