Gül Akpınar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yaşamak mı, Hayatta Kalmak mı?

Yaşamak mı, Hayatta Kalmak mı?

featured
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bunu bir şikâyet olarak sormuyorum. Ne bir sitem ne de bir isyan bu. Bu, içimde bir süredir sessizce büyüyen bir fark edişin kelimelere tutunma hâli. Çünkü yaşamın; çalışmakla dinlenmek arasına sıkıştırılmış, tekrar eden bir döngüden ibaret olamayacağını içimde bir yerde artık çok net hissediyorum.

Yine de dönüp kendime baktığımda aynı soruya geliyorum: Yaşıyor muyum, yoksa yalnızca hayatta mı kalıyorum?

Maddiyat, hayal gücümün etrafına örülmüş görünmez bir duvar gibi duruyor. Büyük beklentilerim yok aslında. Lüks bir yaşam, taşan bir bolluk ya da gösterişli hayaller peşinde değilim. Sadece gezebilmek, görebilmek, nefes aldığımı gerçekten hissedebilmek istiyorum. Ama günümüz koşullarında bazen nefes almanın bile bir bedeli var. Ve bu bedel, çoğu zaman insanın cebinden önce ruhunu yoruyor.

Bunun yalnızca para meselesi olmadığını da biliyorum. İçinde yaşadığımız toplum, büyüdüğümüz aileler, bize erken yaşta çizilen sınırlar… “Yerini bil”, “önce sorumluluk”, “sonra yaşarsın” denilerek büyütülen insanlar olduk. O “sonra” ise çoğu zaman hiç gelmedi. Hayat, karşımızda ertelenmiş bir hak gibi durdu.

Hayatımızdaki sınırlar, kimi zaman bedenimizi kimi zaman zihnimizi kuşatıyor. Yaşadığımız bölgenin dışına çıkamamak, sadece bedensel bir engel olmakla kalmıyor, aynı zamanda iç dünyamızı da daraltabiliyor. Gidemediğimiz her yer, zamanla hayal gücümüzün de çekildiği bir sınıra dönüşüyor.

“Hayat herkese göre değil” diyorlar. Ama kime göre, neye göre? Kimin hakkıdır bir başkasının hayatı üzerine böyle bir hüküm vermek? Eğer yaşamak bir ayrıcalık değilse, neden bazıları için mümkünken bazıları için yalnızca katlanılması gereken bir hâl olarak sunuluyor?

Buradaki amaç başkalarının hayatını istemek değil. Bir başkasının yerine geçmek ya da sahip olduklarını talep etmek hiç değil. Sadece insanın, hakkı olanı istemesi. Doğuştan hak edileni yaşamak. Ne eksik ne fazla.

Bu soruyu soran tek kişi olmadığımı biliyorum. Aynı duyguyla sessizce yaşayan, aynı sıkışmışlığı hisseden pek çok insan var. Belki hepimiz farklı hayatlar sürüyoruz ama aynı yerde durup aynı soruyu fısıldıyoruz: Neden yaşıyor gibi yapıyorum da gerçekten yaşamıyorum?

Bu sorunun cevabı kolay değil. Belki bugün için net bir cevabı da yok. Ama şunu biliyorum: Bu soruyu sormak bile, insanın hayattan tamamen vazgeçmediğini gösterir. Çünkü insan, hâlâ daha adil ve daha insanca bir yaşamın mümkün olabileceğine dair küçük de olsa bir inanç kırıntısını içinde taşıyorsa, bu soru doğar.

Ve bazen, her şeyden önce insanın ihtiyacı olan tek şey hayatta kalmak değil, yaşamayı istemenin suç olmadığını bilmek.

Yaşamak mı, Hayatta Kalmak mı?
+ - 0

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!