Selçuk Moğul
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Buhranlarımızın Gölgesinde Umudu Aramak : Said Halim Paşa

Buhranlarımızın Gölgesinde Umudu Aramak : Said Halim Paşa

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Tarihin bazı anları vardır ki, insanın kalbinde kırık bir saat gibi çalmaya devam eder. Her devirde aynı sancıyı fısıldar, aynı soruyu tekrar eder: “Biz ne olduk, nasıl bu hale geldik ve buradan nasıl kurtulacağız?”

Said Halim Paşa…

Bir sadrazamdan fazlasıydı. 1864’te Kahire’de doğan, kökü Osmanlı’ya, zihni ise derin bir medeniyet muhasebesine dayanan bu adam; hem Batı’da eğitim almış hem de Doğu’nun hikmetini kalbinde taşıyan nadir münevverlerden biriydi. Siyasi bir figür olarak İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden biri olsa da, onu asıl önemli kılan şey kalemiydi. Buhranlarımız adlı eseriyle, çöküşün felsefî zeminine inmiş, yüzeydeki çatlakları değil, temelindeki çürümeyi göstermişti. Onun gözünde asıl felaket; silahların değil, fikirlerin susmasıydı.

Said Halim Paşa’nın sorduğu sorular, bugün bile zihnimizi delip geçiyor:

Biz kendi irademizi mi yaşıyoruz, yoksa başkalarının hayalini mi sürdürüyoruz?

Medeniyet dediğimiz şey, mekanik ve bilişim karışımından mı ibaret? Yoksa bir ruh, bir inanç, bir aidiyet mi olmalı?

Bugün dönüp baktığımızda, Buhranlarımız bir devrin yıkım raporu değil, geleceğe tutulan bir aynadır aslında. Paşa’nın ifadesiyle mesele, Batı karşısında geri kalmışlık değil; kendi kendimize yabancılaşmış olmamızdır. Kendini unutmuş bir millet, neyi inşa edebilir ki?

Yüz yıldan fazla bir zaman geçti o satırlar kâğıda döküleli. Ama sanki dün yazılmış gibi. Hâlâ yerli fikri bulmakta zorlanıyor, hâlâ sahici olanla sureti karıştırıyoruz. Akademi salonlarında Batı’nın kavramlarını ezberliyor, sokaklarda kimlik arıyoruz. Evet, hâlâ buhrandayız. Ama fark var: Artık arayanlar daha çok. Artık anlamaya çalışan, soran, geri dönmeyi değil; yeniden doğmayı isteyen bir kuşak var.

Ben bu yüzden umudumu yitirmiyorum.

Çünkü Paşa’nın çizdiği o karanlık tabloya rağmen, satır aralarında hep bir ışık vardı.

O ışık, kendi medeniyetimizi yeniden kurabileceğimizin, düşünen, üreten, hakikati arayan bir millet olabileceğimizin umuduydu.

Bir gün gelecek, Said Halim Paşa’nın sorduğu sorulara sadece cevap vermekle kalmayacağız; kendi sorularımızı da soracak kadar özgür olacağız.

Ve işte o zaman, buhrandan bir medeniyet filizlenecek.

Buhranlarımızın Gölgesinde Umudu Aramak : Said Halim Paşa
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!