Saliha İnan: Sevgili şair yazar Haşim Kalender, “Bir Dünya Köşesi”ne hoş geldiniz. Hayatınıza dair samimi cevaplarınız için şimdiden çok teşekkür ederim. İlk sorumla başmak istiyorum. Hayatınızda sizi en çok etkileyen ve dönüm noktası olan bir an var mı? Bu an, bugünkü kimliğinizi nasıl şekillendirdi?
Haşim Kalender: Hoş bulduk, teşekkür ederim. Benim hayatımda şiirin yeri çok büyük. Lise yıllarına kadar şiir yazar ama kimseye göstermezdim, adeta bir sır gibi saklardım. 1982 yılında lise ikinci sınıftayken, edebiyat öğretmenimiz Ali Osman Özkılıç, Kahramanmaraş’ta her yıl düzenlenen dostluk ve kardeşlik kutlamaları kapsamında liseler arası bir şiir yarışması düzenlendiğini duyurdu. Bize haber yeni ulaşmıştı ve akşama kadar vaktimiz vardı. Bu duyuru beni bir ateş gibi sardı. Konu belliydi: Dostluk ve Kardeşlik. Derste başladım, öğle arasına kadar iki dörtlük yazdım. Öğle yemeğimi aceleyle yiyip geri kalanını tamamladım ve on dörtlük bir şiiri temize çekerek müdürün masasına bıraktım.
Birkaç dakika sonra hademe gelip beni müdürün çağırdığını söyledi. Şimdiye kadar böyle bir beceri göstermediğim için şüphelendiler, beni sorguya çektiler. “Bunun cezası ağırdır” gibi söylemlerle biraz da hakarete varan sözler kullandılar. Ben de hırsızlık yapmadığımı, hırsızın kendileri olduğunu söyledim. Sonunda ikna oldular. O şiirle önce ilçede, sonra ilde liseler arası şiir birincisi oldum. İşte o gün benim için bir dönüm noktasıydı. Şiir yazmanın hiç de ayıp olmadığını anladım. Şiirlerimi arkadaşlarımla paylaşmaya başladım, hatta aşık arkadaşlarıma bile yardımcı oluyordum. O günden bugüne şiirin peşinden koşmaya devam ediyorum.
Saliha İnan: Ne kadar etkileyici bir hikaye. Şiire olan tutkunuzun bu kadar erken yaşta bir dönüm noktasıyla perçinlenmesi harika. Peki, bu dünyadaki kendi “dünya köşeniz” neresi? Burası somut bir yer de olabilir, bir duygu veya bir an da… Bize bu özel köşenizden bahseder misiniz?
Haşim Kalender: Benim dünyam barakamdır. Eski kasaba, yeni adıyla Afşin’in bir mahallesi olan Tanır’ın yukarısında, Hurman Çayı’nın üzerinde, kimsenin olmadığı bir yerde derme çatma bir barakam var. Üç metreye beş metrelik bir odası ve bir o kadar da balkonu var. Söğüt dallarından yaptığım balkonun hemen altından Hurman Çayı akar. Çocukluğum orada geçtiği için oraya öz vatanım derim. Bazen geceleri ruhum sıkıldığında arabama atlayıp oraya giderim. İlçeye 25 kilometre uzakta olmasına rağmen, elektrikçi olduğum halde oraya elektrik çekmedim. Çünkü elektrik, yıldızlarımı çalıyordu. Ben o balkona uzanıp su sesi eşliğinde yıldızları seyretmeyi çok severim. Benim dünya köşem orasıdır ve birçok şiirime ilham kaynağı olmuştur.
Saliha İnan: O barakanın ve Hurman Çayı’nın sesini adeta hissettim. Sanatınızın ve ruhunuzun beslendiği o özel yeri anlamak çok güzel. Hayatta karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu zorluğun üstesinden gelirken edindiğiniz en değerli ders ne oldu?
