10 Kasım 1938… Yalnızca bir devletin değil, bir milletin de kalbinin durduğu gündür. Büyük halaskârımız Mustafa Kemal Atatürk’ün bedenen terk-i diyar edişi, genç Türk Cumhuriyeti’nin en önemli kırılma noktalarından biridir. Kimsesiz kalmış ve babasını kaybetmiş olan Cumhuriyet, onun fikirleri telakkisiyle ilelebet payidar olacaktır. Nitekim Cumhuriyetin gölgesindeki suret Halaskarımız Mustafa Kemal Atatürk’ündür.
Büyük Gazi’nin vefatı üzerine yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkansız kalmış ve bu konu üzerine yoğunlaşan devlet ricali, yeni reisicumhur olarak İsmet İnönü’yü seçmiştir.
Lakin İsmet İnönü seçilmeden önce,1 günlük Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığını yapan ve pek az insanın adını bildiği ama devlet hafızasında önemli bir yere sahip olan bir isim vardır: Mustafa Abdülhalik Renda.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi olan Renda, anayasa gereği Cumhurbaşkanlığı makamına vekil oldu ve görevi yalnızca bir gün sürdü. Fakat o bir gün, Cumhuriyet’in en kritik günlerinden biriydi.

Köklü Bir Devlet Adamı
1881’de Yanya’da doğan Renda, Mülkiye Mektebi mezunuydu. Kaymakamlık, valilik, bakanlık, milletvekilliği derken neredeyse devletin her kademesinde görev yaptı. Aynı zamanda İzmir’in kurtuluşundan sonra kentin ilk valisi olarak çalıştı. 1935’te TBMM Başkanı seçildi ve tam 11 yıl bu görevi sürdürdü. 1939’da daha önce de milletvekilliği yaptığı Çankırı Milletvekilliğine tekrar seçildi, ayrıca 1926’da “Ziraat Bankası İdare Meclis Üyeliğine” seçildi. Kısa izahtan sonra o güne gelelim:
O Bir Gün
Atatürk’ün vefatının hemen ardından, Türkiye’nin tüm gözü Ankara’daydı. Halk yas içindeydi ama devletin işlemesi gerekiyordu. Bundan dolayı Büyük Millet Meclisi Reisi olan Abdülhalik Renda, Teşkilâtı Esasiye kanunun 33. maddesi mucibince Reisicumhur vazifesini 1 gün olarak vekaleten üstlendi.
Nitekim Teşkilâtı Esasiye kanununun 34. maddesi gereğince 11 Kasım’da TBMM, İsmet İnönü’yü Cumhurbaşkanı seçti. Renda, bir günlüğüne oturduğu koltuğu sessizce devretti. Ancak bu sessizlik, aslında devlet geleneğinin en gür sesiydi: Nitekim Cumhuriyet, kişilerle değil kurumlarla ayakta kalır.

11 Kasım 1938 yılında, Büyük Millet Meclisi saat 11 gibi Reisicumhur Vekili Abdülhalik Renda başkanlığında toplanmıştır. Daha sonra yoklama yapılmış ve Renda Halaskar Gazi’nin vefatı üzerine konuşma yaptıktan sonra gözyaşlarını tutamamış ve ağlamış, tüm salonda ağlamaya başlamıştır. Konuşmasından sonra Teşkilatı Esasiye kanununun 34. maddesi gereği yeni Reisicumhur seçimleri başlamış ve Malatya mebusu İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin Reisicumhuru seçilmiştir.

Son söz olarak:
Abdülhalik Renda, bir günlüğüne Cumhurbaşkanı olarak anılıyor fakat asıl mirası, o kritik anda devletin istikrarını koruyan bir “sessiz nöbetçi” olmasıdır. Belki isim olarak ön sıralarda yer almadı, veya bu alanla ilgililer dışında bilinmiyor. Ama o, Cumhuriyet’in çarklarının durmadan dönmesini sağladı. Çünkü bazen tarihe geçmek, gürültülü bir zafer değil; sessiz bir görev nöbetidir.
Mustafa Kemal Atatürk’le alakalı diğer yazılarım:
“Atasını Tanımayan İt Peşinde Gezer“.
“5 Ağustos 1921: Umutsuzluğun İçinden Doğan Komutan”
“BAŞÖĞRETMENİMİZİN ÖĞRETMENİ: FİRER RADRİGEZ”
“Bir Günlük Cumhurbaşkanı: Abdülhalik Renda”
“2-3 Eylül 1936 Beylerbeyi Sarayı’nda Düzenlenen Balkan Festivali’nde Atatürk’e Ait Fotoğraflar”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıl Işığı: Bir Milletin Özgürlük ve Gelişim Hikayesi”
Tebrik ederim Umut Bey, yine şahane bir yazı yine şahane bilgilerle doyduk.
Teşekkür ederim:)
Tebrikler Umut Bey, kaleminize sağlık
Teşekkür ederim:)