Okula uyum sürecinin başladığı bu günlerde, çocukta okula gitmeyi istememe, ağlama ve ebeveynden ayrı kalmayı reddetme gibi sorunlar yaşanabilmektedir.
Okul kaygısı (fobisi) nedir?
Çocukların okula gitmekle ilgili yaşadığı yoğun kaygı, korku ve endişe durumudur. Yeni girilen bir ortama karşı hissedilen belirsizlik duygusu ve beraberinde gelen kaygı normal olarak kabul edilir. Fakat bu çocukta sosyal, duygusal ve fiziksel problemlere yol açıyorsa ve de uzun sürüyorsa bu konuda bazı tedbirler alınmalıdır.
Çocuk ağlama krizlerine giriyorsa ve çok öfkeliyse, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi fiziksel belirtiler yaşıyorsa normal kabul edilen kaygıdan fazlasını yaşıyordur ve desteğe ihtiyacı vardır.
Okul kaygısının nedenleri
- Anne ve babanın aşırı koruyucu ve kaygılı tutumu çocuğun da kaygı düzeyinin artmasına ve evi dışında kalan yerleri güvensiz olarak görmesine neden olabilir.
- Çocuk, yeni ve belirsiz bir ortama girerken orada sevilmeyeceğinin veya kabul görmeyeceğinin yoğun şekilde kaygısını yaşayabilir.
- Kurallara uyma ve sorumluluk kazanma noktasında aile içinde sınırları olmadan yetişen çocuk, girdiği ortamda yapması gerekenlerle ilgili kendine güvensizlik duygusu geliştirebilir.
- Aileye yeni gelen bir üye, kayıp, göç, anne baba ayrılığı, ihmal ve istismara maruz kalma gibi etkenler de çocukta okul kaygısı oluşturabilir.
Okula uyum sürecinde çocuğun kaygısını anlama ve baş etme yolları
Okulun ilk günlerinde, okula gitmek istemeyen ve ağlayarak bunu belli eden, karnının ağrıdığını veya midesinin bulandığını, annesini okulda çok özlediğini söyleyen çocuklara çoğumuz kendi okul sürecimizde veya çocuğumuzu okula götürdüğümüzde rastlamışızdır. Özellikle anneden ayrılmak onlar için çok zordur çünkü çocuk, annenin kaygısını hisseder. Anne çocuğundan ayrılma konusunda ve okulla ya da öğretmen ile ilgili endişeliyse, çocuk da annesinin güvenmediği bir yerde kendini korumasız ve güvensiz hisseder.
Bu da gösteriyor ki; öncelikle sakin olunmalı ve çocuğa motive edici ve cesaretlendirici bir şekilde yaklaşılmalıdır.
Uyum haftasında okulda kalma süresinin uzun tutulmaması önemlidir. Öncelik duygusal olarak çocuğun okulu sevmesi ve bağlanmasıdır. Kademe kademe bu süre arttırılır.
Anne ve çocuk kısa bir vedalaşma ile ayrılmalıdır. Sadece kendilerine özel bir rutin oluşturabilir ve okul bittiğinde aynı yerde bekliyor olacağını çocuğuna hissettirmelidir.
Okulla ilgili konuşmak isterse onu can kulağıyla dinleyerek, hevesli konuşmasına, heyecanla dahil olunmalıdır.
Aşırı kaygı duyan, sosyal, duygusal ve fiziksel olarak belirtiler gösteren çocuklar için, bu süreçte öğretmen ve rehberlik servisi ile temas halinde olunmalıdır. Anne ilk aşama olarak, sınıf kapısında çocuğu onu görecek şekilde oturabilir. Sonraki aşamada, bahçede ve düzelme kaydedildiği takdirde okul dışında bekleyebilir. Çocuk anne ile ayrılmada hala sorun yaşıyorsa babanın okula bırakması da bir seçenektir.
Yoğun kaygıyla baş etmek her zaman çok kolay değildir. Hele de daha bir çocuksanız. Öncelikle kaygının kökenine inmek, bugünü tedavi etmenin yolunu açmak için elzemdir. Çocuğunuz okul kaygısı yaşıyor ve bunu aşmakta zorluk çekiyorsanız, bir uzmanın kapısının çalınması, erken önlem alınması hususunda kıymetlidir.
Çünkü;
” Eğitim hayatının başarılı geçmesi, okulu sevmekle başlar .”