Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kaht-ı Rical Döneminin Meşruluğu Sorunu

Kaht-ı Rical Döneminin Meşruluğu Sorunu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Kaht-ı rical” 19. yüzyıl Osmanlısından günümüze miras kalmış bir kavramdır. ‘’Kaht’’, ‘’kıtlık, yokluk, kuraklık, vb.’’ anlamlarında kullanılan Arapça bir kelimedir. ‘’Rical’’ ise Arapça ‘’recûl’’ kelimesinin çoğuludur. “Recûl” ise yetişmiş, eğitimli insanlar demektir. ‘’Kaht-ı rical’’; yetişmiş, eğitimli insanlar kıtlığı anlamındadır. Yönetimsel literatürde ise devlet yönetiminde liyakat sahibi insanların bulunmaması demektir. Bu kavramdan ülkede devlet yönetiminde olacak adam olmaması anlamı çıkarılmamalıdır. Mevcut devlet yönetiminde bulunanlarda liyakat olmaması, başka bir ifade ile yönetimde liyakatli insan bulunmaması anlamındadır.

Kaht-ı rical dönemi, Cumhuriyet döneminde de zaman zaman yaşanmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında Marshall yardımlarının kullanımı sırasında, Türkiye hükümeti ABD’ye bu yardımları koordine edecek yeterlilikte personelin bulunmadığını bildirmiş ve destek talep etmiştir. Sonuç olarak, Marshall yardımlarının dağıtımı ABD tarafından gerçekleştirilmiştir. Yardım olarak adlandırılsa da, bu yardımlar Türkiye’ye önemli zararlar vermiştir. Türkiye, kaht-ı ricalin olumsuz etkilerini acı bir şekilde deneyimlemiştir. Bu durum, yalnızca yardımların dağıtımında değil, aynı zamanda bu yardımların kabulünde de etkili olmuştur. Zira bu yardımlar, Türkiye’nin üretim yapma yerine hazır kaynaklara yönelmesine neden olmuştur. Ayrıca, askeri alanda sağlanan eski silah, makine ve araçların yedek parçaları ve bakımı konusunda ABD’ye bağımlı hale gelinmiştir. Kaht-ı rical dönemleri, kayıp dönemlerdir ve bu kaybın en büyük zararı ülkeye yansımaktadır.

Peki, bu dönemlerde alınan kararların geçerliliği nasıl değerlendirilmeli?

Kaht-ı rical döneminde alınan kararların meşruiyeti üzerine pek tartışma yapılmamıştır. Ancak, devlet yöneticilerinin bulunmadığı dönemlerde alınan kararların sorunlu olduğu bir gerçektir. Bu tür dönemlerde liyakatli yöneticilerin eksikliği göz önüne alındığında, alınan kararların liyakat temelli olmadığı anlaşılacaktır. Dolayısıyla, kaht-ı rical dönemlerinde alınan kararların geçerliliği sorgulanmalıdır.

Kaht-ı rical dönemlerinin sona erdiği zamanlarda, bu dönemlerde alınan kararların gözden geçirilmesi ve uygunsuz olanların revize edilmesi gereklidir. Kaht-ı rical döneminde alınan kararların meşrulaştırılması, ancak bu kararların gözden geçirilip onaylanmasıyla mümkün olacaktır. Ancak bugüne kadar böyle bir uygulama yapılmamıştır. Bu nedenle, kaht-ı rical döneminde alınan hatalı kararların etkileri uzun yıllar boyunca sürmüştür.

Yeni çağda devlet yönetimlerinde yapılan hataların sonuçları ağır olabilir. Bu nedenle, devlet yönetiminin sürekli bir otokontrol mekanizması içinde hareket etmesi gerekmektedir. 2025 yılı, yeni çağın başlangıcı olarak kabul edildiğinden, devletlerin geçmişteki kaht-ı rical dönemlerinde alınan hatalı kararları yeni çağa taşımamaları önemlidir. Aksi takdirde, bu durum diğer devletlerin gerisinde kalmak anlamına gelecektir. Bu nedenle, devletlerin yakın geçmişte kaht-ı rical dönemleri yaşayıp yaşamadığını tespit etmesi ve varsa bu dönemde alınan kararları gözden geçirmesi gerekmektedir. Böylece yeni çağa geriden başlanmamış olur.

Devletlerin kaht-ı rical dönemleri yaşaması, o devletin köklü bir geçmişe ve sağlam bir yönetim yapısına sahip olduğunu gösterir. Eğer sağlam bir yönetim yapısına sahip bir devlette kaht-ı rical dönemi yaşanmışsa, bu dönemdeki kararların tekrar gözden geçirilmesi ve varsa hataların düzeltilmesi, büyük bir devlet olmanın gereğidir.

Kaht-ı Rical Döneminin Meşruluğu Sorunu
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.