Bazıları yıldızlara sadece bakar, ben dinlemeyi seçtim.
Gökyüzü sessiz gibi görünür ama anlatacak çok şeyi vardır. Kimi zaman bir doğum haritasında, kimi zaman bir tutulmada, kimi zaman da bir “tesadüfte” fısıldar bize. Ama dinleyebilmek için önce susmayı öğrenmek gerekir.
Günlük telaşlarımız arasında gökyüzü hep orada. Herkesin başı önünde, zihni binlerce parçaya dağılmışken, yukarı bakmak bir hatırlamadır. Bir yerlerde bizden daha büyük bir düzenin var olduğunu… Ve aslında o düzenin parçası olduğumuzu.
Ben astrolojiyi geleceği bilmek için değil, kendimi hatırlamak için kullandım hep. Çünkü gökyüzü, “olacağı” değil, “olduğunu fark edemediğini” gösterir. Haritan bir tohumdur. İçinde potansiyelini, sınavlarını, gücünü ve korkularını saklar. Sen o tohumu suladıkça, gökyüzü de sana güneş olur, bazen yağmur, bazen rüzgar… Ama her zaman rehberdir.
Bugün Güneş başka bir burçta olabilir, Ay başka bir evde. Ama asıl mesele neyin geçtiği değil, senin orada ne gördüğündür. Belki uzun süredir içinde bastırdığın bir ses yükseliyordur. Belki de artık kendine dönme zamanı gelmiştir. Gökyüzü sadece gezegenlerin değil, iç sesimizin de haritasıdır aslında.
Ben gökyüzünü okuyorum ama asıl seni anlıyorum. Çünkü her danışanımda kendimden bir parça buluyorum. Her harita bana yeniden şunu hatırlatıyor: Hepimiz aynı yerden geliyoruz ve aynı ışığı arıyoruz.
Harikasınız hocam. Hiç böyle düşünmemiştim ufkumuzu bakış açımızı değiştirdiniz… varlığınıza şükür
Teşekkürler sizinde Şengül hanimcim 🌸