İş yerinde herkesle iyi geçinmek, takımın sevdiği ve güven duyduğu kişi olmak gerçekten güzel bir his. Sen, yardım etmekten çekinmeyen, işlerin üstesinden gelen, güleryüzlü destekçisin. Ama zamanla omuzlarındaki yük ağırlaşmaya başlar. Kahveni bitirmeden yeni görevler gelir, toplantılar artar, talepler çoğalır.
Herkes senden bir şey beklerken, sen “Evet” demekten başka çare bulamazsın. Ancak bu “Evet”lerin ardında, kendin için harcadığın zaman ve enerji azalır. Hayır demek zor gelir; başkalarını kırmaktan, işini kaybetmekten veya yalnız kalmaktan korkarsın.
Ama hayır demek bencillik değil, kendine saygının ifadesidir. Sınır koymak, sağlıklı ve sürdürülebilir bir iş yaşamının anahtarıdır.
Yakın bir dostumun dediği gibi:
“Sınırlarımı korumazsam, ben yok olurum.”
Sınırlar, görünmez birer bahçıvan gibidir. Bahçıvanın çiçekleri koruduğu gibi, sen de enerjini, zamanını ve ruhunu korumalısın. Sınırlarını çekmezsen, bardak taşar ve seni boğan yük altında kalırsın.
Peki neden sınır koymak zor gelir? Çünkü hayır demek bazen çatışma, bazen yalnızlık gibi görünür. Ama aslında tam tersidir; hayır demek, kendine olan saygını ve profesyonelliğini korumaktır.
Bir görev geldiğinde, “Şu an doluyum, bunu yapamam.” diyebilmek cesarettir. “Bu benim sorumluluğumda değil, ama birlikte çözüm bulabiliriz.” demek olgunluk ve profesyonelliktir.
Bunları ifade etmek seni kötü yapmaz; gerçek gücünü gösterir. Çünkü herkesin sınırı vardır ve bunu kabul etmek hem sana hem çevrene fayda sağlar.
Sadece işte değil, hayatın her alanında “Hayır” demeyi öğrenmek önemlidir. Dinlenmek istediğinde, sosyal etkinliklere katılmak istemediğinde, kendine izin vermek seni yeniler ve güçlendirir.
“Hayır” demek kapıları kapatmak değil, kendi hayatına yeni pencereler açmaktır.
Herkesle iyi geçinmek güzeldir ama en önemlisi kendinle iyi geçinmektir. Kendine sınır koyduğunda saygın artar, hayat dengelenir, özgürlüğün büyür.
Bugün kendine söz ver: “Hayır” demeyi öğreneceksin. Çünkü sen, hayatının en değerli hazinesisin.
Ve unutma:
Gerçek özgürlük, bilinçli sınırlar çizip, o sınırlar içinde hayatını özgürce sürdürmektir.