Küçükçekmece Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ‘İran’ın Son 40 Yılı’ adlı sergi, İslam Devrimi’ne giden süreç ve sonrasını en çarpıcı fotoğraflarla belgeliyor. İran-Irak Savaşı’na ilişkin fotoğraflar ise adeta İran halkının dışarıdan gelen müdahalelere karşı nasıl tek yumruk olduğunun tarihsel vesikası niteliğinde.
Sergi sırasında görüşlerini aldığımız, İran Fotoğrafçılar Evi Başkanı Seyyed Ehsan Bagheri, fotoğraf sanatının İran’daki önemine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunuyor. Bagheri’ye göre, “Fotoğraf sanatının İran’daki geçmişi neredeyse dünya fotoğrafçılık tarihiyle yaşıt. Ancak tabii geçmiş dönemlerde yalnızca kraliyete özgür bir sanattı. Halkla buluşma şansını ise İslam Devrimi’nden sonra yakaladı. Yine bu süreçte İran’a uygulanmaya başlayan yaptırımlar, halkın sanata, bilhassa fotoğrafçılık sanatına ilgisini arttırdı…”
‘NE KADAR DA BENZİYORUZ’
Sergiyi gezerken, ziyaretçilerin konuşmalarına şahit oluyoruz, “Ne kadar da benziyoruz” diyorlar, o vakit büyük Türk bilgini Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügat-it Türk’ünde yer verdiği, “Börksüz baş, Türksüz Fars olmaz” sözünü anımsıyoruz.
İran ve Türkiye; birbirine öğreterek büyüyen iki eski dost, iki kadim devlet ve şimdi Astana’da başlayan süreçle birlikte bölgesel stratejik ortaklık alanında istikrarlı adımlar atan iki ortak. Konuştuğumuz tüm İranlı yetkililerin bu sürecin güçlenerek devam edeceğine yönelik inançları tam.
Bagheri, bu konuya ilişkin olarak, “Siyasal gelişmelerin etkilerini kısa dönemde ölçmek pek mümkün olmasa da, ortada ortak sorunlar olunca ülkeler birbirine yaklaşıyor ve bu yakınlaşmanın yansımaları da zamanla ortaya çıkıyor” diyor. Bagheri’ye göre, “Bu sergide, bu bağlantıları ortaya çıkaran pek çok fotoğraf mevcut…”
GEZERKEN ÖĞRENİYORUZ…
Bu sergiyle birlikte 30 Mayıs 2005‘te dünyanın çatısı olarak kabul edilen Everest Tepesi’ne tırmanan İranlı kadın dağcılar Ferhunde Sadeg ve Lale Keşavarz‘ı yeniden hatırlıyoruz. Ortadoğu’nun klonlanmış ilk hayvanı Royana‘nın da 2007‘de yine İran’daki Royan Enstitüsü‘nde dünyaya geldiğini heyecanla hafızamıza kaydediyoruz.
Şahitliklerimiz şüphesiz bunlarla sınırlı değil; Tahran’daki Elm-o-Sanat Üniversitesi‘nde Nevid Uydusu üzerinde çalışan bilimadamları ve İran Kadın Milli Kabbadi Takımı‘nın 2018‘de Cakarta Asya Oyunları‘ndaki şampiyonlukları sonrası yaşadıkları sevinç, hepsi bu sergide.
24 ŞUBAT’A KADAR DEVAM EDECEK
Bu sergiyle birlikte bin yıllık kapı komşumuz hakkında ne kadar az şey bildiğimizi farkediyoruz. Bu açığı kapatmak için büyük çaba sarfedeceğimize söz veriyoruz. İran’ın dünü ve bugününe ilişkin 100’e yakın fotoğrafın yer aldığı sergi, 24 Şubat‘a kadar ziyaret edilebilecek. En yakın komşunuzu daha yakından tanımayı arzu ediyorsanız, kesinlikle kaçırmayın.
İlgili İran Devrimi’nin 40 yıllık öyküsü İstanbul’da haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz.
