Selçuk Moğul
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Altın Postun Peşinde, Bu Kez Akdeniz’de

Altın Postun Peşinde, Bu Kez Akdeniz’de

Bir 7 Ekim Yazısı...

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kafkas dağlarının sisli eteklerinde, bir zamanlar Argonotlar bir gemiye binmişti: Argo. Jason ve arkadaşları, Altın Post’un peşine düşmüşlerdi. O post, meydan okuyanların, imkânsızı arayanların sembolüydü. İnsanlığın hırsı ile umudunun aynı anda parladığı bir yolculuktu bu. Kimi o postu güç için, kimi ise onuru kurtarmak için istemişti.

Binlerce yıl geçti.Mitler bitti, gerçekler devam ediyor.. Çünkü insan, hâlâ yeryüzünde bir adalet, bir kurtuluş, bir umut arıyor. Ve başka bir “Argo” sessizce bu kez Karadeniz’de değil Akdeniz’de yolculuk yaptı.

“Sumud” Arapça’da direniş demek. Kök salmak, dayanmak, dimdik durmak… Yani öyle bir kelime ki, sadece bir geminin değil, bir halkın kaderini taşır içinde. Filodaki insanlar Jason değil, ne kahramanlık madalyaları var ne de Homeros destanına girecek bir isimleri. Ama hepsi, kalplerinde aynı ateşi taşıyor: mazlumun yanında olma cesareti.

Dünyanın sessizliğine inat, bu filo yola çıktı ve acımasız bir cevap aldı.

Gazze’ye, yani insanlığın vicdanına doğru…

Uluslararası toplum hâlâ kelimeleri tartıyor, karar taslaklarını paragraflarda boğuyor. “İnsani ara verelim”, “geçici ateşkes”, “kontrollü yardım” diyorlar. Oysa çocuklar kontrollü açlık çekmiyor, kadınlar geçici korkular yaşamıyor. Bombalar sadece taşları değil, kelimelerin de anlamını parçalıyor.

Bu yüzden, devletlerin yapamadığını bazen sivil vicdanlar yapar. Sumud filosu, kâğıt üzerindeki diplomatik cümlelerin ötesinde, “gerçek yardım”ın ne olduğunu hatırlatıyor bize. Çünkü bazen en büyük politika, sessiz bir insanlık eylemidir.

Antik mitolojide Jason, Altın Post’u almak için deniz canavarlarını, fırtınaları, ihaneti aşmak zorundaydı. Bugün de Sumud filosu aynı sınavı veriyor. Karşısında deniz değil, uluslararası ambargo var. Fırtına değil, sessizlik duvarı. Canavar değil, insan kılığına bürünmüş çıkarlar…

Ama yine de bir fark var:

Jason postu alınca geri döndü.

Bu filo ise geri dönmek için değil, ulaştırmak için yolculuğunu tamamladı.

Kim bilir, belki gün gelir tarih kitapları şunu yazar:

“Bir zamanlar, bir grup insan Gazze’ye gidebilmek için denizi aştı.

Ve o yolculuk, insanlığın yeniden doğuşunun hikâyesiydi.”

Belki Sumud’un gemileri, Altın Post’tan daha parlak bir şeyi taşıyor: vicdanı.

Çünkü insanlık, gerçekten kurtulacaksa;

O post artık yün değil, merhamet olmalı.

Daha ötesi, 80 yıldır her gün ezilen coğrafya için bugüne kadar da suskun kalınmasaydı daha iyiydi…

Altın postların diğer adreslerine selam olsun…

Sumud ya da başka bir yolculuğun anlamını bilenlere…

Çin hapishanelerinde inleyenlere,

Kendi dünyasında sürgün yaşayanlara

Merhameti ikilemsiz hak edenlere…

Sakin ve sessizce bekleyenlere…

Altın Postun Peşinde, Bu Kez Akdeniz’de
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.