Gül Akpınar
1973 yılında Ordu’da doğdum. Yıllar sonra, 2020’de içimde hiç sönmeyen öğrenme isteğine kulak vererek eğitim yolculuğuma yeniden başladım. Liseyi tamamladıktan sonra 2022’de Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Sosyoloji bölümüne yerleştim. Şu anda 4. sınıf öğrencisiyim. Yazmak benim için, yalnızlığın içinde açtığım bir pencere oldu hep. Her kelimede biraz kendimi aradım, biraz da hayatı anlamaya çalıştım. Toplumsal değerler, kültürel miraslar ve zamanla silinip giden gelenekler yazılarımda yer bulan en derin izlerdir. Gelecekte iyi bir yazar olmayı, araştırmacı kimliğimle insanı, toplumu ve kültürü daha derinlemesine anlamayı hedefliyorum. İnanıyorum ki bir kağıt ve bir kalemim olduğu sürece, pencerelerim her daim açık kalacak.
  • 5339 Puan
  • 0 Yazı
  • 4 Yorum

Gül Akpınar - Tüm Yazıları

İçimdeki Sesin Adı

Bazı anlar vardır; insan kendi içine doğru, kimsenin bilmediği bir yola yönelir. Dışarıdan belli olmaz, yüzünde bir değişiklik yoktur, konuşması aynı, yürüyüşü aynı… ama içeride hafif bir kıpırtı belirir. Adını koymak zor bir kıpırtı. Sanki yıllardır kapalı duran bir kapı,...

Devamını Oku

Hiçbir Şeye Ait Hissedememek

İnsan bazen bir kapı aralığında yaşar. Ne içeri girer ne dışarı çıkar. Ne kalanlardan olur ne gidenlerden. Ait olmanın sıcaklığını değil, ait hissedememenin soğukluğunu taşır üzerinde. Sanki her yere biraz uzaktır, biraz da fazla yakındır. Aradaki o tuhaf çizgi insanın...

Devamını Oku

Kendi Gerçeğini Çarpıtan İnsan

İnsan en çok kendi gerçeğinden uzaklaşır. Çünkü en kolay saklanan, dışarıya değil, kendine ait olandır. Kimse “neden böyle yaptın?” diye soramaz. Kimse elini masaya vurup gerçeği yüzüne çarpmaz. İnsan, kendi içinde kurduğu o sessiz odada hem suçlayan kişidir hem savunma...

Devamını Oku

Yanılgıya Düşen Doğru

Yanlışı alkışlayan bir toplum, aslında kendi çürümesine alkış tutar. Çünkü yanlışın alkışı, yalnızca bir eylemin değil, bir bilincin teslimiyetidir. İnsan, doğası gereği yanılabilir. Fakat yanlışı doğruya tercih ettiği anda artık yalnızca yanılmamış, yitmiştir. Günümüz insanının en büyük kaybı budur. Doğruyu...

Devamını Oku

İçimize Çöken Hüznün Anatomisi

Bir Sessizlikte Kendini Bulmak.Bazen öyle anlar olur ki, her şey bir anda anlamını yitiriverir. Hava birdenbire kararır, ama bu bildiğimiz akşam karanlığı değildir. Dünyanın rengi solar, sanki hayat bir siyah-beyaz fotoğrafa dönüşür. Gördüklerimiz aynıdır belki, ama artık onlara nüfuz edemeyiz....

Devamını Oku

Felsefe

Zamanın KapısındaZamanın kapısında durduğumuzda, geçmişin sessizliği içimizde yankılanır. Bir düşünceye dokunuruz, bir cümlede kayboluruz. Ve o anda fark ederiz: Zaman dediğimiz şey, yalnızca saatlerin akışı değildir; düşüncenin içinde saklanan bir hatıradır. İşte o hatıraya açılan kapının adı felsefedir.Ben felsefeyi hep...

Devamını Oku

İnanç: En Güçlü Sığınak

İnanç… Belki de insanın elinde kalan son sessiz güç. Ne tam bir umut, ne de kör bir teslimiyet; ikisinin arasında duran, kalbin derinlerinden gelen bir çağrıdır. İnsan, bazen hayatın karmaşasında yönünü kaybeder, bazen kendi gölgesini bile tanıyamaz. İşte o anlarda,...

Devamını Oku

Suskunluğun Lügati

Yokluğumun Var Ettiği BenKonuşmak, çoğu zaman bir zorunluluk gibi dayatılır insana. Bir nehir yatağına çakılı taş misali, sürekli aşınmaya, yontulmaya razı olmamız beklenir. Sessizlik ise yanlış anlaşılır; ilgisizlik, zayıflık ya da kaçış sanılır. Oysa benim suskunluğum, yılların biriktirdiği kırgınlıkların, hayal...