Haşim Kalender: Hayatımdaki en büyük zorluk, babam kanser tedavisi görürken yanlışlıkla muayene kaçağı gösterilmem ve aniden askere alınmam oldu. Babamı ölüm döşeğinde bırakıp gitmek zorunda kalmıştım. Benden 20 gün sonra vefat etmiş ama bana dört ay boyunca türlü yalanlarla söylememişlerdi. İki kız kardeşim, annem, eşim ve bir de oğlum o ıssız barakanın yanındaki kerpiç evimizde kalakalmışlardı. Ben tüm zorluklara katlanarak 18 ay vatan görevimi alnımın akıyla tamamladım. Bu tecrübe bana, hayatın tüm zorluklarına rağmen ayakta kalma gücü verdi.
Saliha İnan: Çok acı bir tecrübe. Bu zorluğun üstesinden gelmenizdeki metaneti takdir etmemek mümkün değil. Geleceğe dair en büyük hayaliniz veya gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bir projeniz var mı?
Haşim Kalender: Pek projem kalmadı aslında, benim dünyam şiir üzerine kurulu. Şiirde herkes gibi en iyi olmak isterdim. Şimdiye kadar 11 tane basılmış kitabım var. Şu an iki tane de hazırladığım kitabım var. En büyük hayalim, onları da kitaplaştırıp edebiyat dünyasına kazandırmak.
Saliha İnan: Umarım bu hayaliniz en kısa sürede gerçekleşir. Peki, eğer bir mesajınızla tüm dünyaya ulaşma şansınız olsaydı, insanlara ne söylemek isterdiniz?
Haşim Kalender: Zalimi alkışlamayın, zulmü kaldırın derdim.
Saliha İnan: Etkileyici ve net bir mesaj. Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim .
Haşim Kalender. Söyleşimizi, sizin çok sevdiğinizi söylediğiniz ve aşkı tarif ettiğiniz o güzel şiirinizle bitirmek istiyorum.
AŞKI SORANA
Ateş denizinin içine girip,
İçmektir, diyorum aşkı sorana.
Olmazlar dağına halatı gerip,
Geçmektir, diyorum aşkı sorana.
Sarmaşıktır sarar içer kanından.
Acısı gül olur her bir yanından.
Cananın içinse kendi canından,
Geçmektir, diyorum aşkı sorana.
Bin ağıt yakılır bitmez ardından.
Dertlerine deva olur derdinden.
Gülüp eğlendiğin baba yurdundan,
Göçmektir, diyorum aşkı sorana.
Mührünü vurmuştur geçen çağlara.
Boyun eğdirmiştir nice tuğlara.
Gözünü yumunca karlı dağlara,
Uçmaktır, diyorum aşkı sorana.
Kar bekler nar yağan koyaklarına.
Şair nakış eder uyaklarına.
Dünyayı pul edip ayaklarına,
Saçmaktır, diyorum aşkı sorana.
Tarifi, tarifsiz gönül oyunu,
Sıkarsa çıkarır taşın suyunu.
Dağlara denk derken cüce boyunu,
Ölçmektir, diyorum aşkı sorana.
Çiçek çiçek açar çektiğin çile.
Dile ne dilersen Allah’tan dile.
Yalnızlık yoldaşın gölgenden bile,
Kaçmaktır, diyorum aşkı sorana.
Tartılmaz gramı ölçülmez çapı.
Can çeken aşığın aşktır can hapı.
Maddeden, manaya aralar kapı,
Açmaktır, diyorum aşkı sorana.
Karı tutuşturur gözümün nemi.
Lal eder dilimi bağlar çenemi.
Aldım kefenimi ölçtüm sinemi.
Biçmektir, diyorum aşkı sorana.
Kalender üç günlük, derme yalanı.
Aşk ile yanarak bitir kalanı.
Sonluya karşılık, sonsuz olanı, Seçmektir, diyorum aşkı sorana.
11. 01. 2020
Saygıdeğer muazzam yazar şair: Haşim Kalender Türkiye Aktüel’ Bir Dünya köşesi’ konuğu olarak bizleri onurlandırdı. Bu güzel söyleşi için gönülden teşekkür eder ve yayında yapımda,emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Saygılarımızla.
Yazarı:Saliha İNAN

