Sena Nur Ozcan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Oğlan Dayıya, Kız Halaya Benzemez: Genetik Bilimle Sohbetimiz

Oğlan Dayıya, Kız Halaya Benzemez: Genetik Bilimle Sohbetimiz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk kültürünün tatlı klişelerinden biri olan “Oğlan dayıya, kız halaya benzer” sözünü hepimiz duymuşuzdur. Bu söz, genelde çocuğun göz yapısı dayınınkine mi benziyor, yoksa kızın gülüşü halasından mı kopyalanmış diye düşünülürken ortaya atılır. Ama durun bir dakika, gerçekten dayılar ve halalar bu genetik sahnede başrol mü? Gelin, bu sözü masaya yatıralım ve genetik bilimle biraz dedikodu yapalım.

Genetik, Bu Söze Kahkaha Atıyor

Bilim der ki: “Genetik materyalin yüzde 50’sini annenizden, yüzde 50’sini babanızdan alırsınız.” Dayı veya hala nereden çıktı? İstatistiksel olarak, bir çocuğun genetik benzerlik açısından bir dayıya veya halaya özel bir bağlılığı yoktur. Peki, bu durumda “Oğlan dayıya benzer” diyenler hangi bilimsel kaynaktan alıntı yapıyor? Büyük ihtimalle, “Halam söyledi, kesin doğrudur” akademisinden.

Gerçek şu ki, genetik dediğimiz şey tam bir karmaşa. Anne ve babadan alınan genler bir çamaşır makinesinde karışıyormuşçasına harmanlanır ve ortaya benzersiz bir insan çıkar. Bu nedenle, oğlanın illa dayıya, kızın illa halaya benzemesi gibi bir durum tamamen şans meselesidir.

Peki Bu Söz Nereden Çıktı?

Muhtemelen bu söz, kültürel bir pratikten doğdu. Türk toplumunda dayılar ve halalar genelde çocuğun hayatında önemli figürlerdir. Dayı, koruyucu ve eğlenceli bir erkek modeli; hala ise sevgi dolu, şefkatli bir abla figürü olarak görülür. Bu da “Oğlan dayıya, kız halaya benzer” sözünün, aslında bir tür sevgi gösterisi olduğunu düşündürüyor. Ama o kadar seçici olmuşuz ki diğer akrabaları arka planda bırakmışız. Amcalar, teyzeler, hatta babaanneler nerede? Genetik miraslarını almaya gelince onları unuttuk mu?

Bir düşünün: Eğer oğlan dayıya benzeyecekse, dayı da kendi dayısına mı benziyor? Peki bu durum geriye doğru bir zincir gibi giderse, herkes ilk dayıya mı benzeyecek? Şunu hayal edin: İnsanlık, tek bir dayının genetik koduyla başlamış olabilir! Şaka bir yana, bu zincirleme mantık sizi evrim teorisinden şüpheye düşürebilir.

Ayrıca, dayı veya halaya benzerlik konusu sadece fiziksel özelliklerle sınırlı mı? Eğer oğlan dayıya çekmişse, dayının espri anlayışı, favori yemekleri ve hatta tatil tercihleri de oğlana miras kalıyor mu? Eğer bu doğruysa, genetik sadece bilimsel değil, bayağı eğlenceli bir fenomen olurdu.

Bireylerin Özgünlüğü

Bu tür sözler, istemeden de olsa çocukları belli kalıplara sokabilir. Bir çocuğun “dayısına çektiği” söylendiğinde, o çocuk kendisini bireysel bir kimlik yerine, başkalarının gölgesinde tanımlamaya başlayabilir. Halbuki her birey eşsizdir ve bu eşsizlik kutlanmalıdır.

Sonuç olarak, “Oğlan dayıya, kız halaya benzer” sözü, bilimden onay almayan, kültürel bir şakadan ibarettir. Bunu ciddiye alıp, dayıya benzeme konusunda çocuğa baskı yapmanın hiçbir anlamı yoktur. Hepimiz genetik piyangodan çıkan özgün bireyleriz ve dayılara/halalara benzeyip benzemediğimiz, bu gerçeği değiştirmez.

Belki de bu sözü tarihin tozlu raflarına kaldırma vakti geldi. Yerine daha yaratıcı bir deyim bulabiliriz. Mesela: “Oğlan gen bulutuna, kız DNA dansına benzer!” Hem bilimsel hem de eğlenceli. Ne dersiniz, bu klişeyi güncelleyelim mi?

Oğlan Dayıya, Kız Halaya Benzemez: Genetik Bilimle Sohbetimiz
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!