• İnsan özlediği ve tamamlayamadığı eksik şeylerin acısını hep inanmışlık sangısıyla eşleştirmeye çalışır.
Hatırlamak istemediklerimizin aslında hep zihnimizin bir köşesinde olduğunu bildiğimizden, sözlüklerde unutmak kelimesini daha çok aratır olmuştuk; fakat olan şuydu ki, unutmak koca bir devrimdi. Zihin hep tuzaklar kurardı ve kalp her defasında farenin kapana sıkışması gibi kendini bir ânda korktuğu yerde bulurdu.
Hiç şüphesiz bir şeye ancak zihnimizle, onu düşünmek ve hatırlamak ile sahip olabiliriz. Aldığın bir tabloyu evin duvarına asıp karşısında keyifli bir şekilde kahveni içmen ve tablonun içindeki manzarayı seyrediyor olman, aslında ona sahip olduğun anlamını taşır. Bu nesnel ve göreceli olsa da, sahip olmak; sadece elle tutulur birşey değildir.
•Hayatınıza ufak dokunuşlar yapmak ümidiyle kalemimden dökülen bu satırlar sizlere armağanımdır. ????
Tebrikler elinize sağlık çok güzel olmuş başarılarının devamını dilerim
Saygı değer Ayşenur Hanım, yazınızın edebi yönü çok kuvvetli fakat yazınızda göze çarpan bazı anlam karmaşıklıkları var. Bu karmaşıklıklardan bir tanesi şu şekilde, “nesnel ve göreceli…” vs. bu tarz karmaşaların önüne geçmeye çalışarak yazmanız, okuyucuda daha büyük bir şevk oluşturacaktır.
Yazıma değer verip yorum yaptığınız için öncelikle teşekkür ederim. Kişi bazen değer verdiği şeylerin kusurlarını görmez ancak bilgilendirmeniz ile dikkat edince evet çok haklısınız. Uyarılarınızı dikkate alacağımdan şüpheniz olmasın. Tekrardan teşekkür ederim.