Avatar
HANDE SANEM ÇINAR
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Genel
  4. Kadının eğitimi de, cinsiyeti de bir ayrıcalık olamaz! Kadından mimarda olur, Akademisyen de, idareci de. Ancak Kadın, kadındır!

Kadının eğitimi de, cinsiyeti de bir ayrıcalık olamaz! Kadından mimarda olur, Akademisyen de, idareci de. Ancak Kadın, kadındır!

8 mart Dünya Kadınlar Günü

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk kadim medeniyetinde üretkenlik, ana, eş, yuva, kahraman temaları ile ilişkilendirilen, Kurtuluş Savaşında işgal edilen toprakları düşmanın elinden kurtarmak için Kuva-i Milliye saflarına katılan kadınlarımız.

Kara Fatmamız, Elif Anamız, Nene hatunumuz, cepheye mermi yetiştirmek isterken donarak ölen Şerife Bacımız….

Tarihten bu yana fedakarlığın, özverinin, sevgi ve saygının timsali KADINLARIMIZ

Birinci rolü ev kadını olarak benimsenen, “Kadının yeri, kocasının yanıdır, dört duvar arasıdır” düşüncesinin “Vatana hizmet etmek kutsaldır” gibi ideolojik yönlendirmelerle eğitim düzeyi arttıkça işgücüne katılımı da artan kadınlarımız.

Daha özgür, eğitimli ve eşit haklara sahip Kadınlar, Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin eseridir. Devrimlerle kadının eğitimi, bir ayrıcalık olmaktan çıkıp ona kılınan bir hak olmuştur. Bu hak mücadelesinde kahraman kadınlarımızın sergiledikleri tavır ve meslekleri hafızalarımıza kazınmıştır.

Dönemin sanat anlayışına karşı aldığı tavırla Türk kadınlarına öncülük eden İlk Türk kadın tiyatro sanatçısı Afife Jale,

Avukatlık serüveninde bir sürü zorluklarla karşılaşmış ancak hiç yılmamış Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu,

Mesleğine sahip olabilmek için büyük mücadele veren ilk Türk kadın hekimi Dr. Safiye Ali,

Erkek mesleği olarak kabul edilen savaş pilotluğunu başarı ile yapan kadın pilot Sabiha Gökçen,

ve

Daha nice kadınlarımız.

Güzel-çirkin, açık-kapalı, çalışan-çalışmayan, eğitimli-eğitimsiz, güçlü-güçsüz, toplumsal eşitsizliğin ilk kurbanları, mağduru, şiddet göreni, yine kadınlarımız. 

Hayatın tadı tuzu” gibi ayrımcı yorumlara maruz kalan kadınlar….

Ah insan hakları…

Ah Kadın hakları…

Toplumda ve tarihte kadının rolü ve önemi her zaman ön planda tutulsa da, kadın olmak başlı başına bir mücadele olmuş, olmaya da devam etmektedir.

Mesleki rollerin bile cinsiyete göre belirlenmesi kadının çalışma hayatını çoğu zaman kısıtlamıştır.

“Hiç kadından astronot olur mu?”

“Mühendis kadın olur mu?”   

“Kadın, hemşire ya da sekreter olabilir” şeklinde çizilen roller

Tıp, yöneticilik gibi mesleklerinde erkeklere uygun olduğu görüşler.

Mimarlık mesleği de 1900’lü yılların ortalarına kadar erkek egemen bir meslek olarak görülmektedir. Mimarların “usta mimar” gibi eril bir dille tasvir edildiği ortamda kadın mimarların, cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle iş dünyasında sürekli kendilerini başarılı olabileceğini, erkekten bir farkının olmadığını, şantiyede çalışma durumunda işin altından kalkabileceğini ikna etmeye çalıştığı bir durum yaratılmıştır. Birçok yetenekli kadınların başarıları gölgelenip, sıklıkla kendilerinden ilham kaynağı olarak bahsedilmiştir. 

Yani kadın, kadın olamamıştır.

Leydi Elizabeth Wilbraham, kadınların sanat uygulamasına izin verilmediği bir dönemin kadın tasarımcısıdır. Şantiyelerde görülmesine izin verilmemiş ve kendi yerine şantiyelere erkekleri göndermiştir.

Sophia Hayden Bennett, Amerikalı ilk kadın mimardır. Mezun olduktan sonra iş bulmakta oldukça zorlanmış ve mesleğe başlamadan mimarlık mesleğini yapmaktan vazgeçmiştir.

Marion Mahony Griff, Amerika’da iyi mimari çizimleri olmasına rağmen hakkında çok fazla bilgi yoktur.

Sadeliğin elçisi olarak bilinen mimar Mies Van der Rohe’ne ait mobilyaların çoğu iç mekan ve sergi alanı tasarımcısı Lilly Reich’in katkıları ile gerçekleşmiştir.

