Saliha İnan:Sayın müdür:Mehmet Bozyer Bir dünya köşesine hoş geldiniz,sizi biraz daha yakından tanımak isteriz. Bize hayatınızın dönüm noktalarından bahseder misiniz?
Mehmet Bozyer: Bir dünya köşesine davetiniz için teşekkür ederim. Hoş buldum, Saliha hanım.
Mehmet BOZYER – Okul Müdürü
1966 yılında Kayseri İncesu´da doğdu. İlkokulu köyünde tamamladıktan sonra, 1985 yılında İncesu İmam Hatip Lisesinden mezun oldu. 1988 yılında Selçuk Üniversitesi Niğde Eğitim Yüksek Okulu sınıf öğretmenliğini tamamladı. İlk görev yeri olan Ağrı Patnos´ta 4 yıl sınıf öğretmeni olarak çalıştı. Daha sonra 1993-1995 yılları arasında Adana Tufanbeyli Akpınar köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yaptı. 1999 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Yönetimi Ve Denetimi Bölümünden mezun olduktan sonra Malatya da Okul müdürü olarak görev yaptı. 2004 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan yurtdışı sınavlarını kazanarak Cidde Uluslararası Türk Okulunda göreve başladı. Yine Suudi Arabistan’da Tebük Uluslararası Türk Okulunun kurucu Müdürlüğünü yaptı. 2009 yılından bugüne kadar Kayseri de değişik okullarda yöneticilik görevini başarıyla tamamladı. 16.07.2024 salı günü itibariyle Hacı Ahmet Arısoy Anadolu Lisesine Eğitim Yöneticisi olarak göreve başladı.
1966 yılında Kayseri’nin İncesu ilçesinde doğdum. Köyümde başladığım eğitim hayatım, imam hatip lisesi ve ardından üniversite ile devam etti. En büyük dönüm noktam, sanırım 1991 yılında öğretmenliğe yeni başladığım dönemde PKK lı teröristlerin kaçırması Bitlis Mutki oldu PKK’lı teröristler tarafından kaçırılmam oldu. O bir gece, bir ömür kadar uzun geldi. Yaşadığım çaresizlik ve korku, beni derinden etkiledi. Ancak bu olay, aynı zamanda hayata ve sevdiklerime daha sıkı sarılmamı sağladı. Hayatın en büyük nimetinin yaşamak ve sevdiklerinin yanında olmak olduğunu o zaman anladım.
Saliha İnan: Öğrencilik yıllarınızda yaşadığınız zorluklar, bugünkü duruşunuzu nasıl şekillendirdi? Özellikle babanızın size söylediği o söz, hayatınızda nasıl bir yer edindi?
Mehmet Bozyer:Öğrencilik yıllarım maddi ve manevi olarak oldukça zor geçti. Ailemden uzakta, tek başıma mücadele ettim. Ama içimde beni ayakta tutan bir hedef vardı: Geleceğimi inşa etmek. Babamın bana söylediği o söz, “Oğlum, okursan kendi geleceğini kurtarırsın. Yoksa benim gibi öküzle çift sürersin, hayatın perişanlıkla geçer,” benim için sadece bir nasihat değildi. Bu, onun alın terinden süzülen bir hayat dersiydi. Ne zaman yorulsam, ne zaman pes etmeyi düşünsem, onun sesi kulaklarımda yankılandı. Bu sözler bana azmin, çalışmanın ve okumanın önemini öğretti. Babamın hayalini yaşatmak, benim için en büyük motivasyon kaynağı oldu.
Saliha İnan:”Dünya köşem” dediğiniz yer tam olarak neresidir? Sizin için huzur ve güvenin tanımı nedir?
Mehmet Bozyer: “Dünya köşem,” tek bir mekânla sınırlı değil aslında. Bazen çocukluğumun geçtiği köy yollarında, bazen de sevdiklerimin yanındaki bir sofrada bulurum onu. Benim için dünya köşesi, huzurun ve güvenin olduğu yerdir. Bir çardağın gölgesinde rüzgârın sesini dinlerken ya da geçmişin güzel hatıralarında dolaşırken hissederim kendimi orada. Bu köşe, dışarıdaki gürültüden ve kaygılardan uzak, ruhumu dinlendiren bir sığınak. Belki bir evin içinde, belki bir ağacın gölgesinde, belki de sadece içimde taşıdığım bir huzurda gizlidir. Nerede olursam olayım, o köşe içimde oldukça kendimi evimde hissederim.
Saliha İnan: Meslek hayatınızın sonuna yaklaştığınızı söylüyorsunuz. Emeklilik sonrası için planlarınız ve en büyük hayaliniz nedir?
Mehmet Bozyer: Meslekte 36 yılı geride bıraktım ve artık yolun sonuna yaklaştığımı hissediyorum. Şimdi büyük hedeflerden çok, geride bıraktığım yaşanmışlıkların değerini daha iyi görüyorum. Emeklilikten sonra en büyük isteğim, bu acı tatlı hatıraları, mücadeleleri ve bana ders olan anıları küçük de olsa bir kitap haline getirmek. İnanıyorum ki insanın en değerli mirası, geride bıraktığı tecrübeleridir. Bu satırlar belki benden sonrakilere yol gösterir, belki sadece kendi hikâyemi kayıt altına almış olurum. Ama her halükârda, yaşanmış bir ömrün izi kalır. Bu iz, benim geleceğe bırakmak istediğim en anlamlı hatıradır.
Saliha İnan: Son olarak, tüm dünyaya ulaştırabileceğiniz bir mesajınız olsaydı, bu ne olurdu?
Mehmet Bozyer: Eğer tüm dünyaya ulaştırabileceğim bir mesajım olsaydı, bu mesaj insanlığın ve adaletin hâkim olması üzerine olurdu. İnsanlık; ırk, dil, din ya da coğrafya farkı gözetmeden herkesin eşit haklara sahip olmasıyla değer kazanır. Dünyanın en büyük yaralarından biri sömürgeciliktir. Güçlünün zayıfı ezdiği, çıkarların adaletin önüne geçtiği bir dünyada gerçek barıştan söz edilemez. En büyük dileğim, hiçbir milletin başka bir milleti sömürmediği, hiçbir insanın hakkının gasp edilmediği bir dünyadır. Unutmayalım ki adaletin olmadığı yerde huzur, merhametin olmadığı yerde de insanlık olmaz. Gelin, zulmü ve sömürüyü geride bırakalım, insanı insan yapan değerleri yaşatalım. Çünkü dünya, hepimizin ortak evi. Barışı, adalet.
Saygıdeğer muazzam müdür: MEHMET BOZYER ile bir dünya köşesinde bizleri onurlandırdı. Çok teşekkür ederim, saygılarımla.

