Bugün takvimler, on ikinci ayın onuncu gününü, yani 10 Aralık’ı gösteriyor. Benim için bu tarih, sıradan bir gün olmaktan öte, hayatımın en anlamlı günü. O gün, Rabbim bana öyle bir armağan verdi ki; kalbimin en derin yerine, en kutsal köşesine yerleşti. Bugün, senin doğum günün oğlum. Ve ben bu satırları yazarken hem minnetle hem de tarifsiz bir gururla doluyum. Gözlerimden kalbime süzülen bütün duygular, sadece sana adanmış durumda.
Hayatta bazı anlar vardır, insanın kalbine sessizce ve derinlemesine dokunur. O anlarda sahip olduklarımızın kıymetini daha derinden, daha safça hissederiz. İşte ben de bu satırları, öyle bir farkındalık ve şükran anında, içimdeki coşkun sevgiyi kelimelere dökmeye çalışarak yazıyorum.
Bazen düşünüyorum; zaman ne kadar da hızlı, ne kadar da acımasızca akıp geçiyor. Daha dün minicik ellerinle parmaklarımı sımsıkı tutuyordun, şimdi kocaman bir delikanlı oldun. Henüz 10 yaşındasın ama yüreğin, yaşından çok daha olgun. Her davranışında, her sözünde, her bakışında bu asil olgunluğu görmek, beni tarif edilemez bir hayranlıkla dolduruyor. Senin karakterinin güzelliği, ruhunun derinliği, her geçen gün beni daha da büyülüyor.
Seninle gurur duyuyorum oğlum. Bu kelimeler, hislerimin sadece küçük bir yansıması.
Beni en çok etkileyen ve sana olan sevgimi katbekat artıran şey, insanlara karşı gösterdiğin derin saygı. Saygı… Dışarıdan basit bir kelime gibi görünür, ama içinde bütün bir hayat felsefesi, sağlam bir karakterin temellerini taşır. Sen büyüklerine hürmet ederken, arkadaşlarına sevgi ve anlayışla yaklaşırken, öğretmenlerinin gözlerine içtenlikle bakarken; aslında herkesin görmesi, örnek alması gereken bir erdem sergiliyorsun. Bir babanın kalbinde, oğlunun karakterinin sağlamlığına duyduğu güvenin, bir garantör gibi hissettirdiği o duygunun tarifi gerçekten imkansızdır. Sen bana, dünyanın en değerli varlığını emanet ettiğini hissettiriyorsun.
Derslerindeki başarın, o bitmek tükenmek bilmeyen azmin ve çalışkanlığın beni her zaman onurlandırıyor. Fakat benim için önemli olan sadece notların mükemmelliği yanında; o gösterdiğin gayret, o sabır ve o akıttığın emek. Bazen seni saatlerce ders çalışırken izliyorum; o anlarda, sıkılma belirtisi göstermeden, yorulmadan, hiçbir şikayet etmeden devam edişin, ruhumun en derin yerlerini etkiliyor. Büyüyüp seni bu hayata hazırlamaktan öte, senden öğrenmek için bakıyorum çoğu zaman. Çünkü sen bana sabretmeyi, inancı ve azmi yeniden, en saf haliyle öğrettin. Başarmak için yılmadan çabalamak, asla vazgeçmemek… İşte bu, senin en güçlü, en parlak yönün.
Spor, hayatının önemli bir parçası oldu. Her antrenmandan sonra yüzündeki o saf mutluluğu görmek, bana tarifsiz bir sevinç, bir huzur veriyor. O ter damlaları, yalnızca fiziksel yorgunluğun simgesi değil, aynı zamanda disiplinin ve azimle çalışmanın da sembolü. Kazandığında büyük bir olgunlukla sevinmeyi, kaybettiğinde ise durumu olduğu gibi kabullenmeyi biliyorsun. Bu olgun davranışlarınla her zaman örnek bir sporcu kimliği sergiliyorsun. Sporun sana kazandırdığı en güzel şey, yalnızca güçlü ve sağlıklı bir vücut değil, ondan çok daha değerlisi: sağlam, dürüst bir karakter oldu.
Ellerinle bir şeyler üretmeyi, yaratmayı hep sevdin. Bir şeyi tamir ederken ya da karmaşık bir model yaparken yüzündeki o derin ciddiyet beni hep büyülüyor. Her yaptığın işte bir özen, bir sabır ve büyük bir sevgi var. Küçücük detayları bile fark ediyor, eksikleri düzeltmek için büyük bir dikkatle çabalıyorsun. Bu doğuştan gelen titizlik ve mükemmeliyet arayışı, ileride ne yaparsan yap seni diğerlerinden farklı kılacak. Çünkü sen, ellerinle güzellik yaratmanın ne demek olduğunu biliyorsun ve en önemlisi, kalbinde o güzelliğin kaynağı olan saf sevgiyi taşıyorsun.
