Dünya da her şeyin, her nesnenin bir anlamı, hatta bir dili vardır. Dinlemesini, fark etmesini bilene elbette.
Örneğin renkler bize çok şeyi söyler. Lacivert mesela, lacivert giyilen bir gömlek siyah kadar asil değildir. Fakat siyah kadar ağır başlı ve efendide değildir. Her ortamda tercih ettirir kendini. Siyahın bir kimliği, bir kartviziti vardır. Giydin mi siyahı ya düğüne gidersin ya da mezarlığa… Törenlerin efendisidir anlayacağın. Ara da kaldıysan giyersin laciverti. Her şartta yanında bulunan sadık bir dostun gibidir. her şeyin altına uyar, her şeyin üstüne siner her ortama ise ayak uydurur. Mutlu eder seni. Çıkarmak istemezsin günlerce. Utanmasan yıkayıp yıkayıp giymek istersin hatta.
Beyazı her gün giysen kimse “ hayırdır” bakışı atmaz yüzüne. Herkesçe kabul görmüş, tasdiklenmiş bir renktir. Aynı ortamda on tane beyaz olsa herkes bir birinden farklı ve özgün durur. Herkesin beyazı aynı olsa da kimse bir birinin aynısı gibi görünmez. Kapatıcıdır beyaz. Kirliliği, yorgunluğu, mutsuzluğu kapatır. Özgürlüktür aslında, hür iradenin, saf, şeffaf ve şıklığın timsalidir. Beyaz giyen adam çirkin olamaz. Çirkin adam, beyaz giyse güzelleşir…
Kırmızı: iddialıdır erkeğe. Cesaret ister özgüven ister. Kendisiyle barışık olan adamın rengidir. Kırmızıyı giyen dikenine katlanır. Kırmızı gibi bir renge bürünmüş adama Kırmızılı derler. Üzerine giydiği renk kendisiyle müsemmadır. Kimse ilgilenmez nesnenin kendisiyle. Doğrudan kırmızıyla anılır…
Hafifliğin sembolüdür açık mavi. Sıkıntısız, stressiz, problemsiz bir sabah elin kendiliğinden gider buz mavisine… Üzerine geçirdin mi bu rengi kuş gibisindir. Gün boyu adeta kalkan vazifesi görür bir nevi. Bu rengi giyen adamın morali bozulmaz gün boyu. Umut saçar hayata. Karanlığa yer yoktur hayatında. Farklı bir arkadaş, başka bir yancı istemez altında ve üstünde. Tek başına olmayı sever, meydan okuyup göğsünü gere gere dolaşmanın ilk kuralıdır bu renge bürünmek. Mavi boncuk dağıtır herkese ve her şeye…
Velhasıl kelam, dili vardır renklerin. Her gün üzerimize geçirdiğimiz kıyafetlerimize on saniye aynanın karşısında bakarsak anlayabiliriz bize ne söylediklerini. Ve kulak vermesini bilmeli insan cansız varlıklarla konuşurken bize nelerin söylediğini.