Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Göç Bakanlığı ve Milli Güvenlik

Göç Bakanlığı ve Milli Güvenlik

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsanlık tarihi boyunca savaşlar, ülkeler arasındaki üstünlük mücadelesi ve doğal kaynakların kontrol altına alınması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Devletler, kendi sınırları içindeki kaynaklara sahip olmak için karşılıklı çatışmalara girişmişlerdir. Geçmişte savaşlar genellikle askeri yöntemlerle yürütülmekteydi; düşman toprakları fiili olarak işgal edilir, kaynaklar kontrol altına alınır ve devletler arasında güç dengesi değişirdi. Ancak askeri çatışmaların ekonomik yükü, insan kaybı ve toplumda yarattığı derin travmalar nedeniyle bu yöntem giderek daha az tercih edilir hale gelmiş, daha çok caydırıcı bir araç haline dönüşmüştür.

Son dönemlerde ise savaşlar sadece askeri sahada değil; ekonomik, istihbarat, sosyal, hukuki ve diğer alanlarda da yürütülebileceği fark edilmiştir. Böylece devletler arasındaki rekabet yeni bir boyuta taşınarak askeri olmayan yöntemlerle çeşitli mücadele stratejileri ortaya çıkmıştır. Özellikle günümüzde bu savaşların en dikkat çeken türü “demografik savaşlar”dır. Bu yeni savaş biçiminde, gelişmemiş ülkelerden düzensiz göçler aracılığıyla hedef ülkenin demografik yapısı bozulmaya çalışılarak o ülkeye baskı uygulamak hedeflenmektedir.

Bu strateji kapsamında gönderilen göçmenlerin arasında istihbarat elemanlarının bulunması, demografik işgali daha etkili hale getirir. Göçmenler gerek politik gerek toplumsal huzursuzluk yaratmak için gerektiğinde aktif hale getirilebilmekte ve işgalci birer unsur gibi kullanılabilmektedir. Bu kişiler adeta “uyuyan hücreler” gibi hareket eder ve gerektiği anda hedef ülkeye zarar verme potansiyeline sahiptirler. Üstelik bu zarar sadece askeri düzeyde değil, toplumdaki huzursuzluğu artıracak olayların kışkırtılması gibi sosyal etkilerle de kendini gösterebilir. İşte bu tür mücadeleler “demografik savaşlar” olarak adlandırılmaktadır.

Peki, demografik savaşlarda zafer nasıl elde edilir? Günümüzde doğal kaynakların azalması ile bu savaşların daha sık yaşanacağı öngörülmektedir. Özellikle dünya genelinde kıtlık aşamasına geçilmesi durumunda, bu mücadele biçimi daha da önem kazanmaya başlayacaktır. Hatta emperyalist güçlerin, dünyayı sanal bir kıtlık sürecine sürükleyerek bu tür savaşları tetikleyebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle ülkelerin, kaçınılmaz bir şekilde demografik sorunlarla yüzleşeceği döneme şimdiden hazırlık yapması kritik önem taşımaktadır.

Bu hazırlığın temel ayağı olarak önerilen en önemli adımlardan biri bir “Göç Bakanlığı” kurulmasıdır. Bu bakanlık hem dışarıdan gelecek göçleri düzenleyip entegrasyon süreçlerini yönetmesi hem de iç göç hareketlerini optimum şekilde planlaması açısından stratejik bir rol oynar. Bakanlık aynı zamanda nüfusun doğru dağılımını sağlayarak tarımsal, hayvansal ve sanayi üretimlerini en verimli şekilde yapılandırabilir. Nüfus dağılımı bir ülkenin milli güvenlik meselesidir ve tarih bize bu konuda yapılacak yanlışların ağır sonuçlarını göstermiştir. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu’nun fethettiği bölgelerde nüfus üzerindeki tasarruf eksikliği zamanla imparatorluğun çöküşüne zemin hazırlamıştır. Fransız İhtilali sonrası artan milliyetçilik hareketleri, nüfus kontrolü eksikliğinin Osmanlı’nın toprak kayıplarına yol açmasına neden olduğunu kanıtlayan tarihi bir ders niteliği taşır.

Bir Göç Bakanlığı kurulması yalnızca dış göç yönetimiyle sınırlı olmamalı; iç göçleri düzenlemek, ihtiyaç duyulan bölgelerde nüfus hareketlerini başlatmak ve her şehrin üretim potansiyeline uygun bir nüfus yapısı oluşturmak gibi sorumlulukları kapsamalıdır. Böylece “fonksiyonel şehir” yaklaşımı benimsenebilir; kırsal ve kentsel alanlarda nüfus yığılmalarının önüne geçilerek kaynakların verimli kullanımı sağlanabilir. Tarımsal üretimden sanayiye kadar tüm sektörler bu düzenleme ile uyum içinde yapılandırılarak ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunabilir.

Göç Bakanlığı’nın kurulması, acil bir şekilde hayata geçirilmelidir. Bunun gerçekleştirilmemesi halinde, dış faktörler kaynaklı başlayabilecek kitlesel ve kontrolsüz göçlerin başarılı bir biçimde entegre edilememesi, ülkeyi yıkıcı sonuçlarla karşı karşıya bırakabilecektir. Bu tehlikeye yol açacak bir dönem ise oldukça yakındır.

Göç Bakanlığı ve Milli Güvenlik
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.