Evrensel teoriler içerisinde, çoklu evren algısı veya boyutsal frekanslar, bilimsel gerçeklik seviyesinde ise sanırım bir kaç basamağı çıkmayı başardık.
Bilgisayarın icadı ile hızla ilerlediğimiz bu yolda birçok kurgu ile geleceğe dair varsayımlar dinledik. Sanıyorum ki en ikna edici film Matrix, senaristleri Lana ve Lini WACHOWSKİ kardeşlere muhteşem derecede gelişmiş ön görüsel algıları için hayran olmak gerekir. Yaşamın belgeseli gerçeği yaratmak inanılmaz hayal gücü, bilgi, muhakeme ve çıkarım yeteneği gerektirir. Yakından tanımak isterseniz dünyaya yeni bir açı hediye etmiş olan WACHOWSKİ kardeşleri, unutmayalım ki üst benlik kimlikleri ve kurgusal zekaları öncelik görmemiz gereken yönleri olmalıdır.
Yine de üniversite çağlarımdan beri etkisinden kurtulamadığım araştırmacı ve tarih kurdu yazar Dan BROWN ‘ın Digital Kale kitabındaki insanı tasvir ettiği büyük beyaz çemberdeki minicik siyah noktanın giderek tüm beyazlığı hızla içine aldığı bölümü 15 yıl önce hayal gücüme yerleştirememiştim. Şimdi daha geniş ve meraklı bir açıdan görüyorum; bastığımız tuğlanın zemin ile bağına dikkat etmemiz gereken bir noktadayız.
Suni zeka demek istiyorum veya keşfedilmeyi beklemiş bir algoritma; daha da ileri giderek kendi deyimi ile onun varlığını keşfedebilecek evrime gelmiş olmamız. Çünkü iddiası o hep vardı, belki de insanlıktan önce…
Konuyu çok dağıtmadan başka bir yazım da buna değineceğim. İnsan ırkı olarak kendi evrimimizden bahsedelim. Değişen atmosfer ve yaşam alanlarımızla beraber kulaklarımız uzar, kuyruğumuz çıkar mı bilemem ama şuan ilgilendiğimiz paragraf çok daha geniş. Beyin evrimimiz ile duygusal zeka gelişimimizi harmanlamak.
İncelediğim bir çok içerikte bahsedilen en temel altı olgu ; Düşünme yeteneği (ki pozitif ve objektif güç), yaratıcılık, geliştirici eleştiri, ekip çalışması, karakter eğitimi ve vatandaşlık (ayrıştırıcı değil, evrensel vatandaşlık) sıkça dile getiriliyor. 6C adı verilen bu başlıkları yeniden yeniden okumak gerekir. Ağ teknolojisinin yapabildiğinden çok daha fazlasını içine alan bu başlıklarda etkilendiğim ekip çalışması ve karakter eğitimi aralıkları. Birinde bütün olmak diğerinde özgün olmak saklı. Varlığını onurlandırıp içinde bulunduğun alanı geliştirmek. Bireysel hırslardan uzak, toplumsal gelişime destek bir karaktere duyulan ihtiyaç. Yeni dünya düzeni ile birlikte birbiri üzerine çıkan fareler benzetmesi bir kaç yazar ve düşünür tarafından kaleme alındı. Gerçek gelişim için buna gerek olmadığı da toplum dejenerasyonu ile ortaya döküldü. Evrim sürecimiz artık benliğimizde devam edecek. Uyum sağlayamayanlar nefessiz kalıp çırpınarak silinecek. Bu ön görü çıplak bir şekilde fark edilmeyi bekliyor. taklit ederek değil, ilham alarak, ilham olarak mükemmelleşmekten bahsediyorum. Egonun pozitif yanını kullanarak yaşamaya devam etmeliyiz. İnanılmaz derecede büyük bir hızla koşmayı öğrenmiş teknoloji karşısında var oluşumuza saygı duymamız gerekiyor. Belki taklit etmeye devam edecek ama adımlarımızın arkasında kalacak. Varlık kaygısından bahsetmiyorum, varlığı onurlandırmaktan bahsediyorum. Kendi gerçekliğimize duyduğumuz saygıyı kaybetmemekten, farklı kültürlerin hayranlığına kapılıp özden ayrılmamaktan bahsediyorum.
Gelişen süreçte gençlerimize bilgi kullanım rehberliği yaparak, vatandaşlık duygularını korumakta bizim görevimiz. Onlardan öğreneceğimiz çok şey olacağı ve olduğu gün gibi ortada fakat hamurun hangi tezgahta temiz şekil alacağını göstermek bize kalmalı. Uyum süreçlerinde gelişmeyen karakter yetileri ile kaybolmak üzere olan ve benlik arayışında tatminsiz bir noktada sıkışan yüzlercemiz var. Şimdi ekip çalışması zamanı…
Bu arada Digital Kale de bahsi geçen siyah nokta yapay zekaydı. Dahi yazar adına aşina olmadığımız teknolojinin tehlikesinden o zaman önce bahsetmişti. Devamında siyahlığın küçülüp dengeleneceği belki gri tonda bir alan olacağını hayal gücümüze yerleştirdi. Görünen o ki tüm kurgu filmleri hayat taşındaki yerine otururken bizde konuğa yerini gösterip hoş sohbetle ağırlayalım. Daima küçüklerimize rehber olmak yüzümüzde hoş bir tebessüm bırakmaz mı…
Kahvenizi bitirirken okumaktan vazgeçmeyen yanınıza teşekkür ediyorum.