Fatma YILDIZ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Suskun Çığlık: Çocuk Gelinler ve Gözlerimizdeki Utanç!

Suskun Çığlık: Çocuk Gelinler ve Gözlerimizdeki Utanç!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karanlık bir gölge gibi üzerimize çöken, her geçen gün daha da derinleşen bir yara var toplumumuzda: Çocuk gelinler! Bu iki kelimenin yan yana gelişi bile bir çığlık olmalıydı, oysa… Adında “çocuk” geçen bir evlilik, nasıl “evlilik” olabilir ki? Bu; bir çocuğun hayallerini, oyunlarını, okula gitme hakkını elinden alan, bedenini ve ruhunu prangalayan acımasız bir gasp! Bir cinayet bu; hem de en acımasızından: Bir masumiyetin, bir geleceğin, bir kadının potansiyelinin katledilişi!

Her gün, dünyanın dört bir yanında, henüz bebekliğini üzerinden atmamış kız çocukları, oyuncakları yerine çeyizlerini sermek zorunda kalıyor! Okul çantası yerine, geleceği bilinmez bir “yuvaya” taşınıyorlar. Onlar ne olup bittiğini anlamayacak kadar masum, kendilerini savunacak kadar güçlü olmayan küçücük bedenler. Onlar; sadece anne olmakla değil, aynı zamanda çocuk kalmakla mücadele eden kahramanlar! Ve en acısı, bu kahramanlıklarının farkında bile değiller. Onların gözlerindeki boşluk, ruhlarındaki derin yara… Bizlere bir tokat gibi çarpmalı!

Geleneklerin Perdesi, Cehaletin Bataklığı

Peki, bu utanca göz yumanlar kimler?! “Adet” diyerek, “gelenek” diyerek, “din” perdesi altında, cehaletin karanlık dehlizlerinde bu dramın yaşanmasına izin veren herkes bu suçun ortağıdır! Bir çocuğun hayatını karartmak hangi kutsal kitabın emrinde yazılıdır?! Hangi gelenek, bir çocuğun en temel hakkı olan eğitimini çalmayı, oyun oynama özgürlüğünü elinden almayı, bedenini ve ruhunu istismar etmeyi meşrulaştırır?! Bu, gelenek değil; çağ dışı bir vahşettir! Bu, din değil; cehaletin ve önyargının çarpıtılmış bir yorumudur! Toplum olarak buna seyirci kalmak, insanlık onuruna indirilmiş en büyük darbedir! Sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Her birimizin omuzlarında, bu sessizliğin vehametinin yükü var!

Çalınan Gelecekler, Yıkılan Umutlar!

Unutmayalım ki, bu çocuklar geleceğimizdir! Onların gülen yüzleri, cıvıl cıvıl sesleri, hayalleri bu ülkenin yarınlarına ışık tutacaktır. Bir çocuğun elinden alınan her gülüş, geleceğimizden çalınan bir umuttur. Bir çocuğun kırılan her kalbi, toplumumuzda derinleşen bir çatlak demektir. Onlar; sadece bir birey olarak değil, bir anne, bir eğitimci, bir sanatçı, bir bilim insanı olarak bu ülkeye katabileceği her şeyden mahrum bırakılıyorlar. Potansiyelleri hiç yeşermeden soluyor, hayalleri hiç gerçekleşmeden sönüyor. Bu, sadece o çocuğun değil, tüm toplumun kaybıdır!

Bir çocuğun sırtına yüklenen evlilik yükü, onu hem fiziksel hem de psikolojik olarak çökertir! Daha olgunlaşmamış bedenleri, hamileliğin ve doğumun getirdiği risklerle yüzleşir. Ruhları, erken yaşta üstlendikleri sorumlulukların ağırlığı altında ezilir. Depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlar, onların “yeni hayatlarının” ayrılmaz bir parçası haline gelir. Bu çocuklar, çoğu zaman şiddet ve istismarla da karşı karşıya kalırlar! Onlar için ev, bir sığınak değil; bir hapishaneye dönüşür!

Suskunluğu Bozmak, Hayatları Kurtarmak!

Bu sessiz çığlığa kulak verin! Bu çalınmış hayatların farkına varın! Her birimiz, bu utanç verici durumu değiştirmek için bir şeyler yapabiliriz! Öncelikle, farkındalığı artırmalıyız. Bu konuyu konuşmaktan, yazmaktan, tartışmaktan çekinmemeliyiz! Çocuk evliliklerinin bir suç olduğunu, bir gelenek olmadığını, kabul edilemez bir insan hakkı ihlali olduğunu her fırsatta dile getirmeliyiz!

Eğitim-öğretim karanlıklar silsilesi içerisindeki en muktedir araçtır! Kızların okula gitmesi ve eğitim-öğretimlerini bitirip, düşüncesel olarak prangalarından kurtulması yegane temennimiz ve de elzem bir konudur.

Onlara kalem tutacak eller, koşacak özgür ayaklar, hayal kuracak sonsuz ufuklar sunmalıyız! Yasal düzenlemeler sıkılaştırılmalı, mevcut yasalar tavizsiz bir şekilde uygulanmalıdır! Suçlular hesap vermeli, mağdurlar korunmalıdır!

Sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları ve bireyler olarak sorumluluğumuz büyük! Çünkü her birimizin, bir çocuğun yaşamına yön verme gücü var. Gayemiz, ülke içerisindeki çocukların, halihazırda çocuk olarak eğlendiğini ve kaliteli eğitim alıp, tahayyüllerindekini fikri açıdan kurup bir ortam yaratmak. Ve dahi çocuğun geleceğini meşgul edip, insaniyetini riske ve görmezden gelmektir. Bu kabul edilemez duruma son vermek için susmamalı, sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz!

FATMA YILDIZ

Suskun Çığlık: Çocuk Gelinler ve Gözlerimizdeki Utanç!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!