Hayvanlara olan derin ilgin ve eşsiz merhametin beni hayran bırakıyor. Bir kuşun kanadı kırıldığında nasıl telaşlandığını, bir köpeğin o masum gözlerine nasıl bir şefkatle baktığını gördüm. O anlarda yüzündeki ifadede bambaşka, kutsal bir ışık beliriyor. Hayvanları sevmek, yaşamın kendisine duyulan büyük bir sevgidir oğlum. Onların dili yok, ama sen onları kalbinle anlıyorsun. Bir çocuğun bu kadar küçük yaşta merhameti bu kadar derin ve içten hissetmesi, bu yorgun ve karmaşık dünyaya büyük bir umut aşılıyor.
İnsanlara yardım etmeyi seviyorsun, bu senin doğanda var. Bir arkadaşına bir konuyu sabırla açıklarken, yolda yaşlı birine gönüllüce rehberlik ederken ya da bir çocuğun düşen oyuncağını büyük bir sevgiyle yerden alıp verirken… Bütün bu küçük görünen davranışların, aslında büyük anlamlar ve değerler taşıyor. Çünkü yardım etmek sadece fiziksel olarak el uzatmakla sınırlı değildir, omuz vermek, kalpten hissetmektir. Sen bunu tamamen içgüdüsel olarak yapıyorsun. Kimse sana ‘Git yardım et’ demeden, sen zaten oradasın, ihtiyacın olduğu yerde. Birine dokunmanın bazen bir dünyayı değiştirebileceğini, bir hayatı aydınlatabileceğini çok iyi biliyorsun.
Doğaya olan hassasiyetin, çevre bilincin beni en çok etkileyen özelliklerinden biri. Bir ağacın dalını kırmadan önce durup düşünüyorsun, etrafa atılan çöpleri yerden alıp üşenmeden çöp kutusuna atıyorsun, suyu boşa harcamamaya büyük bir özen gösteriyorsun. Belki bunlar basit, küçük hareketler gibi görünür, ama büyük bir bilinç ve saygı göstergesidir. Doğaya saygı duyan insan, tüm canlılara, insana da aynı derin saygıyı duyar. Senin gibi çevreye duyarlı çocuklar büyüdüğünde, bu dünya biraz daha güzel, biraz daha yaşanılır bir yer haline gelecek, buna eminim.
Ve gülümsemen… İşte o gülümseme, en karanlık, en kasvetli bir günü bile anında aydınlatabiliyor. Yüzündeki o sıcak ifade, etrafındaki herkese doğal bir huzur ve mutluluk veriyor. Bir insanın yüzü kalbinin aynasıdır derler ya, senin yüzünde o aydınlık, o saflık var. Ne zaman moralim bozulsa, ne zaman yorgun düşsem, senin gülüşünü, o içten kahkahalarını hatırlamak, bana enerji depoluyor, yetiyor da artıyor bile. Bazen sadece bir bakışın, bazen tek bir sözün bile günü tümüyle güzelleştiriyor. Oğlum, içindeki o muhteşem enerjiyi, o parlayan ışığı sakın kaybetme. Çünkü bu dünyanın en çok ihtiyacı olan şey, tam da senin gibi umut dolu, aydınlık çocuklardır.
Sorumluluk duygun yaşına göre çok güçlü ve hayranlık uyandırıcı. Yapman gereken bir şeyi unutmamaya büyük bir dikkatle çalışıyor, söz verdiğinde ise sözünü her zaman tutuyorsun. Bu güvenilir ve sorumlu halin, seni girdiğin her ortamda doğal olarak saygıdeğer bir konuma yerleştiriyor. Sana verilen bir görevi tamamladığında, yüzündeki o saf memnuniyeti görmek beni her zaman gururlandırıyor. Bu karakter özelliğin, seni hem okulda hem de hayatın ilerleyen yıllarında başarılı hem de güvenilir bir insan yapacak.
Empati kurma yeteneğin de çok güçlü. Birinin üzgün olduğunu hemen fark ettiğinde, bir an olsun tereddüt etmeden yanına gidiyorsun, onu neşelendirmeye, teselli etmeye çalışıyorsun. Bazen bir yetişkinin bile fark edemediği ince duygusal detayları, sen büyük bir hassasiyetle anlıyor ve hissediyorsun. Bu derin duygusal zeka, seni gerçekten özel kılıyor. Dünyada bir insanı gerçekten değerli yapan şey, karşısındakinin duygularını hissedebilmek, onu anlayabilmektir. Senin kalbin bu konuda herkesten daha açık ve duyarlı.
