Mehmet Kuşcu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. Faiz İndiriminin Ekonomik Etkilerinin Artıları ve Eksileri

Faiz İndiriminin Ekonomik Etkilerinin Artıları ve Eksileri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ulusal Banka’nın faiz oranlarını düşürmesi, bir ülkenin ekonomik geleceğini derinden etkileyebilecek hayati bir karardır. Faiz oranlarındaki bu azalma, yalnızca bankaların borç verme şartlarını değil, aynı zamanda tüm ekonomik düzeni de değiştirebilecek etkili bir araçtır. Ne var ki, bu kararın getirdiği yararlar kadar, beraberinde getirebileceği muhtemel tehlikeler de göz ardı edilmemelidir. İlk etapta herkes için kazançlı gibi duran bu hamle, bazı gruplar için ciddi sorunlara yol açabilir.

Faiz indirimi, tüketicilerden işletmelere kadar geniş bir yelpazede fayda sağlayan bir hamle olarak algılanabilir. Merkez Bankası faiz oranlarını düşürdüğünde, bankalar birbirlerine daha düşük faizle borç verirler. Bu durum, kredi faiz oranlarının da düşmesine yol açar. Düşük faiz oranları, borçlanma maliyetlerini azaltarak ekonomiyi canlandırabilir. Ancak, her ekonomik politika gibi faiz indiriminin de öngörülemeyen yan etkileri olabilir. Hem bireyler hem de işletmeler için faiz indirimi farklı sonuçlar doğurur. Şimdi, faiz indiriminin kimlere yarar sağladığına ve hangi kesimler için olumsuz sonuçlar doğurabileceğine daha yakından bakalım.

Faiz indirimi dediğimiz şey aslında hepimizin cebini, hatta ruh halini etkileyen bir olay. Hani derler ya, “Hayaller Paris, gerçekler Şaşmaz” diye, işte faiz indirimi o hayalleri biraz daha gerçeğe yaklaştırıyor. Mesela, ev almak isteyen bir aile düşünün. Faizler yüksekken “Yok artık, bu hayal bizden uzak” diyorlar. Ama faizler düşünce, birden o hayaller yeşeriyor. Aylık ödemeler azalıyor, bütçe rahatlıyor, belki de o çok istenen yaz tatili bile mümkün oluyor. Bu sadece bir ailenin mutluluğu değil, aslında tüm ekonomiye can suyu veriyor. İnşaat sektörü hareketleniyor, yeni projeler başlıyor, daha çok insan iş buluyor.

Sadece ev sahipleri mi rahatlıyor? Tabii ki hayır! Kredi kartı borcu olanlar da derin bir nefes alıyor. Faizler düşüyor, borçlar daha hızlı kapanıyor, omuzlardaki yük hafifliyor. Yani faiz indirimi, sadece kuru rakamlardan ibaret değil, hayatın tam içinde, somut ve olumlu değişimler yaratıyor.

Gelelim iş dünyasına. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için faiz indirimi adeta bir mucize. Yüksek faizler yüzünden kredi bulmakta zorlanan bu işletmeler, faizler düşünce rahat bir nefes alıyor. Daha düşük maliyetle kredi alabiliyorlar, yeni yatırımlar yapabiliyorlar, büyüyebiliyorlar. Düşük faiz, yeni projelerin önünü açıyor, daha fazla üretim, daha fazla istihdam demek. Hani derler ya, “Bir taşla iki kuş vurmak”, işte faiz indirimi de tam olarak öyle. İşletmeler büyüyor, işsizlik azalıyor, herkesin refahı artıyor. Yani faiz indirimi, domino taşı gibi, tüm ekonomiyi olumlu yönde etkiliyor. Aslında bu, hepimizin kazandığı bir durum.

Şimdi bir de şu yatırımcılar meselesine bakalım. Faizler düşünce, onların dünyası da değişiyor. Düşünsenize, bankadaki paranız eskisi kadar kazandırmayınca, insan ister istemez daha yüksek getiri arayışına giriyor. İşte tam bu noktada, hisse senetleri gibi daha riskli ama potansiyel olarak daha kazançlı yatırım araçları devreye giriyor.

Faiz indirimi, aslında yatırımcıları biraz daha cesur olmaya teşvik ediyor diyebiliriz. “Nasıl olsa faizler düşük, bari biraz risk alayım” diye düşünenlerin sayısı artıyor. Bu da hisse senedi piyasasını canlandırıyor. Şirketlerin borçlanma maliyetleri düşüyor, karları artıyor, bu da yatırımcıların güvenini kazanıyor. Yani faiz indirimi, aslında bir nevi “kazan-kazan” durumu yaratıyor. Şirketler büyüyor, yatırımcılar kazanıyor, ekonomi canlanıyor.

Tabii ki her yatırımın riski var, bunu unutmamak lazım. Ama faizlerin düşük olduğu dönemlerde, doğru stratejilerle yatırım yapmak, gerçekten de kazançlı bir fırsat olabilir. Yani faiz indirimi, sadece borçluları değil, yatırımcıları da mutlu ediyor diyebiliriz.

