Mehmet Kuşcu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. Yatırımcı Gözüyle Şehir, Sakinin Gözüyle Yaşam Alanı

Yatırımcı Gözüyle Şehir, Sakinin Gözüyle Yaşam Alanı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şehirler de canlı varlıklar gibi sürekli değişiyor, dönüşüyor, adeta kabuk değiştiriyor. Eskiyen yapılar yıkılıyor, yerlerine yenileri yükseliyor. Bu, şehrin yaşaması, nefes alması için kaçınılmaz bir süreç. Ancak bu değişimin ruhunu neyin şekillendirdiği sorusu içimizi burkuyor: Acaba öncelik rant mı olmalı, yoksa orada yaşayan insanların hayat kalitesi mi?

Karşımıza çıkan o devasa yapılar, parıl parıl parlayan cepheler, lüks daireler… İlk bakışta bunlar modernleşmenin, gelişmenin göstergesi gibi duruyor. Ama işin aslı pek de öyle değil sanki. Yıllarca o sokaklarda yaşamış, komşuluk ilişkileri kurmuş, nice anı biriktirmiş insanların yerinden edilmesi pahasına mı yükseliyor bu beton yığınları? O eski mahallede bir zamanlar hayat vardı; şimdi ise kaybolan kimlikler, silinmiş yüzler var. Yükselen her yeni bina, eski bir yaşamın izlerini silerken, şehre yepyeni bir kimlik mi katıyor, yoksa sadece boş bir görüntü mü ekliyor?

Kentsel dönüşümün gerekliliği tartışılmaz. Depreme dayanıksız binalar, sağlıksız yaşam alanları, çağın gerisinde kalmış altyapı… Bunların değişmesi, iyileştirilmesi şart. Fakat bu değişim, birilerini zengin ederken, diğerlerini şehrin kıyısına köşesine savurmamalı. Şehir dediğin sadece binalardan ibaret değil ki; içinde yaşayan insanlar var ve onların hayatlarını güzelleştirmek, onlara daha iyi yaşam koşulları sunmak, bu dönüşümün asıl amacı olmalı.

Yaşam kalitesi denince aklımıza sadece gösterişli evler gelmemeli. Asıl önemli olan nefes alabileceğimiz yemyeşil alanların olması, çocuklarımızın gözü arkada kalmadan koşup oynayabileceği parkların varlığı, komşularımızla sıcak sohbetler edebileceğimiz, bir araya gelebileceğimiz o samimi sosyal ortamlar… Bir de tabii ulaşımın kolaylığı, kültürel etkinliklere şöyle rahatça erişebilmek de cabası.

İşte bunlar, bir şehri gerçekten yaşanır kılan, ona ruh katan temel unsurlar. Kentler sadece betondan, binalardan ibaret değil; aslında duygusal bağlarımızla, kurduğumuz o güzelim sosyal ilişkilerle anlam kazanıyor. Şehrimizde yapılacak her türlü yenilikte, her türlü düzenlemede bu can alıcı noktaları asla unutmamalıyız. Aksi takdirde sonuçta sadece bir sürü beton yığını ortaya çıkar ama o içimizi ısıtan, bizi birbirimize bağlayan insani sıcaklığı, o güzelim dokuyu yitiririz. Bu yüzden şehirdeki her değişim, işte bu saydığımız önemli hususları merkeze alarak hayata geçirilmeli.

Ama ne yazık ki, birçok kentsel dönüşüm projesinde bu hayati detaylar çoğu zaman görmezden geliniyor. O eski, samimi mahallelerin kendine özgü o güzelim ruhu kaybolup gidiyor, yerini birbirinin aynı, sanki ruhsuz kutulara bırakıyor. Yeşil alanlar bir anda betona dönüşüyor, komşuluk bağları zayıflıyor, insanlar adeta birbirine yabancılaşıyor. Sanki kentler, biz insanların yaşam alanı olmaktan çıkıp, devasa birer yatırım aracına dönüşüyor gibi. Oysa bir şehrin asıl gücü, işte o sıcacık insan ilişkilerinde, o mahalledeki o eşsiz kültürel yapısında saklı. Kentsel dönüşüm dediğimiz şey, sadece yeni binalar dikmekten ibaret olmamalı; o binaların etrafındaki sosyal hayatı, o güzelim insan ilişkilerini de yeniden yeşertmek, inşa etmek olmalı.

Kentsel dönüşümün en önemli noktası bence şu: Sadece eski binaları yıkıp yenilerini yapmakla iş bitmiyor. Esas hedef, o bölgedeki insanların arasındaki bağı daha da kuvvetlendirmek, kültürel zenginliklerimize sahip çıkmak, doğayı da düşünerek, çevreye zarar vermeyen yapılar ortaya koymak olmalı. Mesela “yerinde dönüşüm” gibi fikirlerle, o mahallede yaşayanların bu işin tam da içinde olmasını sağlamak, onların neye ihtiyacı var, ne hayal ediyorlar, bunları en başa yazmak çok değerli. Mahalle sakinlerinin sesini dinleyerek, sadece binaları yenilemekle kalmayıp, o insanların arasındaki sıcaklığı, kültürel değerlerini de koruyup güçlendirecek bir değişim yaratabiliriz.

