Umut Çetinbaş
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. GÜNDEM
  4. İntihal: Bilginin Kopyası mı, Katkısı mı?

İntihal: Bilginin Kopyası mı, Katkısı mı?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Akademik dünyanın en kırılgan damarlarından biri “intihal” meselesidir. Başkasının emeğini kendi adıyla sunmak, sadece bir metin kopyalamak değildir; aynı zamanda bilginin ahlaki değerini de aşındırır. Bugün üniversitelerde en çok tartışılan konulardan biri de bu nedenle intihalin nerede başladığı, nerede sona erdiğidir. Nitekim bilimsel yayınlardaki etik dışı davranışların en bariz örneklerinden olan intihal, “aşırma ve çalma” tabirleri olarak kullanılabilir. Ayriyeten intihal sürecinin bölümleri de bulunur, bunlara ilerleyen paragraflarda değineceğiz.

Eskiden öğrenciler için intihal denildiğinde, kütüphaneden alınan bir kitabın sayfalarının harfi harfine deftere geçirilmesi akla gelirdi. Oysa şimdi işler çok daha karmaşık. İnternetin sunduğu sınırsız erişim, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırırken aynı zamanda “kolaya kaçmayı” da beraberinde getirdi. Birkaç kopyala-yapıştır hareketiyle, aslında yıllarını bir araştırmaya vermiş bir akademisyenin emeği birkaç dakikada gasp edilebiliyor ve emek hırsızlığı ortaya çıkıyor.

Neden Bu Kadar Yaygın?

İntihal, çoğu zaman bilinçli bir tercih gibi görünse de aslında arka planında başka sorunlar vardır. Akademik baskı, yayın yapma zorunluluğu, öğrencilerin ödev yetiştirme telaşı ya da “nasıl olsa kimse fark etmez” rehaveti… Tüm bu gerekçeler intihali mazur göstermeye yetmez; fakat intihalin neden bu kadar yaygınlaştığını anlamamıza yardımcı olur. Nispeten “akademi de hızlı yükseliş tutkusu” ve de “fazla yayının popülarite arttıracağına” inanılması yine başvuru sebeplerindendir.

İntihal Programları 

Bugün elimizde Turnitin’den iThenticate’e, intihal.net’ten PlagScan’e kadar birçok yazılım var. Bu yazılımlar, benzerlik oranlarını ölçerek metinleri tarıyor, yüzlerce veri tabanıyla karşılaştırıyor. Fakat şunu unutmamak gerek: Hiçbir yazılım, etik bilincin yerini tutamaz. Bir metinde yüzde sıfır intihal çıksa bile, eğer yazar ortaya koyduğu çalışmaya gerçek bir katkı sunmamışsa, ortada yine büyük bir sorun var demektir. Bilimsel yayınların niteliği ve de ilmi değeri taşıması, farklı teorilere kapı aralaması istenmekte ve de beklenmektedir. Örneğin olası bir akademik makalenin (kabaca ifadeyle torpilsiz) yazım süreci ne kadar zor ise yayımlatma süreci de bir o kadar zor ve meşakkatlidir. Yayım sürecinin epey uzun olduğu yayınlar söz konusu olmaktadır, örneğin:

Örneklerden de anlaşılacağı üzere akademik yayının yayımlanma aşamasındaki “değerlendirme” süreçleri bazen ütopik olabilmekte ve de bu onu “yazım kısmının değil, yayım ve revize kısmını daha zor” kılmaktadır.

Birçok alanında ünlü bilim insanının çalışmalarında intihal bulunması akademik haberleri takip eden kişilerin karşılaştığı bir durumdur. Nitekim bu yola başvuran kişilere ciddi yaptırımlar uygulanır, örneğin: meslekten ihraç edilmek, 10 yıl (süre değişmektedir) makale yayınlatmama yasağı gibi… Burada bunların örneklerini vermeyeceğim, herkesin ulaşabileceği platformlarda yayımlanmış haberler söz konusu. O yüzden intihal türlerine geçelim:

İntihal Türleri 

Aslında intihale karşı en güçlü kalkan, cezalar ya da yazılımlar değil; bilginin birikim olduğuna dair farkındalıktır. Her yeni satır, önceki bilgilerin omuzları üzerine inşa edilir. O omuzları görmezden gelmek, hem haksızlık hem de büyük bir kayıptır. Çünkü akademinin değeri, özgün düşünceler kadar, geçmişin emeğine duyulan saygıyla ölçülür ve etik süreç bunun mihenk taşıdır.