Şimdi, faiz indirimi deyince herkesin aklına ilk olarak olumlu şeyler geliyor, değil mi? Ama her şeyin bir de öteki yüzü var. Faiz indirimi de öyle. Enflasyonun artması, bu işin en büyük handikaplarından biri. Düşünsenize, faizler düşünce insanlar daha çok harcamaya başlıyor, kredi çekiyor. Bu güzel bir şey gibi duruyor, ama bir de madalyonun diğer tarafı var. Özellikle bazı sektörlerde, ürün yetiştirmek ya da üretmek o kadar kolay değil. Talep patlayınca, arz yetişemiyor. E ne oluyor? Fiyatlar yükseliyor, enflasyon tırmanıyor.

Başta faiz indirimiyle rahatlayan tüketici, bir de bakıyor ki alım gücü düşmüş, hayat pahalılığı artmış. Yani, düşük faizle başlayan o güzel hikaye, kısa sürede tatsız bir hal alabiliyor. Hani derler ya, “Ayağını yorganına göre uzat”, işte ekonomi de biraz öyle. Faiz indiriminin etkilerini iyi hesaplamak, dengeleri korumak lazım. Yoksa, başlangıçta çok iyi gibi görünen bir durum, sonradan hepimizi zorlayabilir.

Şimdi bir de şu tasarruf sahiplerinin durumuna bakalım. Faiz indirimi deyince, onların da keyfi kaçıyor biraz. Düşünsenize, yıllarca birikim yapmışsınız, emeklilik hayalleri kuruyorsunuz. Bankadaki paranızın getireceği faizle rahat bir yaşam sürmeyi planlıyorsunuz. Ama faizler düşünce, o hayaller de biraz suya düşüyor.

Eskiden bankaya para yatırınca iyi kötü bir getiri olurdu. Şimdi o da kalmadı. İnsanlar, “Bu kadar parayı niye bankada tutayım ki?” diye düşünmeye başlıyor. Bu da tasarruf yapma isteğini kırıyor biraz. Hani derler ya, “Damlaya damlaya göl olur”, işte o damlalar azalınca, göl de kuruyor.

Sadece bugünü değil, geleceği de etkiliyor bu durum. Düşük faizle yapılan yatırımlar, ileride finansal güvencemizi tehlikeye atabilir. Yani faiz indirimi, sadece borçluları değil, tasarruf sahiplerini de üzüyor. Aslında bu, hepimizi etkileyen bir durum. Dengeleri iyi kurmak, herkesin çıkarını gözetmek lazım.

Şimdi, faiz indirimi deyince aklımıza gelmeyen, ama çok önemli bir konu daha var: döviz kuru. Düşünsenize, faizler düşünce yabancı yatırımcılar “Burada para kazanmak zor” deyip başka yerlere gidiyor. E ne oluyor? Yerli para birimi değer kaybediyor. Yani dolar, euro gibi yabancı paralar karşısında daha değersiz hale geliyor.

Bu durum, özellikle ithalat yaptığımız ürünlerin fiyatlarını artırıyor. Hani derler ya, “İğneden ipliğe her şey zamlandı”, işte o zamların arkasında biraz da bu döviz kuru meselesi yatıyor. Özellikle döviz borcu olan ülkeler için bu durum ciddi bir risk oluşturuyor. Dolar yükselince, borçlar da katlanıyor.

Bizim gibi dövize bağımlı ekonomilerde, döviz kurundaki en ufak bir artış bile büyük sorunlara yol açabiliyor. Borçları ödemek zorlaşıyor, ekonomik dengeler sarsılıyor. Yani faiz indirimi yaparken, döviz kurunu da çok iyi hesaplamak lazım. Yoksa, “Kaş yapayım derken göz çıkarmak” gibi bir durum ortaya çıkabilir.

Hülasa, Merkez Bankası’nın faiz indirimi dediğimiz bu olay, aslında çok karmaşık bir denklem gibi. Herkesi farklı şekilde etkiliyor. Mesela, borcu olanlar, işletmeler ve yatırımcılar için güzel haber, değil mi? Ama bir de madalyonun öteki yüzü var: enflasyon, tasarruf sahiplerinin gelir kaybı, döviz kurlarındaki dalgalanmalar… Bunlar da işin içine girince, durum biraz karışıyor.

Yani, faiz indirimi yaparken çok dikkatli olmak lazım. Sadece kısa vadeli çözümlerle yetinmemek, uzun vadeli bir strateji izlemek gerekiyor.

Saygılarımla.

Faiz İndiriminin Ekonomik Etkilerinin Artıları ve Eksileri
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 12 Mart 2025, 14:39

    Sayın Kuşcu
    Faiz indiriminin hem olumlu hem de olumsuz etkilerini dengeli bir şekilde ele almanız çok değerli. Tüketicilerden işletmelere kadar geniş bir kesimi etkileyen bu politikanın potansiyel risklerine de dikkat çekmeniz oldukça yerinde. Yazınız, ekonomi politikalarının ne kadar dikkatle düşünülmesi gerektiğini çok iyi anlatıyor. Emeğinize sağlık, yazınızı beğenerek okudum.

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!