Azad Cammu Keşmir Başkanı Serdar Mesud Han, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Keşmir konusunu uluslararası camiada ve Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi organizasyonlarda gündeme getirdiğini belirterek, “Türkiye’ye, uluslararası camiada Keşmir’i desteklediği için çok müteşekkiriz.” dedi.
Han, Ankara’da Stratejik Düşünce Enstitüsünde (SDE) düzenlenen “Keşmir Anlaşmazlığı ve Uluslararası Toplumun Rolü” konferansında konuştu.
Keşmir sorununun tarihine değinen Han, 1947’de Hindistan ve Pakistan arasındaki anlaşmazlık sonucunda Keşmirlilerin topraklarının bölünmek durumunda kaldığını söyledi.
‘HİNDİSTAN KEŞMİR’DE İŞKENCE YAPIYOR’
Han, Hindistan’ın Keşmir sorununun çözümü konusunda ikili oynadığını belirterek, bu ülkenin Keşmir’de güç kullanarak sistematik bir şekilde bölge halkına zarar verdiğini kaydetti.
“Hindistan Keşmir’deki silahsız insanları zapt etmek için 780 bin asker görevlendirdi.” diyen Han, Keşmir’de genç erkeklerin sistematik olarak yok edildiğini, kadınlara tecavüz edildiğini ve Keşmirli liderlerin cezaevinde işkence gördüklerini anlattı.
Han, Hindistan’ın asker sayısına karşı Keşmir’de çok az sayıda mücadele eden kişi olduğuna değinerek, “Hindistan, Keşmir’de 250 militanla mücadele etmek için 780 bin asker kullanıyor. Sizce bu mantıklı mı?” diye sordu.
Türkiye’nin, Keşmir sorununun çözümünde çok önemli bir rol oynadığını aktaran Han, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BM ve İİT gibi organizasyonlarda ve uluslararası arenada Keşmir meselesine sahip çıkmasının hayli anlamlı olduğunu söyledi. Han, “Türkiye’ye, uluslararası camiada Keşmir’i desteklediği için çok müteşekkiriz.” ifadesini kullandı.
Keşmir sorununun Pakistan, Hindistan ve Cammu Keşmir’in yanı sıra uluslararası bir konu olduğunu ve bunun ikili bir konu haline dönüştürülemeyeceğini dile getiren Han, “Hindistan bu konuyu ikili bir mesele haline getirmeye çalıştı ve Pakistan ile Hindistan’ın bu konuda müzakere ettiğini söyledi. Ancak müzakereler hiçbir çözüm getirmedi.” dedi.
Pakistan ve Hindistan arasında şubat ayında yaşanan gerginlikle durumun ciddiyetinin bir kez daha gündeme geldiğini hatırlatan Han, iki nükleer güç Pakistan ile Hindistan arasındaki bir savaşın bütün dünya için kötü sonuçlar doğurabileceğine işaret etti. Han, “Eğer bu anlaşmazlık çözülmezse Güney Asya’daki kırılganlık devam edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Han, Keşmir’deki anlaşmazlığın çözülmesi için uluslararası toplumun adımlar atması gerektiği çağrısında bulunarak, sorunun çözümünden yana olmayan Hindistan’ın bu kapsamda protesto edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
KEŞMİŞ SORUNU NEDİR?
İngiltere, 1947’de Hindistan’dan çekilirken prenslik şeklinde yönetilen Keşmir’i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.
Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20’sine ise Çin hakim. Hindistan, ele geçirdiği bölgeleri “Cammu Keşmir” eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, halen Hindistan’da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir’e “Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)” ve “Gilgit Baltistan” olarak 2 özerk bölge statüsü verdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan, halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının uygulanmasını istiyor.