Charlotte Perriand, 1927’de Le Corbusier’un bürosuna iş başvurusunda bulunduğunda kendisine “Biz burada nakış işlemiyoruz” şeklinde sözleriyle reddedilmiştir. İlerleyen zamanda Perriand’ın eserlerini görüp etkilenen Le Corbusier, sözünü yutup ona iş teklifinde bulunmuştur. O günden sonra gelin görün ki; Corbusier’in en ünlü koltuk tasarımlarını üreten Perriand olmuştur.  

20. yüzyılın önemli mimarlık teorisyenlerinden biri olan Anne Tyng, Louis Kahnand’ın tasarımlarının merkezinde yer almıştır. Matematik ve geometriye olan hayranlığı nedeniyle kendisine “Geometrik Stratejisti” denen Anne Tyng, tarihte mimari fikirleriyle değil, Kahnand’la olan ilişkisiyle anılmıştır. 

Leman Tomsu ise ilk Türk kadın mimardır. 1941’de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan ve Kadın hakları ile ilgilenen Tomsu, Türkiye’nin yeni kadın profili olmuştur.

Eril bir meslek bakışı ile bakılan mesleği kadının da yapabileceği, hatta akademisyenliği de içine alarak zorlu bir arenada var olduğunu kanıtlamıştır. Üniversitede akademisyen olmak bir yaşam biçimidir. Yapılan çalışmaya göre; 183 Türk üniversitesinde % 7sinin kadın Rektör olduğu, Rektör yardımcısı ve Dekan sayıların benzer nicelikte olduğu, 895 dekandan yaklaşık %10’nun kadın olduğu tespit edilmiştir. Böylece kadınların üst kademede yer alan kadrolarda azınlıkta olduğu doğrulanmıştır.

Günümüzde her geçen gün kadınların görünürlüğünün arttığı ve hak mücadelesinin yükseldiği, her 4 profesörden biri kadın iken, her 4 kadından birinin de eğitimsiz olduğu, bir yandan lider kadınlar alkışlanırken bir yandan dayak yiyen, ezilen, baskı gören, ataerkil toplumla devamlı mücadele eden, mağdur olan kadınların sayısınında fazla olduğu ortadadır.

Bir akademisyen ve idareci olarak yoğun çaba gerektiren bir mesleğin içinde özel yaşama yer veremeyecek kadar özveri ve sevgi gerektiren bu rolde, hem anne, hem ev kadını, bir abla, hala, komşu gibi rollerinde getirdiği sorumlulukları yerine getirmeye çalışan birçok kadından biriyim.

Önyargılara rağmen pes etmeyen, arka planda kalmayı reddeden, başarılarının tesadüf eseri değil, azim ve çalışmanın eseri olduğunu kanıtlayan birçok Mimar, Mühendis, Doktor, Yönetici, Akademisyen kadın var. Ancak bunlardan daha öte tüm sıfatlardan sıyrılarak herhangi bir katogoriye sokmadan, toplumsal düzende kendi statüsünü kendisi kazanan,

Kadınlar hep var

Hep Varız,

Hep Var olacağız! 

Varlığı ile değer katan hemcinslerimin, uluslararası ölçekte birlik, beraberlik ve dayanışma günü olarak kutlanan yaşlısı, genci tüm emekçi kadınlarımızın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlu olsun…

 Doç. Dr. Hande Sanem ÇINAR

handesanemcinar@esenyurt.edu.tr

Kadının eğitimi de, cinsiyeti de bir ayrıcalık olamaz! Kadından mimarda olur, Akademisyen de, idareci de. Ancak Kadın, kadındır!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

22 Yorum

  1. Avatar

    Hocam yüreğinize kaleminize sağlık ???????? sizin gibi güçlü kadınların varlığı tüm kadınlarımıza ilham olsun ????????‍♀️ kadınlar gününüz kutlu olsun ♥️

  2. Avatar

    Hocam yüreğinize kaleminize sağlık. ????
    Toplumun mimarı, bulunduğu dokunduğu her yeri güzelleştiren güçlü kadınların günü kutlu olsun.❣️

  3. Avatar

    Kaleminize sağlık…

  4. Avatar
    23 Şubat 2024, 22:24

    Elinize ve emeğinize sağlık ✒️

  5. Avatar

    Hocam kaleminize yüreğinize sağlık.Şimdiden kadınlar gününüz kutlu olsun

  6. Avatar

    Kalemine yüregine saglık????

  7. Avatar
    25 Şubat 2024, 16:46

    Bir kadının elinin değdiği her şey gibi harika bir yazı hocam. Ben de bir kadın mühendis olarak bu mücadelenin içinde olmaktan gurur duyuyorum. Kadınlar günümüz kutlu olsun.

  8. Avatar

    Kaleminize sağlık. Kadınların savaşçı ruhunun hep yaşaması ve başarması dileğiyle.
    Aynur

  9. Avatar

    Güzel kaleminize ve yüreğinize sağlık ❤️

  10. Ahmet Berkman
    3 Mart 2024, 16:40

    Kalemine, yüreğine sağlık.

  11. Avatar
    4 Mart 2024, 10:34

    Tebrikler Hande hanım. Bu düşüncelerinizden dolayı sizi kutluyorum. Size başarılar diliyorum.

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!