Hayatta bazen bir şeyler yerli yerinde gibi görünür ama içten içe bir huzursuzluk büyür. İnsan kendi iç sesini bastırdıkça, bir gün o ses daha yüksek çıkar: “Gerçekten bu muyum?” İşte o an dönüşüm başlar.
Marjinal dönüşüm, bir insanın alışılmış kalıplardan çıkıp kendi kimliğini baştan tanımlamasıdır. Bazen büyük bir kayıptan, bazen ani bir farkındalıktan doğar. Kimi saçını kazıtır, kimi şehri terk eder, kimi tüm yaşam tarzını değiştirir. Bu sadece dış görünüşte değil, zihinsel ve duygusal bir yeniden doğuştur.
Toplum çoğu zaman bu dönüşümleri garipser. Ama değişmek, insanın en doğal hakkıdır. Kendi yolunu seçmek cesaret ister ama sonunda özgürlük getirir.
Ben de o değişimi yaşadım. Kolay değildi ama sonunda kendime ulaştım. Artık başkalarının kimliğini taşımıyorum. Kendime ait bir hayatın içindeyim — ve bu, her şeye değdi.