Türkiye ekonomisinde yüksek faiz oranlarının etkisiyle yaşanan yavaşlama sinyalleri, politika yapıcıları kredi politikalarında yeni bir adım atmaya yöneltiyor. Son dönemde reel sektörden gelen yüksek faiz şikayetleri ve krediye erişim zorluklarına karşı hükümetin kredi musluklarını kademeli olarak gevşetmeyi gündeme aldığı konuşuluyor. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri (KOBİ) desteklemeyi amaçlayan yeni düzenlemeler masada.
Ekonomi kulislerinde konuşulanlara göre, hükümet KOBİ’lere yönelik kredi büyüme sınırını esnetmeyi değerlendiriyor. Şu anda bankaların bu alandaki aylık kredi büyüme oranı %2,5 ile sınırlı. Ancak kaynaklar, bu sınırın yukarı yönlü revize edilmesinin gündemde olduğunu ifade ediyor. Bu adımın, hem üretim kapasitesini artırmak hem de iç piyasada canlanmayı tetiklemek adına kritik olduğu belirtiliyor.
Söz konusu gevşeme adımı, doğrudan politika faiziyle ilgili olmasa da, ekonomi yönetiminin genel finansal sıkılaştırma politikalarında yumuşamaya gideceğinin bir işareti olarak görülüyor. Yani Merkez Bankası’nın kredi büyümesini kısıtlayan uygulamalardan yavaş yavaş geri adım atması, piyasalara “kontrollü rahatlama” mesajı veriyor.
Özellikle son haftalarda ticari kredilere uygulanan faizlerin ciddi oranda yükselmesi, reel sektör açısından büyük bir maliyet baskısı yaratmış durumda. 20 Haziran haftasında ticari kredi faizleri ortalama %63 seviyesine kadar çıktı. Bu durum hem yatırım kararlarını erteliyor hem de mevcut işletme sermayesini döndürmekte zorluk yaşayan firmaları zorluyor.
Sanayi ve ticaret çevrelerinden gelen “krediye erişim kolaylaştırılsın” çağrıları son haftalarda yoğunlaşırken, hükümetin buna tamamen kayıtsız kalmadığı ve mevcut koşulları yeniden değerlendirdiği belirtiliyor.
Piyasaların bir gözü de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında. Faiz indirimi beklentisi her geçen gün güç kazanıyor. Şu anda %46 seviyesinde olan politika faizinde sınırlı da olsa bir indirim kararı çıkabileceği öngörülüyor. Özellikle enflasyondaki gerilemenin sürmesi ve döviz piyasasındaki istikrar bu tür bir adımı mümkün kılıyor.
Hatırlanacağı üzere, mart ayında yaşanan siyasi gelişmelerin ardından piyasalarda oluşan dalgalanma Merkez Bankası’nı ani bir şekilde faiz artırmaya ve sıkılaştırmayı derinleştirmeye zorlamıştı. O dönem TL’nin hızlı değer kaybı, enflasyonun yeniden tırmanışa geçme riskiyle birleşince, Merkez Bankası politika faizini %42,5’ten %46’ya çekmiş, bazı fonlama kanallarında ise %49 seviyelerinde maliyetlerle piyasaya müdahale etmişti.
Ekonomi yönetimi, kredi politikalarını gevşetmeyi değerlendirirken, piyasalardaki fiyatlama davranışının belirgin bir şekilde iyileşmesini kritik bir etken olarak görüyor. Kaynaklara göre, finansman koşullarının rahatlatılması için bu iyileşme öncelikli bir şart deniliyor.
Mayıs ayında yıllık bazda enflasyonun %35,4’e gerilemiş olması da, sıkı para politikasının etkili olduğunu gösteriyor. Bu durum, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemde daha esnek bir para politikası izlemesine zemin hazırlıyor.
Ancak her ne kadar kredi limitlerinin artırılması gibi gevşeme adımları gündeme gelse de, henüz bu konuda nihai bir karar alınmış değil. Üstelik, atılacak adımların Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’daki faiz kararıyla eş zamanlı mı duyurulacağı, yoksa daha önce mi kamuoyuna açıklanacağı da belirsizliğini koruyor.
Kulis bilgilerine göre, Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak piyasalarda beklenti, krediye erişimi kolaylaştıracak ve reel sektörü destekleyecek bir adımın yakında gelebileceği yönünde. Bu tür bir gevşeme, aynı zamanda hükümetin büyüme hedefleriyle de uyumlu görünüyor.
Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi yüksek faizle mücadele ederken, kredi politikalarında atılacak bu tarz ölçülü gevşeme adımları, piyasaların güvenini kazanmak ve reel sektöre destek olmak açısından kritik bir öneme sahip. Ancak bu sürecin kontrollü ve kademeli yürütülmesi gerektiği konusunda da ekonomi çevreleri hemfikir.
Saygılarımla.
Sayın Kuşcu,
Türkiye ekonomisine dair kaleme aldığınız güncel analiz için tebrikler. Kredi politikalarındaki olası değişimleri net ve anlaşılır bir şekilde aktarmanız çok yerinde olmuş. Reel sektörün beklentilerini ve ekonomi yönetiminin olası adımlarını başarılı bir şekilde özetlemişsiniz.
Emeğinize sağlık.
Sayın Okurum,
Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Sayın M. Kuşcu,
Özellikle KOBİ’lere yönelik kredi büyüme sınırının esnetilmesi gibi önemli bir konuyu, mevcut para politikası çerçevesiyle ilişkilendirerek değerlendirmiş olmanız, okuyucuya sadece bilgi sunmakla kalmıyor, ayrıca ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemdeki olası adımlarına dair güçlü bir perspektif de kazandırıyor. Yazınızın, ekonomi çevreleri ve politika yapıcılar açısından da dikkate değer bir rehber niteliği taşıdığına inanıyorum. Kaleminize ve emeğinize sağlık….
Sayın M. Kuşcu,
Özellikle KOBİ’lere yönelik kredi büyüme sınırının esnetilmesi gibi önemli bir konuyu, mevcut para politikası çerçevesiyle ilişkilendirerek değerlendirmiş olmanız, okuyucuya sadece bilgi sunmakla kalmıyor, ayrıca ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemdeki olası adımlarına dair güçlü bir perspektif de kazandırıyor. Yazınızın, ekonomi çevreleri ve politika yapıcılar açısından da dikkate değer bir rehber niteliği taşıdığına inanıyorum. Kaleminize ve emeğinize sağlık….
Sayın Okurum,
Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla.