Bazı cümleler vardır, duyduğumuz an içimizde hafif bir sızı bırakır. İşte onlardan biri: “Senle ilgisi yok, sadece çok yoğunum.” Güya rahatlatıcı bir açıklama ama aslında içinde ne trajediler, ne komediler barındırıyor!
Öncelikle şunu soralım: Gerçekten ilgisi yok mu? Yani insan çok yoğun olsa bile, öncelik verdiği şeyleri belirlemiyor mu? Gün içinde en az beş dakikamızı çalan sosyal medya videolarına, hatta “Kim bu çocuğa bu kadar yorum yapmış?” diye girip stalk yaptığımız insanlara bile zaman ayırıyoruz. Ama mesaj atmayı unuttuğumuz birine dönüp, “Senle ilgisi yok, sadece çok yoğunum.” diyoruz. Samimi olalım, ilgisi var. Hem de çok var.
Bu cümle aynı zamanda insanın kendini aklamaya çalışmasının en zararsız yolu. Hem “Seni ihmal ettiğim için üzgünüm” demek zorunda kalmıyoruz hem de sorumluluğu tamamen dış koşullara atıyoruz. Ama gerçek şu ki, ilgilenmek bir duygu değil, bir eylemdir. Ve yoğunluk, ancak bir şeyi gerçekten önemsemediğimizde geçerli bir bahane haline gelir.
Bazen de bu cümle kibarca “Sana öncelik vermiyorum” demenin bir yolu oluyor. Ama direkt “Önceliğim değilsin” demek ayıp olacağı için, suçu zamana ve yoğunluğa atıyoruz. Yani sanki hayatımız başlı başına bir kaos, biz de sadece sürükleniyoruz. Oysa aynı yoğunluk içinde bazen bir diziye saatlerimizi gömebiliyoruz ya da umursadığımız biri mesaj attığında anında cevap verebiliyoruz.
Peki, bu cümleyle karşılaşan biz ne yapıyoruz? Önce içimizde bir burukluk, ardından mantıklı açıklamalar üretme çabası: “Evet ya, gerçekten yoğun, işte zorlanıyor, ben de çok üstüne gitmeyeyim.” Ama sonra bir bakıyoruz ki, yoğunluktan şikayet eden kişi Instagram’da kahve paylaşmış, arkadaşlarıyla buluşmuş, hatta evde sıkıldığı için cam silmiş.
O yüzden gelin şu gerçeği kabul edelim: İnsan, gerçekten değer verdiği şeylere zaman yaratır. Eğer birisi size “Senle ilgisi yok, sadece çok yoğunum.” diyorsa, belki de ilgisi yoktur. Ve bununla yüzleşmek, boş yere bahanelere inanıp umut beslemekten daha sağlıklı olabilir.
O zaman son soru: Bir sonraki mesajınızı “Üzgünüm, seni önceliklendirmedim.” diyerek atacak kadar cesur musunuz?