Eskiden İnsan Vardı, Şimdi Ruhsuz Tüketim Köleleri Var!
Bizimkiler dizisindeki mahalle, insanın insana dokunduğu, gerçekten yaşadığı bir yerdi. İnsanlar birbiriyle dertleşir, yardımlaşır, kapılarını ve gönüllerini açık tutardı. Şimdi ise? Herkes kendi kabuğuna çekildi. Yüzünüzde bir gülümseme bile kalmadı. Kapılar kilit üstüne kilit, insanlar birbirine sırtını dönmüş, sadece ekrana bakan zombiler haline geldiniz.
Bunu medeniyet sandınız. Dijital dünyada var olmak uğruna, gerçek hayatta yok oldunuz. Eskiden komşularınızla sohbet ederken aldığınız sıcaklık şimdi Instagram beğenilerinde var mı? Yok! Çünkü o beğeniler ruhsuz, siz de öylesiniz! Mahalle kültürü dediğiniz şey artık sadece tarih kitaplarında var, çünkü siz onu öldürdünüz!
Komşuluk Öldü, Çünkü Siz İnsani Değerleri Çöpe Attınız!
Bizimkiler’in apartmanında herkes birbirini tanırdı. Kavgalar bile insaniydi. Kapıcı Cafer’e kimse yukarıdan bakmaz, Sabri Bey’in otoritesi vardı, Yavuz’un bile bir aidiyeti vardı. Peki ya siz? Asansörde selam vermekten acizsiniz. Komşunuzun başına ne gelmiş, umurunuzda bile değil!
Komşuluk öldü, çünkü siz insanlıktan çıktınız. Yardımlaşmayı zayıflık, dayanışmayı gereksiz gördünüz. Şimdi mutsuzsunuz, çünkü ruhunuzu öldürdünüz! Yalnızsınız, çünkü bencilce kurduğunuz bu sahte dünyada kimse kimseyi umursamıyor. Eskiden komşular dosttu, şimdi ise apartmanlar soğuk duvarlardan ibaret!
Baykuş Cemil Bugün Yaşasaydı, Hepinizin Maskesini Düşürürdü!
Baykuş Cemil’in gözünden hiçbir şey kaçmazdı. O, apartmandaki herkesin maskesini düşürebilen bir karakterdi. Dedikoducuydu, evet; ama en azından insan ilişkilerine dair bir farkındalığı vardı. Şimdi ise sizin tüm hayatınız bir maskeden ibaret!
Sosyal medyada mutlusunuz ama gerçek hayatta ölüsünüz. Sürekli gösteriş yapıyor, hayatınızı filtrelerden geçiriyorsunuz. Cemil bugün yaşasaydı, hepinizin iki yüzlülüğünü anında yüzünüze vururdu! Ama siz, gerçeklerle yüzleşmekten bile korkuyorsunuz! Kendinizi bile kandırıyorsunuz!
Katil Yavuz Bugün Yaşasaydı, Hepinize Adaletin Ne Olduğunu Öğretirdi!
Katil Yavuz, dürüstlüğün ve adaletin simgesiydi. Kimseye haksızlık etmez, ama kimsenin de hakkını yedirmezdi. Mahallede yanlış yapan varsa, onun karşısında dururdu. Peki ya siz? Adalet sizin için sadece lafta var! Yanınızda haksızlık yapılıyor, ses çıkarmıyorsunuz. Kendi çıkarınız için üç maymunu oynuyorsunuz.
Yavuz bugün yaşasaydı, hepinizin suratına tükürürdü! Çünkü omurgasızlık sizin için alışkanlık olmuş. Ne doğruluk kaldı, ne vicdan. Sadece sahte kimlikler, sadece çıkar ilişkileri. Yavuz gibi adamların nesli tükendi, çünkü siz dürüst insanlara bile tahammül edemez oldunuz!
Sabri Bey Bugün Yaşasaydı, Hepinizi Terlikle Döverdi!
Sabri Bey mahallede saygının, disiplinin simgesiydi. Onun olduğu yerde ahlaksızlık, disiplinsizlik barınamazdı. Ama bugün? Saygı sıfır, disiplin yok, ahlak yerle bir! Yeni nesil, Sabri Bey gibi insanları “boomer” diyerek küçümsüyor ama gerçekte bir Sabri Bey’e muhtaçlar!
Şımarıklıkla büyüyen bir nesil, hayata karşı dayanıksız! En küçük otoriteyi bile “baskı” sanıyor, en ufak sorumluluğu bile taşımaktan aciz! Freud’un dediği gibi, “Haz ilkesiyle büyüyen çocuklar, tatminsiz ve mutsuz yetişkinlere dönüşür.” İşte sonuç ortada! Bir avuç şımarık, haz bağımlısı, kendini dünyanın merkezinde sanan ama gerçek hayatta hiçbir şey başaramayan zavallılar!
HEPİNİZ ÇÜRÜDÜNÜZ VE ARTIK KURTULUŞUNUZ YOK!
Eskiden insanlar vardı, şimdi sadece boş bedenler var. Eskiden mahalle vardı, şimdi ise soğuk, yabancı beton yığınları… Eskiden dostluk vardı, şimdi sadece sahte takipçiler… Ve siz, bu çöküşü kendi ellerinizle yarattınız!
Kendi bencilliğiniz, kendi kibiriniz, kendi umursamazlığınız yüzünden, insanlığı öldürdünüz! Artık yalnızlığınızda çırpının, depresyon bataklığınızda boğulun! Çünkü bu hale gelmenizin tek sorumlusu sizsiniz!
Ve ne yazık ki, geri dönüşünüz yok!