Devamını Oku

Hakikate Giden Yol

Algoritmalar mı, Akıl mı?Bir çağın içindeyiz: hızın, verinin, otomasyonun ve hesaplanabilirliğin kutsandığı bir çağ. Her şey ölçülebilir, tahmin edilebilir, optimize edilebilir hale geldi. Ama ya hakikat? O da bu sistemin içine sığar mı? Yoksa hâlâ, insan aklının, vicdanının ve sezgisinin...

Devamını Oku

Aristoteles Taksim’de

İyi Hayatın Peşinde miyiz, Yoksa Beğeni Avında mı?Düşünün, Aristoteles bugün yaşasaydı, elinde bir defterle Taksim Meydanı’nda ya da Times Meydanı’nın neon ışıklarının altında dolaşsaydı, ne derdi? Atina’nın çarşısından fırlayıp gelen bu filozof, modern dünyanın karmaşasına bakar ve muhtemelen “Bu neyin...

Devamını Oku

Bir Kalemin Yanlışlığı

İnsan Hayatı Sistemle Sınırlanamaz Postmenopozal osteoporoz… Kağıtlara yazılan bu kelime, benim için sadece bir hastalık tanısı değil, aynı zamanda hayatımın bir ritminin de ölçüsüydü. X Hastanesi’nden aldığım rapor, tedavime başlamam için bir anahtar olmalıydı. Ama raporda, doğru olması gereken M81.08...

Devamını Oku

İçimdeki Şehir

Gecenin kollarında, içimdeki şehir uyanır.Yalnızlık, bir gece gökyüzünün sakin ışığı gibidir. Dünya sessize büründüğünde, o ışık seni içindeki bir şehre taşır. Sokakları anılarınla çizilmiş, çatıları hayallerinle örtülü, gölgeleri korkularınla dokunmuş bir şehir. O şehir, sadece sana aittir; ne bir yolcu...

Devamını Oku

Hüznün Günlüğü

Hüzün, hayatın sessiz defterine düşen en derin satırdır. Ne tamamen karanlıktır, ne de tamamen ışık. Bir gölge gibi yürür insanın ardında; görünmez ama hissedilir, sessizdir ama konuşur. Gün gelir ansızın kapıyı çalar, gelir hiç beklenmedik bir anda içeri süzülür. İnsan...

Devamını Oku

O ‘Sonra’ Diye Bir Yer Yok

Kendime sık sık soruyorum: Neden hep kendimizi en sona bırakıyoruz? Hayalleri, duyguları, istekleri hep bir “sonra”ya erteliyoruz. Sanki o “sonra” her şeyi çözecekmiş gibi. Seveceğiz, affedeceğiz, başlayacağız sanıyoruz. Ama geriye dönüp bakınca anlıyorum: O “sonra” diye bir yer yok.Hayat, kendi...

Devamını Oku

Dil Kültürün Sessiz Hafızası

Dil bozuldu mu, belleğimizde sessiz bir yara açılır. Bana hep küçük ama kıymetli bir emanet gibi gelir dil: korunması gereken bir hazine. Eksildikçe değerini hissettirir, elden ele güçlenir. Ama bugün çağın hızında kelimeler küçülüyor, cümleler yoruluyor. Paket gibi tüketiliyor. Bu...

Devamını Oku

Sorumluluk Vicdanın Eyleme Dönüşmüş Hâlidir

“İnsan olmak, sadece duymak değil; duyduğunu taşımaktır.”İnsan olmak, yalnızca düşünmekle değil, hissetmekle ve bu hissi eyleme dönüştürmekle anlam kazanır. Vicdan, içimizde sessizce konuşan bir rehberdir; ama onu sadece duymak yetmez. Onu yaşamak gerekir. Sorumluluk, bu içsel sesi dış dünyaya taşıyan...

Devamını Oku

Yüreğimin Yakıcı Özlemleri

"Siz, benim özlemin sessizliğindeki en derin duamsınız."Hayat siz olmadan tam değil; her anın anlamı, sizin varlığınızla tamamlanıyor. Yanımda olmasanız da sizi düşündükçe kalbim ısınıyor, özlemim bir bahar dalında filizlenen umut gibi büyüyor. Mesafeler ne kadar uzak olursa olsun, yüreğimde sizinle...

Devamını Oku

Zamanın Sessiz Haritası

Hayat bazen bir rüzgâr gibidir; adı yoktur, yönü belirsizdir, ama bir şekilde her varlığın içinden geçer. Bu rüzgârın içinde küçük bir harita saklıdır. Harita deyince akla yollar gelmesin. Burada çizgiler değil, beklenmiş sessizlikler vardır; köşelerde yer imi gibi kalmış “henüz”ler...

Devamını Oku
Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!