Ben hep orta yolu arayan biriyimdir. Ancak memur olduğum gerçeğini bu değiştirmiyor. Biz memurların ortak derdi, başta özlük hakları, sonra da mali durumdur.
Özlük haklarının düzelmesi artık neredeyse imkânsız hale geldi. Maaşlarımız ise enflasyon karşısında eriyor; geçim sıkıntısı memurun cebinde ateş gibi yanıyor. Peki bu tablo karşısında kim ne yaptı?
Yetkili Sendikanın Çelişkisi
Yedi toplu sözleşmedir, yetkili konfederasyon bizi temsil ettiğini söylüyor. İlk görüşmede kamu işverenine teslim oluyor. Kamu işvereni kim? Hükümetçe belirlenen bir topluluk. Yetkili sendika talep ediyor, işveren onun onda birini veriyor. Bir gram fazlası yok.
Sendikanın yöneticileri rezidanslarda, lüks araçlarda, şatafatlı hayatlar sürerken; körpe memur ayın 15’ini getiremiyor. Çocuğuna harçlık koyamayan memur, sendikacısının rezidans penceresinden bakıldığında görünmüyor.
Grev Sözde, Hayatımızda Yok
Grev kelimesi sözlükte var ama memurun hayatında yok. 14 yıldır sendikacılık yapanların hâlâ grevin ne olduğunu öğrenememesi ibretlik. Başta “Kabul edilmezse hakeme gitmeyeceğiz, üye göndermeyeceğiz” diyorlar. Sonra heyet toplanınca davulla zurnayla gidiyorlar. Bahane hazır: “Kazanımlarımız kaybolacak.”Ama ortada elle tutulur bir kazanım yok. Suya yazılmış sözlerden ibaret.
Orwell’in Çiftliğinde Memur
George Orwell’in Hayvan Çiftliği akla geliyor. Kamu, bir çiftlik; kamu işvereni çiftlik sahibi. Hakları için başkaldıran memurlar, domuzların öncülüğünde özgürleştiğini sandı. Ancak zamanla domuzlar, kendi lehlerine yasaları değiştirip eski zalimlerin kopyasına dönüştüler. Bizde de ilk sendikasal mücadeleyi başlatanlar bugün işverenle yan yana.
Sendika Aidat Oyunu
Bir de şu paradoks var: Memurdan aidat alınıyor, sonra onun 2,5 katı katkı payı diye geri veriliyor. Bu durumda sendikanın asıl finansörü üye değil, devlet oluyor. Devletten beslenen sendikanın, işçiyi değil işvereni savunması şaşırtıcı mı?
Öncelikle çözüm için gerekenler;
E-Devlet Şeffaflığı: Sendikal işlemler kağıt kürekle değil, e-devlet üzerinden yapılmalı. Orman yangınlarında ağaç değerini nasıl kaybedince anlıyorsak, şeffaflığın değerini de kayıplardan sonra anlamayalım.
Gerçek Sendikacılık: Grev hakkı ve bağımsız toplu pazarlık gücü olmadan sendikacılık olmaz.
Üyelik Aidatı Düzeni: Katkı payı oyunu kaldırılmalı. Sendikanın gerçek sahibi, üyesi olmalı; işveren değil.
Vesselam,657 sayılı Kanun’un 7. maddesi memura “partici olamazsın” der. Ama sendikacılık üzerinden bu kural kırıldı. Bugün sendikalar memurun siyasi partisi haline geldi. Bu kafa bize daha çok kaybettirir.
Çözüm belli: Sendikanı sorgula. İstifa et. Promosyonlara kanma.
Kötü günler geride değil, önümüzde. Fark edelim ki başındayız daha kötü günlerin.
Sağlıcakla.