Perde açılır ve Üç, iki, bir… Oyun!
Hadi başla bakalım, sıra sende. Senin için yazılmış bir kader var nasıl olsa. Her şekilde oynarsın korkma. Ya kaderini oynarsın ya da kaderinle.
Bembeyaz bir sayfa, kar gibi tertemiz. Biri de gelip karalayacak diye her an tetikte bekleme, bir çizikte sen atarsın üstüne. Elindeki son sayfa sanma. Yüreğinle oynarsan oyunda, bir sayfa daha açarsın hayatında.
Filmin son sahnesi mi sanıyorsun hayatını? Belki de yaşadığın acı bir fragman. Daha bitmedi hikayen, sen bitmedi dediğin müddetçe de bitmez zaten.
Ellerin mi kanıyor, yoksa üzerinde ağır taşlar mı var? Kabuk mu tutsun istiyorsun, açık mı kalsın yaran. Tercih senin, hayat senin, kader senin…
Bu senin hayatın, ömür dediğin elbet bir gün son bulacak. Kimse ölümsüz değil bu dünyada bir gün bir yerlerde senin de selan okunacak.
Kalbini karartma; kin, öfke, nefret zarar verir sana. En güzelini yapmaya çalış her ne yapıyorsan. Sevgiyle bak hayata. Gerisi zarar, gayrısı ziyan. Sana nefret kusana, sen meyve veren ağaç ol. Sözlerinle değil yaptıklarınla mahcup et.
Sayfa senin, sahne senin, hayat senin…
Arkanda nasıl izler bırakmak istiyorsan, öyle yoluna devam et. Kimse arkamdan ağlamaz, bende bir Allah’ın kuluna iyilik yapayım diye yapma. Gidenin ardından feryat eden çok olur. Her ağlayanı da gerçek sanma.
Kefen senin, amel senin, toprak senin…
Veee… Perde kapanır.
Sevgilerimle!