Fatma YILDIZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kendi Hakikatinizi İnşa Edin: Evlilik ve Ebeveynlik Baskısının Ötesinde

Kendi Hakikatinizi İnşa Edin: Evlilik ve Ebeveynlik Baskısının Ötesinde

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Toplumun dayattığı rol oyunlarını sürdürmek yerine, gerçek başarıyı bulmanın yolu.

Toplumun ruhuna öyle zehirli inançlar işlemiş ki, onları sorgusuz sualsiz hakikat sanıyoruz. Listenin başını çekenler mi? Evlenmek ve anne baba olmak. Sanki bu eylemlerin kendisi, sizi insanlığın zirvesine taşıyan mutlak birer başarı nişanesiymiş gibi! Vitrinler, sosyal medya akışları, aile büyüklerinin beklentileri… Hepsi bu yanılsamayı körüklüyor. Oysa bu acımasız illüzyon, bizi sığ bir varoluşa, sahte bir mutluluk arayışına mahkûm ediyor, ruhlarımızı köreltiyor. Zira ne atılan bir imza başarıdır, ne de bir doğum belgesine atılan tarih. Gerçek başarı, bu basit eylemlerin ardında yatan o çetin, o amansız mücadelenin, o sürekli yeniden doğuşun ta kendisidir. Bu fırtınanın ortasında, ne kadarımız gerçekten gemiyi ayakta tutabiliyor, sahici kalabiliyor?!

İlk Zincir: Doğru Seçim mi, Ömürlük Pranga mı?

Gerçek başarı, bir düğün fotoğrafının ışıltısında, süslü bir gelinliğin altındaki sahte gülüşlerde gizli değildir; hayatınızın en kritik seçimini yaparken başlar: doğru insanı seçmekle! Sırf “evlenmiş olmak” uğruna, toplumsal baskılardan kaçmak için, yalnızlıktan korktuğunuz için mi o imzayı attınız? İşte o an, geleceğin temelini değil, bir ömürlük prangayı inşa etmeye başladınız demektir! Hayatınızın geri kalanını paylaşacağınız o kişiyi iliklerinize kadar tanımakla, onunla en karanlık dehlizlerde bile yürüyebileceğinizden emin olmakla başlar her şey. Değerlerinizin birbiriyle uyum içinde nefes aldığından, hayallerinizin aynı ufukta buluştuğundan emin olmakla… Bir ömür boyu ilmek ilmek işleyeceğiniz, her fırtınaya birlikte göğüs gereceğiniz o yol arkadaşını bulmakla… İşte bu, zincirin ilk ve en sarsılmaz halkasıdır. Bu seçim, ayaklarınızın bastığı zemini ya demir gibi sağlamlaştırır, ya da bir kum yığınına çevirir, sizi adım adım dipsiz bir uçuruma sürükler. Unutmayın: yanlış bir seçim, telafisi zor, ömrünüzü çalan bir tuzaktır!

İlişkinin Ritmi: Varmak mı, Var Olmak mı?

Doğru seçimi yaptığınızı mı sanıyorsunuz? İşte şimdi asıl sınav başlıyor: sağlıklı bir ilişkiyi soluksuz sürdürebilmek! Evlilik sadece aynı çatının altında olmak, yatak odasını paylaşmak değildir; o, karşılıklı saygının, gözü kapalı empatinin, sınırsız anlayışın, acımasız dürüstlüğün ve bitmeyen fedakârlığın üzerine kurulu, her fırtınada sallanan ama asla yıkılmayan bir kale gibidir. Monotonluğun zehrine, rutinlerin yıpratıcılığına, iletişim kopukluklarının sessiz çığlıklarına karşı sürekli bir savaş hali… Tartışmaların yapıcı birer yüzleşmeye dönüştüğü, sorunların kaçınılmaz değil, aşılabilir olduğu, her bireyin kendi ruh nefesini koruduğu, sevgi ve şefkatin ruhunuzu her an sardığı bir bağ kurmak… Bu, her günü yeniden, tırnaklarınızla kazıyarak inşa etmektir. Bu, sürekli bir devinim, emekle yoğrulmuş bir sanattır. Bir ilişkinin gerçek zaferi, işte bu bitmeyen gelişim ve ahenk dansında saklıdır; varmak değil, her an var olmaktır; her günü bir savaş alanına çevirmeden, bir cennete dönüştürmektir!

Mirasımız: Sağlam Ruhlar mı, Boş Ünvanlar mı?

Ve ebeveynlik… Bir çocuk dünyaya getirmek size bir “üstün insan” etiketi yapıştırmaz; asıl başarı, her anlamda sağlıklı bireyler yetiştirebilmektir! Bu sadece fiziksel bir sağlamlık, genetik mirasın aktarımı değil; ruhsal, zihinsel ve duygusal olarak da dimdik duran, özgüvenleri dağları aşan, dini bütün, ahlâki değerlerle yoğrulmuş, vicdanları ışıl ışıl, empati damarları işleyen çocuklar var edebilmektir! Onlara sadece yemek yedirmek değil, ruhlarını doyurmak, dinlemek için susmak, rehberlik için yol göstermek, düşmelerine izin verip kendi ayakları üzerinde kalkmayı öğretmek, kendi kanatlarıyla göğe yükselmelerini sağlamak… Her an, her nefeste verilen bu değerli çaba, işte budur gerçek bir zafer! Bu, sadece kendi hanenize değil, tüm topluma bırakılacak en paha biçilmez mirastır; nesilleri boşa tüketmek değil, onları yeniden var etmektir. Yoksa sadece bir ünvan taşıyıp, travmalarla dolu, hayata küsmüş, toplumdan kopuk bireyler mi yetiştiriyoruz? Bu boş bir ünvanın, telafisi mümkün olmayan bir bedeli olur!

Sonuç: Seçim Sizin!

Evlilik yüzüğün parlaklığıyla, ebeveynlik ise bebek bezinin masumiyetiyle ölçülemez! Başarı, bu kavramların ardındaki derin nitelikte, her an gösterilen bitmeyen çabada ve oluşturulan tarifsiz değerdedir. Hayatımıza ve gelecek nesillere anlamın en saf, en gerçek halini katmak istiyorsak, odağımızı dışsal illüzyonlardan, toplumsal baskıların sahte parıltısından içsel, acımasız gerçekliğe çevirmek zorundayız.

Peki, siz bu çağın “başarı” tuzağına ne kadar direnebiliyorsunuz? Gerçekten neyi önemsiyorsunuz: göstermeyi mi, yoksa yaşamayı mı? Toplumun dayattığı rol oyunlarını sürdürmeyi mi, yoksa kendi hakikatinizi inşa etmeyi mi? Seçim sizin!

FATMA YILDIZ

Kendi Hakikatinizi İnşa Edin: Evlilik ve Ebeveynlik Baskısının Ötesinde
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!