1. Atıf Yapılmadan Gerçekleştirilen İntihaller

  • Hayalet Yazar (The Ghost Writer): Bir başka kaynaktan alınan metnin kelimesi kelimesine aktarılması.

  • Fotokopi (Photocopy): Kaynaktan hiçbir değişiklik yapmadan bölümlerin birebir kopyalanması.

  • Mevcut Yazı (The Potluck Paper): Çeşitli kaynaklardan alınan parçaların birleştirilerek özgünmüş gibi sunulması.

  • Zayıf Gizleme (The Poor Disguise): Paragraftaki bazı anahtar kelimelerin değiştirilerek metnin “gizlenmeye” çalışılması.

  • Emek Tembelliği (The Labor of Laziness): Özgün bir çalışma üretmek yerine metnin büyük kısmını başka kaynaklardan alınan alıntılarla doldurmak.

  • Kendinden Aşırma (The Self-Stealer): Yazarın kendi önceki çalışmalarını kaynak göstermeden tekrar kullanması.

2. Atıf Yapılarak Gerçekleştirilen İntihaller

  • Unutulan Dipnot (The Forgotten Footnote): Kaynağın adını vermek fakat tam künye göstermeyerek orijinaline ulaşımı engellemek.

  • Yanlış Bilgilendirme (The Misinformer): Yanlış künye vererek kaynağın bulunmasını imkânsız kılmak.

  • Fazla Mükemmel Alıntı (The Too-Perfect Paraphrase): Kaynağa atıf yapmakla birlikte tırnak işareti kullanmamak.

  • Becerikli Atıf (The Resourceful Writer): Tüm kaynaklara doğru atıf yapılması fakat çalışmanın hiç özgün fikir içermemesi.

  • Mükemmel Suç (The Perfect Crime): Bazı kaynaklara atıf yapılırken, analizlerin bir kısmını kendi fikriymiş gibi sunmak.

3. Bilimsel Sahtecilik ve Çarpıtmalar

  • Uydurma (Fabrication): Hiç yapılmamış bir araştırmayı yapılmış gibi göstermek, uydurma veriler üretmek.

  • Çarpıtma (Falsification): Verileri tahrif etmek, kullanılmayan materyalleri kullanılmış gibi göstermek veya sonuçları çıkarlar doğrultusunda değiştirmek.

4. Yayın Etiğine Aykırı Uygulamalar

  • Yayın Tekrarı / Çoklu Yayın (Duplication): Aynı çalışmayı, atıf yapmadan birden fazla yerde yayımlamak.

  • Çeviri Yayın: Yabancı dilde yayımlanmış bir makaleyi, izinsiz biçimde Türkçe veya başka bir dilde yeniden yayımlamak.

  • Ön Rapor – Sonuç Ayrımı: Devam eden bir araştırmanın ön raporunu daha sonra sonuç makalesi gibi sunarken ilk yayına atıfta bulunmamak.

5. Diğer Etik Sorunlar

  • Dilimleme (Salami Slicing): Bir araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde sonuçları parçalara ayırarak farklı makaleler hâlinde yayımlamak.

  • Taraflı Kaynak Kullanımı: Yalnızca kendi tezini destekleyen kaynaklara yer verip, karşıt görüşleri yok saymak.

İntihalin türü ne olursa olsun, bu tür uygulamalar akademik dürüstlüğü zedelediği gibi bilime olan güveni de sarsmaktadır. Bilimsel etik, yalnızca doğru atıf yapmayı değil; araştırma sürecinde şeffaflık, dürüstlük ve özgünlüğü de gerekli kılar ve bilimsel süreç kümülatif bir şekilde ilerler.

İntihal: Bilginin Kopyası mı, Katkısı mı?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.