Kendi web sitemde blog yazmama rağmen, bohçama “Köşe Yazarlığı”nı da eklemek istedim. Öncelikle herkese merhaba. Ben Sayra Sayar. Beyin fırtınama hoş geldiniz. Kimi zaman göze batan, kimi zaman gündemde olan, kimi zaman da aklımı dağıtacak konularla burada olacağım.
İlk konum, dahil olduğum sektörün sorununa selam verecek bir içerik olacak.
20 yıla yakındır “eğitim yöneticisi” ve “kurumsal eğitmen” olarak kariyer hayatıma yön veriyorum. Bu sayede pek çok marka ile iş birliği yapma fırsatı yakaladım. Tüm bu deneyimlerin içinde gözlemlediğim ortak sorun ilgili departmanın bütçesini onaylatmakta zorlanmasıydı. Süreklilik içermeyen planlamalar, iyi kurgulanmamış içerikler, çalışan ihtiyacını karşılamayan konular ve yapılacak eğitimin çalışana sağlayacağı faydanın tam anlatılmaması beklenen verimi vermiyor. İş bitimi raporları beklentinin karşılanmadığını da gösteriyor. Markaların içindeki yetenek avcılarıyla yaptığımız sohbetlerde, tüm bu kurguların eğitim bütçelerini artırdığını ve yönetimin onaylamadığını duyuyorum. Oysa eğitime ayrılan bütçeden tasarruf etmek, uzun vadede işletme maliyetlerinin artmasına sebep olur. Çünkü sürekli değişen dünyada, yetkinliklerini geliştirmeyen, motivasyonsuz veya liderlik becerileri yeterli olmayan kadrolar bir süre sonra gizli işsizler ordusuna dönüşür.
Bu sebeple sektörün ihtiyacı olan,
- Sürdürülebilir eğitim planlaması yapmak,
- Akademik takvimin çalışanlarla önceden paylaşmak,
- Eğitim faaliyetlerinin niçin yapıldığını katılımcıya doğru aktarmak,
- Ve tüm bunlar için gereken bütçeyi onaylatacak cabbar ekiplerin artırılmasıdır.
- Tüm topluluklarda olduğu gibi profesyonel hayatta da eğitim rakiplerimizin önüne geçebilmek için önemli bir basamaktır.
Elinize sağlık, birdahaki makalenizde. Yazinizla ilgili görsel ilistirmenizi dilerim ✒️