Kamu kurumlarına ve özel sektöre yapılan atamalarda torpil, uzun yıllardır ülkemizin en büyük sorunlarından biri olmuştur. Hak edenin değil, referansı güçlü olanın önceliklendirildiği bir sistemde, liyakat geri plana atılmakta ve toplumun adalet duygusu zedelenmektedir.
Torpil, sadece bireysel bir avantaj sağlamakla kalmaz; aynı zamanda kurumların verimliliğini ve güvenilirliğini de olumsuz etkiler. Bir göreve bilgisi, deneyimi ve yeteneğiyle değil, bağlantıları sayesinde gelen kişiler, işin gerekliliklerini yerine getirmekte yetersiz kalabilir. Bu durum, kamusal hizmetlerde aksamalara ve vatandaşın devlete olan güveninin sarsılmasına neden olur.
Eğitimli, donanımlı ve emeğiyle bir yerlere gelmek isteyen bireyler, torpil sistemi yüzünden hak ettikleri yerlere ulaşamayınca, umutsuzluğa kapılmakta ve çoğu zaman yurt dışına göç etmeyi düşünmektedir. Beyin göçü olarak adlandırılan bu süreç, ülkenin geleceği açısından büyük bir kayıptır.
Bu sorunun çözülmesi için liyakat esaslı bir sistemin oluşturulması şarttır. Atamaların şeffaf yapılması, sınav ve mülakat süreçlerinin objektif değerlendirmelere dayanması gerekir. Ayrıca, torpile dayalı işe alımlara karşı caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Ancak bu şekilde, bireylerin emeğinin karşılığını aldığı, adaletin ve hakkaniyetin sağlandığı bir sistem inşa edilebilir.
Unutulmamalıdır ki, güçlü ve adil bir toplumun temeli, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir düzen üzerine kurulur. Torpil yerine liyakatin esas alındığı bir yapı, ülkemizin geleceği için en büyük kazanım olacaktır.
