Geçtiğimiz ay Ege Ajansı’nın başına getirilen Aykut Erdoğdu’ya tahsis edilen 17.5 milyon TL’lik zırhlı araç, kamuoyunda büyük tepki topladı. Zorunlu harcamaların kısıldığı, emekli ve asgari ücretli vatandaşın geçim sıkıntısıyla boğuştuğu bir dönemde, bu astronomik harcama “lüks merakı mı, yoksa korku politikası mı?” sorularını gündeme taşıdı.
Basın Ajansı mı, Savaş Karargâhı mı?
Kamuoyunun beklediği, bölgesel haber gücünü artırması ve tarafsız bilgi akışı sağlaması olan bir ajansın başkanına, zırhlı araç tahsis edilmesi, Ege Ajansı’nın basın misyonuyla ne derece örtüşüyor? Sıradan bir haber ajansının başkanının, devlet liderlerine tahsis edilen düzeyde koruma altında görev yapması, “Bu kadar güvenlik kaygısı nereden kaynaklanıyor?” şeklindeki haklı soruları beraberinde getiriyor.
Tasarruf Nutuklarıyla Lüks Zırhlar Yan Yana Gitmiyor
Son aylarda kamu kurumlarında ‘tasarruf seferberliği’ adı altında birçok harcama kısıtlanırken, yüz milyonlarca liraya varan lüks makam araçları ve özel tahsisatlar hâlâ sürüyor. 17.5 milyon TL’lik bu zırhlı araç da, “Halk için değil, makam için devlet anlayışı” eleştirilerini doğrular nitelikte. Emekliler 10.000 TL ile geçinmeye çalışırken, bir yöneticinin yalnızca ulaşım güvenliğine bu denli büyük bir bütçe ayrılması, vicdanlarda büyük rahatsızlık yaratıyor.
Halk Değil, Makam Korunuyor
Vatandaşa “sabır ve kemer sıkma” telkinleri yapılırken, makamların her geçen gün daha da lüksleşmesi, halkla yöneticiler arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Zırhlı araçla değil, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetimle güvenlik sağlanabileceğini düşünen yurttaşlar, “Bu kadar pahalı koruma kime karşı?” sorusunu sormaktan geri durmuyor.
Siyasi Rahatsızlıklar Artıyor
Muhalefet partileri ise gelişmeyi, “kamu kaynaklarının kişisel konfor için harcanması” olarak yorumladı. Bir muhalefet yetkilisi, “Basını özgürleştirmek yerine, onu kurumsal anlamda zırhlamak tercih ediliyor. Bu zihniyetle ne basın özgürleşir ne de halkla bağ kurulur” diyerek sert konuştu.