Özden Çetin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Vav” Bilinci: Eğilmeden Dik Durmak Mümkün mü?

“Vav” Bilinci: Eğilmeden Dik Durmak Mümkün mü?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir harf düşünün.

Ne bir cümle kurar, ne iddialı bir kelimeye tutunur.

Ama sadece duruşuyla, sadece eğilişiyle koca bir hikmeti taşır: Vav harfi.

Melamilik geleneğinde “Vav” sıradan bir harf değildir. O, varoluşun, kulluğun, tevazunun sembolüdür. Her Melami’nin kalbinde sessizce yazılıdır bu harf. Çünkü Melamilik; dik başlı değil, eğilmiş başlı ama özüyle dimdik bir duruştur. Ve Vav bilinci, işte tam olarak bu paradoksun hakkını verir.

“Vav” harfi Arap alfabesinin en narin çizgilerinden biridir. Eğiktir ama ezik değildir. Alçaktır ama alçalmaz. Eğilmiştir ama yerle bir olmamıştır. Bu haliyle Melami duruşunun tam karşılığıdır:

Kendini yok sayarak var olmak. Eğilerek yücelmek.

Melamilik bir “görünmeme” yoludur. Gösterişten, alkıştan, üstünlükten sakınır. Ama bu sakınış bir kaçış değil; bilakis bir bilinçli eğiliştir. Tıpkı Vav gibi… Dik durmayı, başkasının gözüyle değil, Hak katındaki hizayla ölçer. O yüzden Melami, sadece kula değil, kendi nefsine de görünmemeye çalışır.

Bugün modern insan, “dik durmak” ile “dimdik baş kaldırmak” arasındaki farkı unutmuş durumda. Oysa Melamilikte dik duruş; en çok da kendi egona karşıdır. Vav bilinci bu yüzden gereklidir. Çünkü sana sürekli:

“Sen eğildikçe, içindeki kibir kırılır.

Sen eğildikçe, Hakka daha yakın olursun.” der.

Melami, Vav gibi eğilir ama asla kendini yere düşürmez. Çünkü bilir ki; ne baş eğmek zillettir, ne de baş kaldırmak izzettir. Mesele niyetledir. Eğer başını Hak için eğiyorsan, o eğiliş seni yüceltir. Ama başını çıkar için kaldırıyorsan, o dikleniş seni küçültür.

Melamilikte Vav olmak, varlık iddiasından vazgeçmektir. Koca bir “hiç” olabilmektir. Ve bunu yaparken bile “ben hiç oldum” diyerek ego üretmemektir. Ne büyük ince iş! Hele bugünün “ben” çağında, “hiç” olmayı göze almak devrimdir.

Peki biz bu Vav bilincine ne kadar yakınız?

Sosyal medyada teşhir edilen ibadetler, kamuoyuna servis edilen yardımlar, slogan gibi tekrarlanan “tevazu” söylemleri…

Acaba gerçekten eğiliyor muyuz? Yoksa sadece eğiliyor gibi mi yapıyoruz?

Vav olmak kolay değil.

Çünkü Vav olmak için önce “Elif” olma arzusundan vazgeçmek gerekir.

Yani düz, dimdik, kendini merkeze koyan bir yapıdan.

Melami ise bunu çoktan terk etmiştir. O yüzden onun dili susar, eylemi konuşur.

O yüzden onun eğilişi teslimiyet, duruşu zarafettir.

Melamilik bize gösterir ki:

Eğilmek, düşmek değildir.

Susmak, yok olmak değildir.

Göze görünmemek, varlıktan silinmek değildir.

Tam aksine, gerçek varlık, görünmeyen ama hissedilende gizlidir.

Tıpkı Vav gibi. Tıpkı Melami gibi.

Özden Çetin

Sessizliğin erdemine, eğilişin asalete dönüştüğü yolda bir yolcu…

Belki bir Vav kadar olabilmek ümidiyle.

 

“Vav” Bilinci: Eğilmeden Dik Durmak Mümkün mü?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.