Saliha İnan: Bir dünya köşesine! Hoş geldiniz, Hüseyin Yıldız kendinizden bahseder misiniz?
Hüseyin Yıldız: Hoş buldum, öncelikle Türkiye Aktüel ‘Bir köşesine’ davetiniz için teşekkür ederim.
Çobanlıktan halk şairliğine uzanan bir hikâye… Burdur’un Kemer ilçesine bağlı Yakalar Köyü’nde doğan ve çocukluğunu doğayla iç içe geçiren , kelimelerin gücünü meralarda keşfetmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ve Halk Şairi unvanı ile tescillenen Yıldız, Anadolu’nun kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini kayıt altına alarak bu mirası gelecek nesillere aktarmayı hedefliyorum.
Saliha İnan: Gelin, Anadolu’nun sesi olan bu halk şairini daha yakından tanıyalım.
Hüseyin Bey, hayatınızda sizi en çok etkileyen veya bir dönüm noktası olan bir an var mı? Bu an, bugün olduğunuz kişiyi nasıl şekillendirdi?
Hüseyin Yıldız: Çocuk yaşta, elimde değnekle meralarda çobanlık yaparken gökyüzüne bakıp mısralar fısıldadığım o anlar, benim en büyük dönüm noktamdı. 1986 yılında yazdığım ilk şiirimi hâlâ hatırlarım:
Armutta torba asılı
İçinde ekmek basılı
Öyle bir yar sevdim ki
Ne gerçeği var ne de aslı
Güneş vurdu gözüme
Bakmadı o yar sözüme
İnsan böyle mi eder
Biricik sevdiğine
O gün, kelimelerin sadece yazı değil, yüreğin dili olduğunu anladım. Bu yolculuk, Karabalçık merasında başlayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairliği’ne uzanan bir yol oldu. 30 Ekim 2023’te bu unvanı aldığım gün, o belge sadece bana değil, köyümün taşına, toprağına, atalarıma verilen bir onurdu. Yola çıktığınız yer ne kadar mütevazı olursa olsun, inançla yürürseniz sizi en yüksek zirvelere çıkaracağını o gün bir kez daha anladım.
Bu yolculukta hiç yalnız değildim; anamın duası, babamın gölgesi ve sevenlerimin desteği vardı.
Saliha İnan: Anne baba ve duaları ne güzel şeyler dua her işin başı sonu: duanın gölgesinde’ eksik olmamaları dileklerimle.
Peki Kendi “dünya köşeniz” neresi? Bu, somut bir yer olabileceği gibi, bir duygu, bir düşünce veya bir an da olabilir. Bize bu özel köşenizden bahseder misiniz?
Hüseyin Yıldız: Benim dünya köşem, Anadolu’dur. Güneşin ilk ışıklarını doğaya serptiği, turnaların süzüldüğü, suyun dinginliğiyle ruhun dinlendiği yer… Kelimelerim orada kanatlanır, dizelere dökülür. Şiir de benim bir diğer özel köşemdir; çocukluğumun, özlemimin, sevgimin saklandığı sessiz bir limandır. Bir şairin nefesi gibidir şiir; yazmayı bırakırsanız, nefes alamaz ve ölürsünüz.
Saliha İnan: Yazmak içsel terapi, okumak kadar.
Peki hayatta karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu zorluğun üstesinden gelirken edindiğiniz en değerli ders ne oldu?
Hüseyin Yıldız: Hayatımın en derin gölgesi yokluk oldu. Ama en karanlık anlarda bile şiir, bana bir ışık, bir sığınak oldu. İnsan ayağını toprağa sağlam basmalı, gönlünü inanca açmalıymış; bunu öğrendim. Umut, en zor fırtınalarda bile insanı ayakta tutan en güçlü rüzgardır. Ben çok kırıldım ama kırıldığım yerden yeniden yeşerdim. Önüme çıkan engele takılmak yerine üzerine basıp yükseldim, inandım, gayret ettim ve başardım.
Saliha İnan: Bu ne güzel yazar yeşermekten bahsediyorsunuz; bu mükemmel takdirde şayan kaleminiz tükenmesin o vakit.
Peki geleceğe dair en büyük hayaliniz veya gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bir projeniz var mı?
Hüseyin Yıldız: Anadolu’nun yaşayan hafızasını, köy köy gezerek, sözlü kültürden yazıya ve görüntüye aktarmak en büyük hayalim. Kalemşah TV – Kültürün Sesi adlı YouTube kanalımız bunun ilk adımı oldu. Bir gün bu çalışmaları bir Anadolu Kültür Anıtına dönüştürüp, unutulmaya yüz tutmuş değerleri nesillere armağan etmek istiyorum. Ayrıca,
Bir Şairin Gezi Yazıları adlı kitabım üzerinde çalışıyorum.
Saliha İnan: Kültürel mirası var etmek ve tanıtmak harika bir yolculuk olmalı!
Sizi tebrik ediyorum.
Peki eğer bir mesajınızla tüm dünyaya ulaşma şansınız olsaydı, insanlara ne söylemek isterdiniz?
Hüseyin Yıldız: “Geçmişini unutan, geleceğini kaybeder.” nerede yaşarsak yaşayalım, kendi hikâyemizi, türkümüzü, kültürümüzü yaşatmayı bırakmayalım. Çünkü her kaybolan gelenek, insanlığın hafızasından silinen bir renktir. Bu renkleri korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Ve ardımdan gelenlere vasiyetimdir: Yazmayı bırakmayın. Bugünün değerlerini kayda alın; akıldaki bilgi yazıya geçmedikçe bize faydası olmaz.
Saliha İnan: Sayın Hüseyin Yıldız Kültürel mirasın gelenek ve göreneklerin, önemini bizlere yaşatmamız gerektiğini vurguladı.
Bu güzel söyleşimizi VASİYETİMDİR eseri ile taçlandırmaktan onur duyuyoruz.
VASİYETİMDİR
Can kafesim birgün veda ederse
Çektiğim nazlarım vasiyetimdir
Ruh bedenden çıkıp birden giderse
Baktığım gözlerim vasiyetimdir
Üzülmesin kalpler, kırmasın sözler
Gönülde kalmasın yaralı izler
Gelir seni bulur içinde sızlar
Ardımdan izlerim vasiyetimdir
Kaleme düşürdüm güzel anları
Topladım yanımda, nice canları
Bırakmayın sizler, heyecanları
Yazdığım sözlerim vasiyetimdir
Yoksa da kan bağım, bağlar can bağım
Karını eritmez şu gönül dağım
Umutla sarılır solum ve sağım
Oğullarım kızlarım vasiyetimdir
Kalemşah’ın od’u kor olup yansın
Şiirleri çark olsun mizanda dönsün
Beni görenler varsın mecnun sansın
Küllenen közlerim vasiyetimdir
14.04.2023
Hüseyin Yıldız
Saygıdeğer muazzam Halk şairi:
Hüseyin Yıldız Türkiye Aktüel
Bir dünya köşesinde! Onurlandırdı.
Yayında yapımda emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Saygılarımla.
#TürkiyeAküel
#Birdünyaköşesi
Yazarı:Saliha İnan