Oğlum, bazen gece seni uyurken izlerken şunu düşünüyorum: Bir çocuk, babasına ne çok şey öğretebiliyor. Sen bana sabır, koşulsuz sevgi, adalet, ve derin anlayışı yeniden, en temelden öğrettin. Bazen bir sözün, bazen sadece bir masum davranışın bana hayatın o karmaşık anlamını yeniden, sade bir şekilde hatırlatıyor. Sen benim hayatıma anlam katan, onu zenginleştiren en değerli hediyemsin.
Her baba, evladının parlak ve iyi bir geleceğe sahip olmasını ister. Benim en derin dileğim ise bundan biraz daha farklı: Senin kalbin hep bu kadar temiz, bu kadar saf kalsın. Dürüst, çalışkan, sevgi dolu, adaletli ve vicdanlı bir insan olarak büyümeni, bütün bu erdemlerle donanmanı istiyorum. Çünkü maddi başarılar gelip geçer, unutulur ama karakter kalır, sonsuza dek iz bırakır. Kalbinin bu eşsiz güzelliği, seni ömür boyu doğru, aydınlık yolda tutacaktır.
Bir gün büyüyeceksin, belki yeni maceralar için başka şehirlere, başka ülkelere gideceksin. Hayat bazen zorlayıcı olacak, bazen yorgun düşeceksin. Ama unutma oğlum, seni sen yapan, sana rehberlik eden şey, kalbinde taşıdığın o eşsiz ışık. O ışık sönmediği sürece, her zaman doğru olanı bulacak, her zaman yolunu aydınlatacaksın.
Bugün senin doğum günün, canım oğlum… Ve ne kadar özel bir tesadüftür ki, bugün aynı zamanda Dünya İnsan Hakları Günü. İnsanın onuru, özgürlüğü ve adaleti için bu anlamlı günün taşıdığı mana ne kadar büyükse, senin varlığın da benim yüreğimde işte o kadar eşsiz ve değerlidir.
10 Aralık… Bu tarih, benim kalbimde en özel, en kutsal yeri tutuyor. Sana baktığımda, hayatın bana bahşettiği bu en büyük nimete, senin varlığına şahit oluyorum. Böylesine duyarlı, merhametli ve vicdanlı, kalbi pırıl pırıl parlayan bir evlat sahibi olduğum için kendimi dünyanın en şanslı babası hissediyorum. Benim en büyük dileğim, her anne-baba senin gibi bir evlada sahip olsun. Çünkü sen, bu dünyanın hala iyi kalpli, vicdanlı çocuklarla güzelleşebileceğinin en somut, en güzel kanıtısın.
Doğum günün kutlu olsun, kalbimin ışığı…
Büyüsen de, değişsen de, hayat seni nereye götürürse götürsün; bir baba olarak, ben her zaman, koşulsuz ve daima yanındayım. Ve seni bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum.
Mehmet Kuşcu
Sayın M Kuşcu,
Yazınızı okurken duygulanmamak mümkün değildi. Bir babanın oğluna duyduğu bu derin sevgi ve gururu öylesine içten ve anlamlı bir şekilde kaleme almışsınız ki, her kelimesi yüreğime dokundu. Oğlunuza verdiğiniz değer ve ona duyduğunuz güven gerçekten ilham verici. Bu satırlarda sadece bir evlat sevgisi olmakla birlikte, aynı zamanda insanlık değerleri, empati ve saygı gibi büyük erdemler de var.
Doğum günü ve Dünya İnsan Hakları Günü’nün aynı tarihe denk gelmesi, yazınızı daha da anlamlı kılıyor. Bu özel günde oğlunuza ve size sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum. Yazınız, bir babanın kalbinden dökülen en güzel duygulardan biri olmuş. Kaleminize, yüreğinize ve emeğinize sağlık…
Değerli Okurum,
Yazımı beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti. İlginiz ve kıymetli yorumunuz için içtenlikle teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Sayın Kuşcu,
Bir baba olarak, oğlunuza duyduğunuz sevgi ve gururu öylesine derin, içten ve saf bir şekilde ifade etmişsiniz ki, okurken evlat sevgisinin ne kadar büyülü bir şey olduğunu bir kez daha hissettim. Yazınız, bana bir baba olarak çok değerli bir bakış açısı kazandırdı.
Doğum günü ve Dünya İnsan Hakları Günü’nün aynı güne denk gelmesi nedeniyle, bu özel günde oğlunuza nice sağlıklı, mutlu ve anlam dolu yıllar dilerim. Ayrıca, tüm insanlık için Dünya İnsan Hakları Günü’nün de kutlu olmasını temenni ederim.
Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
Değerli Okurum,
Yazımı beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti. İlginiz ve kıymetli yorumunuz için içtenlikle teşekkür ederim.
Saygılarımla.