Nurullah Ağrı:
Doğum Tarihi ve Yeri:3 Mayıs 1961, Erzurum – Hasankale
Eğitim Hayatı:
İlk, Orta ve Lise:Erzurum’da tamamladı.
Üniversite:Eskişehir Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu.
İş Hayatı:
1980: Türkiye Kömür İşletmeleri’nde madencilik yaparak iş hayatına başladı.
1991: Askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, bir süre serbest çalıştı.
Günümüz: Emekli olarak hayatına devam etmektedir.
Sivil Toplum Kuruluşları:
TEKSDER (Türk Edebiyatçılar ve Sanatçılar Derneği): Kurucu Genel Başkanı
DÜNYA TÜRK BİRLİĞİ: Kurucu Genel Başkanı
Saliha İnan: Sevgili Nurullah Ağrı, bize hayatınızdan, düşüncelerinizden ve hayallerinizden bahsettiğiniz için çok teşekkür ederiz. O halde ilk sorumla başlıyorum: Hayatınızda sizi en çok etkileyen veya dönüm noktası olan bir an var mı? Bu an, bugün olduğunuz kişiyi nasıl şekillendirdi?
Nurullah Ağrı: Ortaokul yıllarımda yaşadığım bir olay, edebiyata olan tutkumu alevlendiren dönüm noktası oldu. Her hafta yazdığım kompozisyonlar okul panosuna asılırdı. Türkçe ve dil bilgisi derslerini çok severdim. Ancak, buna rağmen öğretmenim beni dersten ikmale bıraktı. Babam bu duruma çok kızdı ve sınavı geçene kadar bahçeden dışarı çıkmama izin vermedi. Ders kitaplarını adeta ezberledim ve sınavı geçtim. Ancak, öğretmenimden yediğim bir tokat ve sonrasında gülen yüzü, içimde edebiyata karşı bir tutku başlattı. İşte o an, kalbime edebiyat sevgisi mühürlendi.
Saliha İnan:Oldukça ilginç ve zorlu bir deneyim olmuş. Peki, her insanın kendine sakladığı özel bir alanı vardır. Kendi “dünya köşeniz” neresi? Burası somut bir yer olabileceği gibi, bir duygu, bir düşünce veya bir an da olabilir. Bize bu özel köşenizden bahseder misiniz?
Nurullah Ağrı: Benim dünya köşem, ruhumun ve kalbimin ortak hareket ettiği yer. Bütün anılarımı, olumlu ya da olumsuz, hep orada saklarım. Zamanı gelmeden hiçbirini ortaya çıkarmam. Sevinçlerimi de kederlerimi de oraya hapsederim. Bu yüzden bana “seni çözdüm” diyenler hep yalan söyler. Hiç kimseye kendimi tam olarak anlatmam ve açmam. Benim dünyam sadece bana aittir.
Saliha İnan:Bu özel köşenizi, duygularınızı saklı tutma halinizi anlıyorum. Peki, hayatta karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu zorluğun üstesinden gelirken edindiğiniz en değerli ders ne oldu?
Nurullah Ağrı: Hayatımda sayısız zorlukla karşılaştım. Yerin yedi kat altındaki madencilikten tutun da ölümden kıl payı kurtuluşlarıma kadar birçok badire atlattım. Bu tecrübelerden sonra hayat ilkem şu oldu: “Yaşanacak olanlar yaşanır, hiçbir şey vakti gelmeden hayat bulmaz.” Bu felsefe inançlarımı sağlamlaştırırken, insanlar üzerindeki yanılgılarım onları tanımak için en iyi tecrübem oldu. Bundan daha iyi bir ders olabilir mi?
Saliha İnan: Hayatın getirdiklerini kabullenmenin ve bu tecrübelerden ders çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu çok güzel ifade ettiniz. Geleceğe dair en büyük hayaliniz veya gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bir proje var mı? Bunu bizimle paylaşır mısınız?
Nurullah Ağrı:Biliyorum ki bir daha bu kadar yaşama şansım olmayacak. Bu yüzden gün ve zaman neye müsaade ederse onu gerçekleştiririm. Ancak en büyük hayalim ve gerçekleştirmek istediğim proje, bu ülkede şairlerin, edebiyatçıların ve sanatçıların eserlerinden hak ettikleri karşılığı alabildiği bir ortamın oluşması. Bu ülkede onların yetişmesi ve üretim yapması o kadar zor ki, zamanlarını sadece insanlık için harcıyorlar. Şairin dediği gibi: “Ben şairim, yürek işçisiyim yani.” Böyle bir proje olsa, gece gündüz demeden çalışırım.
Saliha İnan:O zaman son sorum geliyor. Eğer bir mesajınızla tüm dünyaya ulaşma şansınız olsaydı, insanlara ne söylemek isterdiniz?
Nurullah Ağrı: İnsanlar sevgiden uzak kalırsa hayattan da uzak kalırlar. Yaşamlarını maddeleştirirler ve madde, insanlığı kötülüklere ve kendilerini yok edecek her şeye mahkûm eder. Allah, bütün varlıkları ilk yarattığı sevgiye tabi olsunlar diye yarattı. Lütfen birbirinizi sevin.
Saygıdeğer muazzam yazar : Nurullah Ağrı Türkiye Aktüel ‘Bir dünya köşesi’ köşemizde bizleri onurlandırdı.
Hayatın her kademesinde sağlık,huzur, güzel yaşam dileriz. Yayında, yapımda emeği geçen herkese teşekkür ederiz, saygılarımızla.

