Bir futbolcunun sahadaki varlığı yalnızca ayak becerisiyle değil, karakteri ve hakkaniyetiyle anlam kazanır. Ne yazık ki Türkiye’de bu anlayış, yıllardır adım adım yok edildi. Futbol artık sadece bir oyun değil, siyasetin gölgesinde şekillenen bir güç savaşının sahası haline geldi. Ve bu savaşta ne liyakat kaldı ne de adalet…
AKP iktidarı döneminde futbolun doğal yapısı bozuldu. Federasyon yapısından hakem atamalarına, kulüp yöneticiliklerinden altyapı programlarına kadar her şey siyasi sadakat üzerinden kurgulanır oldu. İşin ehli olanlar, yani emekle, bilgiyle, sabırla bu noktaya gelen futbol insanları birer birer sistem dışına itildi. Yerlerine iktidara yakın, liyakatten yoksun ama “biat etmeyi bilen” kişiler getirildi.
Ben bir antrenörüm. Aynı zamanda bir babayım, 6 yaşından beri futbolla iç içeyim. Oyuncu olarak ter döktüm, antrenör olarak onlarca çocuğa dokundum. Ancak geldiğimiz noktada şunu acı bir şekilde fark ettim: Eğer bir yerde etik, şeffaflık ve adalet yoksa, orada spor gelişemez. Türkiye’de bu ortam artık kalmadı, bundan şikayet eden bir çok antrenör arkadaşımda var ama bazen ‘ bana dokunmayan yılan bin yasasın’ atasözü aklımıza geliyor.
İktidarın gölgesi, özellikle de federasyonlar ve kulüpler üzerindeki baskısıyla, ülke futbolunu sistematik bir çöküşe sürüklüyor. Torpille gelen teknik direktörler, yandaş iş insanlarının finanse ettiği kulüpler, baskı altındaki hakemler ve susturulan spor medyası… Her şey bir illüzyondan ibaret. Başarı varsa da bu, birkaç bireyin kişisel çabalarıyla sınırlı.
Benim gibi düşünen, farklı kimliklerden gelen, sistemi sorgulayan herkes ya görmezden geliniyor ya da açıkça dışlanıyor. Sadece gerçekçi olduğum için bile önüme konulan engelleri defalarca yaşadım. Sporun birleştirici olması gerekirken, ayrıştırıcı hale getirilmesi asıl sorunlarımızdan biri.
Bugün artık genç yetenekli bir antrenör, bilgiye ve başarıya değil, tanıdığı bir vekile ya da siyasi lidere göre değerlendiriliyor. Ve bu sadece futbola değil, gençliğe, eğitime ve ahlaka yapılmış bir ihanettir.
Ben mücadelemi bu yüzden başka bir coğrafyada sürdürme kararı aldım. Etik değerlere saygı duyulan, çocuğun kimliğine veya soyadına değil, potansiyeline bakılan bir yerde yeni bir futbol kültürü inşa etmeye çalışıyorum. Sporun, siyasetin oyuncağı olmadan da var olabileceğini göstermek için çalışmaya, ögrenmeye, egitmeye devam…
Uefa – Fifa Lisanslı Antrenör
Serkan Kipcak