Bir şehirde dönüşümün gerçekten hakkını vermek için, ekonomik tarafını da es geçmemek lazım; sonuçta kentsel dönüşüm dediğimiz olay, bulunduğu yerin ekonomik değerini de yukarıya çekebiliyor. Eskimiş mahalleler, bakımsız, değeri düşmüş alanlar olabilir. Ancak bu alanların yenilenmesi, emlak değerlerini yükseltir ve bölgeyi daha çekici hale getirir. Ticaretin canlanması, iş imkanlarının artması, küçük esnafın desteklenmesi gibi ekonomik fırsatlar ortaya çıkabilir. Böylece şehrin ekonomisi sadece yeni binalarla değil, etrafındaki iş yerleri ve ticaretle de güçlenir.

Dönüşümün bir de şöyle hoş bir yanı var: Ulaşım ve altyapı işleriyle bir araya geldiğinde, şehre genel olarak yayılan bir enerji katıyor. Düşünsenize, yeni yapılan evlerle birlikte şehrin altyapısı da güzelleşiyor, ulaşım rahatlıyor. Daha güzel yollar, yeni otobüs hatları, şöyle içimizi açan parklar, sosyal alanlar… Bunlar hem insanların hayatını güzelleştiriyor hem de şehrin bütün ekonomik düzenine destek oluyor. Hatta sadece o semti değil, etraftaki diğer yerleri de canlandırabiliyor.

Peki, bu dönüşüm nasıl olmalı? Eski bir mahallede yaşayan insanlar hem güvenli hem de modern evlere kavuşurken, aynı zamanda komşuluk ilişkileri devam etmeli, mahallenin o kendine has dokusu korunmalı ve yeşil alanlar artırılmalı. İşte o zaman kentsel dönüşüm gerçekten amacına ulaşmış demektir. Hem sosyal yapıyı bozmadan hem de ekonomik bir canlanma sağlayarak, yaşam kalitesi yüksek, insan odaklı projeler ortaya çıkar. Böylece kentsel dönüşüm sadece binaları değil, o binalarda yaşayan insanları da dönüştürmüş olur.

Bu noktada, kentsel dönüşüm projelerini düşünenler, karar verenler, çizenler, hesaplayanlar… Hepsinden öte, o şehirde hayatını sürdüren bizler için de büyük bir sorumluluk var omuzlarımızda. Bu işlere sadece bir yatırım gözüyle bakmak, acaba bu değişim insanların hayatına nasıl dokunacak, şehrin geleceği nasıl olacak diye kafa yormamak çok yanlış olur. Bence her proje, bir şehri değil, o şehirde yaşayan canları değiştirmeli. İnsanların hayatlarına şöyle içten bir dokunuş olmadan, sırf duvara, demire, betona odaklanmak, şehri ve insanları birbirinden koparmaktır.

Neticede kentler sadece beton ve çelikten ibaret değil. Onları anlamlı kılan, içinde yaşayan insanların anıları, hayalleri, kurdukları bağlar. Kentsel dönüşüm, bu bağları koparmak yerine daha güçlü hale getirmeli. Her yeni proje, bir şehri inşa ederken o şehri yaşayanları da yeniden şekillendirmeli. Rantın değil, yaşam kalitesinin öncelikli olduğu yeni yaklaşımlar geliştirmeliyiz. Aksi takdirde geleceğe miras bırakacağımız şey ruhsuz beton yığınları ve mutsuz insanlar olacaktır. Bu dönüşüm, şehirleri değil, insanları dönüştürmelidir.

Saygılarımla.

Yatırımcı Gözüyle Şehir, Sakinin Gözüyle Yaşam Alanı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Sayın Kuşcu
    Kentsel dönüşümün merkezine insanı, hafızayı ve mahalle kültürünü koyan bu duyarlı yaklaşımınız, umuyorum ki karar vericilere ve projecilere de ilham olur. Çünkü gerçekten de şehirler, sadece binalarla değil, içlerinde yaşayan insanların hikâyeleriyle, bağlarıyla ve birlikte kurdukları yaşamla anlam kazanıyor. Duygu, düşünce ve çözüm odaklı bakış açınız için sizi gönülden tebrik ederim. Bu değerli katkınızın daha geniş kitlelere ulaşmasını ve kentsel planlamada insan odaklı yaklaşımların yaygınlaşmasına katkı sunmasını dilerim.

    • 11 Mayıs 2025, 00:19

      Sayın Okurum,
      Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
      Saygılarımla.

  2. 10 Mayıs 2025, 12:58

    Sayın M. Kuşcu,
    Şehirlerin yeniden şekillenme sürecine insan ve yaşam ekseninden yaklaşmanız büyük bir fark yaratıyor. Betonun ötesine geçip, mahalle kültürünü ve toplumsal bağı önceleyen bu derinlikli yazınız için sizi yürekten kutluyorum. Duyarlı yaklaşımınız ilham verici. Kaleminize, yüreğinize sağlık…

    • 11 Mayıs 2025, 00:19

      Sayın Okurum,
      Yazımı beğenmeniz beni son derece mutlu etti. İlginiz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
      Saygılarımla.

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!