“Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla hakkında gözaltı kararı çıkartılan ve yakalandıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan örgütün jandarmadaki rütbeli askerlerden sorumlu mahrem imamı eski öğretmen İ.D, FETÖ ile lise 3. sınıftayken tanıştığını anlattı.
Çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe adli kontrol şartıyla salıverilen sanık İ.D, 2000 yılında örgüte ait dershaneye gittiğini ve Samsun’da üniversiteyi kazandıktan sonra dershane yöneticilerinin kendisini FETÖ’ye ait evlerde kalmaya yönlendirdiğini belirtti.
FETÖ/PDY’nin eğitim yılı ortası veya sonunda öğrencileri okuma kampına aldığını ifade eden İ.D, buralarda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in kitaplarının okutulduğu, görüntülerinin izlettirildiği ve Gülen’in mehdi olarak gösterildiğine dikkati çekti.
İ.D, terör örgütünün öğrenciler ve velileri fişlediğini vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:
“Ateistler 1, ateist olmayan ama dini yaşantısı az olanlar 2, namaz kılanlar 3, örgüte sempati duyanlar 4, mütevelli ve şakirt denilenler 5, başka bir cemaate mensuplar 6, aleviler 7 ile fişlendi. Örgütün eğitim kurumlarında eğitim gören öğrenciler ve velilerin Zaman gazetesine, Sızıntı dergisine abone olup olmadıkları, burs, himmet verip vermedikleri şeklinde çeteleler, ser rehberi ve kurum müdürleri tarafından tutulurdu. Zaman, Sızıntı, Yeni Ümit, Bugün gazetesine abone bulunması konusunda gayret ve fedakarlık beklenirdi. Abone bulmak tüm kurum çalışanlarına mecburdu. Verilen hedefi tutturamayan kişilerin maaşlarından burs, kurban ve abonelik ücretleri kesilirdi. Örgütteki en katı kurallardan birisi kayıtsız şartsız sorgulamadan itaattir.”
Darbe girişimi günü İstanbul’da kayınpederinin evinde tatilde olduğunu ileri süren mahrem imamı İ.D, Sivas’a 20 Temmuz’da döndüğünü kaydetti.
Daha sonra Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği ve bir süre FETÖ’ye ait misafirhanede kaldığı itirafında bulunan İ.D, bu süreçten sonra Yasin kod adlı Y.E’nin örgütsel iletişimin devam etmesi için misafirhanedeki örgüt telefonuna, bir sosyal medya uygulaması görünümündeki kriptolu haberleşme programını yüklediğini anlattı.
Y.E’nin, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tüm örgüt mensuplarının “gaybubet” adı verilen hücre evlerde toplanmasını istediğini söylediğini aktaran İ.D, şu itiraflarda bulundu:
“Y.E, benim de gaybubet evine girmemi istedi. Y.E. babamın dükkanına gelerek aranmamın çıkabileceğini varsayarak yakınlarımdan birisinin kimliğini ve fotoğrafımı istedi. Ağabeyimin kimlik fotokopisi ile bir fotoğrafımı Y.E’ye verdim. Yaklaşık 10 gün sonra Y.E. babamın çalıştığı dükkana gelerek üzerinde fotoğrafım bulunan, abimin kimlik bilgileriyle basılmış sahte nüfus cüzdanını getirdi. Polislerce Mayıs 2017’de evimde ve babamın evinde arama yapıldığından korktum ve teslim olmadım. Aynı yılın haziran ayında çok bunaldığım için ağabeyim adına düzenlenen sahte kimlikle Sivas Nuri Demirağ Havalimanı’ndan uçakla İstanbul’da bulunan kayınpederimin yanına gittim. Kasım ya da aralık ayında E.Ş. şifreli haberleşme programı üzerinden yazarak, ‘2048’ isimli yeni bir programa geçildiğini söyledi. Ben de aranmam olduğu için kendi telefonumu getiremeyeceğimi söyledim.”
E.Ş’nin Mayıs 2018’de yakalandığını haberlerden öğrenince teslim olmak istediğini ancak “şefkat tokadı” ile tehdit edildiğini öne süren İ.D, “Göz rahatsızlığımdan dolayı teslim olmaktan vazgeçtim. Abim İ.D’nin kimliğiyle Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Polikliniğine müracaat ederek ameliyat oldum. Kimse benden şüphelenmedi.” ifadelerini kullandı.
Örgüte ait misafirhanelerde toplandıklarını belirten İ.D, bunların birinde İ.G. adlı FETÖ üyesinin poşet içerisinde Gülen’in atletlerini getirdiğini ve bunları alıp koklamalarını istediğini belirtti.
Atleti kokladıklarını kaydeden İ.D, “Gül suyu döküldüğünü tahmin ediyorum çünkü öyle bir koku vardı. İ.G, Amerika’daki örgüt liderinin yanında kaldığını, 3-4 günlük süreçte yaşadıklarını ve hissettiklerini bize anlattı.” diye konuştu.
İ.D, örgütte sorumlu olduğu rütbeli askerlerin de halen düzenli himmet verdiklerini itiraf etti.
SİVAS/AA
