Tuba Nazlı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 15 Dakikalık Şehir Modeli: Yakınlığın Yeni Lüksü Bir köşe yazısı – Tuba Nazlı

15 Dakikalık Şehir Modeli: Yakınlığın Yeni Lüksü Bir köşe yazısı – Tuba Nazlı

0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son yıllarda şehircilik tartışmalarında sık sık duyduğumuz bir kavram var: 15 dakikalık şehir. İlk bakışta kulağa fazla iddialı geliyor; çünkü alıştığımız şehir düzeni, her şeyi birbirinden koparan büyük mesafeler üzerine kurulu. İşe gitmek başka bir uçta, market başka bir yerde, sosyal hayat şehrin bambaşka bir köşesinde. Zamanımızın çoğu, aslında yaşamadığımız yerlerde geçiyor.

Peki ya tüm ihtiyaçlarımız yürüyerek veya bisikletle sadece 15 dakika içinde ulaşabileceğimiz bir çevrede olsaydı?

İşte bu fikir, modern şehirlerin geleceğini değiştirebilecek kadar güçlü.

Ulaşılabilirlik: Şehrin Yeni Tanımı

Geçmişte şehirler “büyüklükleriyle” övünürdü. Bugün ise asıl mesele, ne kadar büyük olduğumuz değil, ne kadar ulaşılabilir olduğumuz.

15 dakikalık model, bir yerde yaşamanın değerini mesafeyle değil, yakınlıkla ölçüyor.

Bu modelde:

  • Ev,
  • İş,
  • Okul,
  • Sağlık hizmetleri,
  • Market,
  • Park ve yeşil alan,
  • Kültürel aktiviteler

hepsi kısa bir yürüyüş mesafesinde. Yani modern dünyanın en değerli şeyi olan zaman insana geri veriliyor.

 

Trafik Değil, İnsan Öncelikli Şehir

15 dakikalık şehir modelinin en temel özelliği, trafiği azaltması değil; insanı merkezine alması.

Büyük bulvarların yerini yaya yolları alıyor.

Araba bağımlılığı azalıyor.

Toplu taşıma destekleyici bir unsur hâline geliyor.

Bu model, yüksek teknolojiye değil, doğru planlamaya dayanıyor.

Yani bazen en “akıllı” çözüm, en sade olanıdır.

Mahalle Kültürünün Dijital Çağdaki Yeniden Doğuşu

Bir zamanlar komşuluk, mahalle esnafı, sokak kültürü şehir yaşamının doğal parçalarıydı.

Ama modern metropoller büyüdükçe insanlar birbirinden uzaklaştı.

15 dakikalık model, bu kültürün dijital çağda yeniden doğmasını sağlıyor.

Çünkü insanlar aynı çevrede yaşayıp aynı çevrede zaman geçirdikçe mahalle, sadece bir yer değil, yeni bir sosyal topluluk oluyor.

Bu da şehirde yalnızlaşmanın panzehiri olarak karşımıza çıkıyor.

 

Sürdürülebilirlik: Daha Az Karbon, Daha Çok Yaşam

Modelin çevresel etkileri de oldukça güçlü.

  • Daha az araç kullanımı
  • Daha temiz hava
  • Daha fazla yeşil alan
  • Enerji verimliliği

Kısacası şehir sadece “kolay” değil, aynı zamanda nefes alabilir hâle geliyor.

 

Peki Türkiye’de Mümkün mü?

“Bizde olmaz” demeden önce durup düşünmek gerek.

İstanbul gibi yoğun metropollerde tamamen uygulanması zor görünse de bölgesel 15 dakikalık adacıklar oluşturmak mümkün.

Konya, Eskişehir, Ankara, Bursa gibi şehirlerde ise hem yeni planlanan bölgelerde hem de mevcut semtlerde uygulanabilirliği çok daha yüksek.

Asıl mesele bina yapmak değil; yaşamı yeniden düzenlemek.

 

Her Şey Yakında Olunca İnsan Ne Kazanır?

  • Daha az trafik stresi
  • Daha fazla boş zaman
  • Daha fazla sosyal bağ
  • Daha yüksek yaşam kalitesi
  • Daha sağlıklı bir gündelik hayat

Kısacası 15 dakikalık şehir, sadece mekânı değil, insanın hayata bakışını da değiştiriyor.

 

Son Söz

  1. yüzyılda şehirlerin yarıştığı alan artık gökdelenlerin yüksekliği değil, insanların mutluluğu.
  2. 15 dakikalık şehir modeli bunun için basit ama çarpıcı bir şey söylüyor:
  3. “En büyük konfor, yakınlıktır.”

Belki de yaşadığımız yerleri gerçekten şehir yapan şey mesafeler değil, mesafelerin kısaldığı bir yaşamdır.

 

✒️ Tuba Nazlı

Akıllı Şehir Teknolojileri ve Dijital Toplum Üzerine Çalışan Araştırmacı & Yazar

Şehircilik – Sosyal Bilimler – Yeni Nesil Kent Modelleri

15 Dakikalık Şehir Modeli: Yakınlığın Yeni Lüksü Bir köşe yazısı – Tuba Nazlı
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!