Yeni yıla hızlı bir giriş yapan kur, 2019’a 5.28 seviyesinden başladı. Yılın ilk işlem gününde 5,2826-5.4146 bandında işlem gören dolar/TL, Çarşamba gününü ise yüzde 2.24 artışla 5,39’dan tamamladı. ABD’de federal hükümetin kapalılık halinin devam etmesinin yanı sıra Çin’de açıklanan son veriler sonrası ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin artmasıyla küresel piyasalarda risk iştahı azaldı. Asya piyasalarında, Japonya endeksinin kapalı olması nedeniyle oldukça sığ işlem hacmiyle kurlarda sert dalgalanmalar meydana geldi. Dolar/TL, Asya piyasalarında 5.8367’ye kadar yükselse de yurt içi piyasalarda işlemlerin başlamasıyla 5.40’ın altına geriledi. Gün içinde yükselişini sürdüren dolar 5.50’den kapanış yaptı. Döviz piyasasında “gece yarısı” olarak anılan zaman Perşembe günü bir kez daha etkisini göstererek Avustralya Doları ve Türk Lirası’nda uzun pozisyon alan traderları olumsuz etkiledi. New York’taki kapanış ile Tokyo’daki açılış arasındaki küresel işlem penceresi, düşük likiditenin finans piyasalarını hızlı dalgalanmalara maruz bırakması nedeniyle geçtiğimiz yıllarda kötü şöhret edinmişti. Danışmanlık şirketi Aite Group’un 2016 yılında yayınladığı verilere göre döviz hacimleri o dönemdeki zirvenin yüzde 2’sine geriledi. Güney Afrika Randı, Ocak 2016’da dakikalar içerisinde yüzde 9 düştü. Sterlin, o yılın Ekim ayında birkaç dakikada yüzde 6’dan fazla değer kaybetmişti. Şimdi listeye yen de eklendi. O günlerde likiditenin düşük olduğu düşünülürse, Japonya’nın tatil nedeniyle birkaç gündür kapalı olmasının etkisiyle Perşembe günkü durum daha da kötüydü. Yen karşısında Avustralya Doları ve Türk Lirası satma emirleri algoritmaların devreye girmesiyle birlikte hızla diğer paralara da sıçradı. Swissquote Bank SA eFX işlem birimi yöneticisi Fatih Atalay “Önemli bir nokta hareketin önemli piyasa yapıcıların faal olmadığı GMT saatiyle gece yarısından önce olmasıydı. Bu da piyasa kargaşası için mükemmel karışım” dedi.
Ekonomist Mahfi Eğilmez ise durumu şöyle izah etti: “TL, öteki ülke paralarına göre negatif ayrışma yaşamış bulunuyor. Brezilya’daki olumlu ayrışmayı bir yana bırakırsak Türk Lirasının da öteki paralar kadar değer kaybına uğraması gerekirdi. Demek ki Türkiye’ye özgü farklı bir şeyler var ki TL’de böyle bir negatif ayrışma söz konusu oldu. Bunun ne olduğu açık: Herkesin tahmin edeceği gibi enflasyonda iki aydır yaşanan düşüşler nedeniyle faizlerin düşürülmesi konusunun yine gündeme gelmiş olması. Merkez Bankası’nın farklı bir nedenle yapacağı olağanüstü genel kurul toplantısı da bu döneme denk gelince bu konudaki kuşkular arttı. Piyasa, enflasyonda kalıcı düşüş görülmeden ya da bir başka ifadeyle düşüş kalıcı hale gelmeden yapılacak faiz indirimlerinin yarardan çok zarar getireceğini düşünüyor ve o nedenle bu tür bir eylem yapılabileceği endişesiyle dövize talep yaratıyor.”
Hong Kong’da Credit Agricole stratejisti David Forrester, Perşembe günü Asya seansının başlarında kurlarda görülen sert yükselişlerin, halen Japon yeninde çok fazla kısa pozisyonda olan piyasa tarafından yönlendirildiğini söyledi. Hareketlerin Japonya’nın tatil olmasına rağmen yen paritelerinden kaynaklandığını ve piyasanın halen yende çok fazla açık pozisyonda olmasından dolayı bunun olağanüstü bir durum olmadığını kaydeden Forrester “Asya piyasalrı, Avrupa ve ABD’de ne olacağını görmek için bekle-gör moduna geçti. AVD ISM ve ADP verileri yatırımcı beklentileri açısında önemli olacak” şeklinde görüş belirtti. Forrester, “Piyasadaki hava haşen riskten kaçınma şeklinde. Çin ve Avrupa’da dün PMI verileri gevşekti. Küresel büyümede yavaşlamaya ilişkin endişeler basit bir haberle tersine dönebilecek bir şey değil” diye konuştu.
