Hayaller, Umut ve Yolculuk
Hayat uzun ve dalgalı bir deniz gibi… Bazen sakin, bazen fırtınalı. Benim için de öyle oldu; iyi zamanlarım oldu, puslu zamanlarım oldu. Ama uzun zamandır fark ettim ki, puslu olan günler bile bir armağan taşıyor. Belki hemen göremiyoruz, ama her zorluk, bir cevap, bir yol gösterici.
Hayaller… Az harfli bir kelime olmasına rağmen, ucu açık ve sonsuz bir kavram. Benim için hayal, bir hedeften çok umudu besleyen bir kaynak. Çocuklarımın mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmesi, benim hayallerimin en öncelikli yanı. Onların mutluluğu, bana nefes aldırıyor; kendime ait hayallerimi daha net görmemi ve ulaşılabilir kılmamı sağlıyor. Akademisyen olma isteğim de bundan besleniyor. Amacım, gençlerin kaybettikleri benliklerine yeniden kavuşmalarını sağlamak, hayatlarına dokunmak; bir rehber olmak. Çıkarsız, saf bir rehber. Yitip gitmelerine engel olmak.
Hayallerin gücü, onları yaşamakla değil, onlara inanmakla başlar. Benim akademisyenlik hayalim, sadece bilgi aktarmak değil; gençlere umut vermek, cesaret aşılamak ve merak uyandırmak. Ama tüm bunları yaparken vicdanlı ve ahlaklı olmalarını istiyorum. Çünkü umut, cesaret ve merak, ancak vicdanla birleştiğinde gerçek rehberliğe dönüşür.
Kendi hayat hikayem, öğrencilerime aktaracağım en canlı örnek olacak. Delile, ispata gerek kalmadan, kanlı canlı bir örnek… Onlara göstermek istediğim en derin gerçek, farkında olmadıkları kendi benlikleri ve güçleri, her birinin değerli birer cevher olduğu. Başlarda ilgilerini çekmeyebilir, ama önlerine koyacağım gerçeklerle kendi iç muhasebelerini yapacaklarından eminim. Önemli olan hitap dili; yargılamadan, kalplerine dokunacak şekilde konuşmak.
İlk cümlem onların gözlerine bakarken şu olurdu: “Hiçbir şey sizden daha güçlü değil, yeter ki kim olduğunuzu ve hayata geliş amacınızı bulun.” Bu söz, bir dersin başlangıcı değil, bir pusula. Çünkü çoğu zaman insanlar kendi potansiyelini göremez, kendi değerini küçümser. Onlara bunu hatırlatmak istiyorum.
Hayatımın zorlukları, yanlış tercihleri ve çıkmazları da bu yolda birer rehber oldu. Madalyonun iki yüzü var; karanlık olduğu kadar ışığı da var. Her yükselişin altında bir düşüş gerekir ve olumsuzluklar, doğruyu bulmamız için en iyi rehberlerdir. Yeter ki dar pencereden bakmayalım ve her sabahın bir şafağı olduğunu bilelim.
Yaşadığım çaresizlikleri, bana cevap olduğunu fark ettiğim an, hayatımda dönüm noktası oldu. Otuz küsur yıl sonra eğitim hayatıma geri dönmem, kendi yolumu bulduktan sonra çocuklarıma ve kendime rehber olabilmemin bir sonucu. Mum, kendi dibine ışık veremediği sürece etrafını aydınlatamaz. Ben önce kendi mumumu yaktım; kendi karanlığımı, eksik yanlarımı fark ettim. Artık hem kendi yolumu görebiliyorum hem de etrafıma ışık yayabiliyorum.
Her şeyi göründüğü gibi algılamamak, büyük resmi görmek… İşte bunu öğretmek istiyorum. Her düşüş, her yanılgı bir anahtar; ama anahtarın kendimiz olduğunu fark etmek, kapıyı açan gerçek güç. Bu farkındalık, hem kendi hayat yolculuğumu derinleştirdi hem de başkalarına ışık olabilme kapasitemi güçlendirdi.
Hayatımın her anını anlamla doldurmak, kendi gerçek benliğimi arayışım, tüm bu yolculuğun özü oldu. Şimdi biliyorum ki, umutla başlayan yolculuk, cesaretle adım atan, merakla keşfeden ve vicdanla yönlenen bir yol olmalı. Ve ben bu yolculuğu, çocuklarıma ve gençlere örnek olarak kendi hikayemle birleştirip, yakmaya çalıştığım mumumla aydınlatmak istiyorum.