Sena Nur Ozcan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Genel
  4. En Zayıf Halka

En Zayıf Halka

Hepimiz bir gün "en zayıf halka" olabiliriz. Görmezden geldiğimiz kırgın kalpler, sessiz fısıltılar, susturulmuş hayatlar. Bu yazı, güçlünün değil, düşenin hikayesini anlatıyor. Ve bir gün, bir omuz olmak için kaleme alındı.

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sistemin dişlileri arasında ezilip gidenlerin, ne zaman durup bir “insan” oldukları hatırlanır, hiç düşündünüz mü? Toplum, gücünü yalnızca bir çarkın sağlam çalışmasına değil, o çarkın her bir dişlisinin sağlıklı kalmasına borçludur. Fakat ironik olan şu ki, o dişlilerden en zayıf olanını gördüğümüzde, sanki varlığımızı tehdit eden bir virüsmüş gibi ondan uzaklaşır, onu dışlar, onu suçlar ve hatta ona acımasızca yükleniriz. Çünkü içimizde bastırmaya çalıştığımız en büyük korkumuz; o en zayıf halka olmak.

Bir iş yerinde performans tablolarına bakın. Bir okulda sınav sonuçlarına göz atın. Bir evde, sessizce köşeye çekilmiş bir çocuk bulun. Bir mahallede, herkesin selam verip de oturmadığı bir evin önünden geçin. Hep o “zayıf halka”yı görürsünüz. Ama ne acıdır ki, o halka bir gün kendiniz olsanız, kimse elinizi tutmaz. Çünkü kimse yük olmak istemez, kimse yük taşımak istemez. Herkes daha güçlü olmanın yolunu, en zayıfı daha da aşağı iterek bulur.

Bir çocuğun okulda “başarısız” olduğu gerekçesiyle alay edilmesini düşünün. Ya da iş yerinde, bir çalışanın yeterince “hızlı” olmadığı için dışlanmasını. Bir annenin, çocuğunu doğru yetiştiremediği için suçlanmasını. Bir babanın, iş bulamadığı için aşağılanmasını. Yaşlı birinin, yavaş yürüdüğü için hor görülmesini. Her birinde aynı şey olur: Zayıf halka, zincirin yükünü taşıyamaz diye, zincirden koparılmak istenir.

Oysa belki de en güçlü zincir, en zayıf halkasını taşıyabilen zincirdir. Belki de insan olmak, birini daha güçlü yaparak değil, en zayıfı kaldırarak mümkündür.

Çünkü en zayıf halka, toplumun aynasıdır. O aynada, ne kadar vicdanımız kaldığını, ne kadar insan olduğumuzu görürüz. Görmek istemediğimiz o siluet, bir gün bizim de suretimiz olabilir. Ve işte o zaman, bize el uzatacak bir el bulabilecek miyiz?

Sorunun cevabı, bugünkü davranışlarımızda gizli. En zayıf halkayı ezip geçen bir toplumda, yarının güçlüleri de yoktur. Sadece daha çok yalnızlık, daha çok kırgınlık ve daha çok yarım kalmış hikaye vardır.

Bir sabah, kapının önünde çöp toplayan bir adam gördüğünüzde, ne düşünüyorsunuz? “Acaba ne yaptı da bu hale düştü?” diye mi yoksa “Bunu hak etmiş olmalı” diye mi geçiriyorsunuz içinizden? İşte o an, insanlık sınavını geçemiyoruz. Çünkü her birimizin başına gelebilecek o kırılma anını, başkasında gördüğümüzde acımasızlaşıyoruz.

Daha hızlı koşanların, daha yüksek sesle konuşanların, daha çok kazananların, daha çok beğeni alanların dünyasında, sessiz kalanlar, geri çekilenler, yorulanlar birer fazlalık olarak görülüyor. Sanki yükleriyle birlikte dünyadan silinmeleri gerekiyormuş gibi.

Ama kimse durup da sormuyor:

  • O yük nasıl bir yük?
  • O sessizlik nasıl bir sessizlik?
  • O kırılganlık nereden geldi?

Bir gün geliyor, o en zayıf halka diye gördüğümüz kişi, bir şeylerin altında eziliyor. Sessizce bir hastane odasında, bir sokak köşesinde, bir psikiyatri kliniğinde, ya da sadece kendi odasında gözden kayboluyor. Biz ise bir an başımızı çevirip bakıyoruz, “Ne olmuş ki?” diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.

Peki, ya o en zayıf halka biz olursak?

Bir sabah, sırtımızı dayayacak bir omuz aradığımızda, bir gün yorgunlukla dolu gözlerimizi kapattığımızda, bizi kaldıracak bir el bulamazsak ne olacak?

Bunu düşünmek istemiyoruz. Çünkü toplum, zayıflıkla yüzleşmek istemiyor. Ama yüzleşmediğimiz her zayıflık, bir gün daha da büyüyerek kapımızı çalacak.

O yüzden diyorum ki, “en zayıf halka” dediğimiz şey, aslında bizim en güçlü sınavımız. O halka kopmasın diye el ele verebildiğimiz gün, gerçek bir toplum oluruz.

Yoksa geriye kalan, sadece birbirini ezen, susturan, görmezden gelen bir kalabalık olur. Ve o kalabalıkta, herkes bir gün en zayıf halka olur.

Hem de göz açıp kapayıncaya kadar.

En Zayıf Halka
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!